"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meğer bir anlık kızgınlıkmış

Mehmet KARA
30 Aralık 2019, Pazartesi 00:07
Haber kanallarında tartışmaları izleyen var mı bilmiyoruz.

Ekonomi, dış politika, siyaset, yerli otomobil, Kanal İstanbul gibi konularda (bunlar uzatılabilir) yapılan tartışmalarda hep aynı kişileri görüyoruz. 

Bir kuraldır. Her konuda görüşü olan insan aslında konuştuğu hiçbir konuda tam da bir görüşü olmaz, olamaz. Konuştuğunda da bir iki cümle ezberleyip genelde de polemikle işi götürmeye çalışır.

Malûmunuz başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok büyükşehir belediye başkanı istifa ettirilmiş yerine atamalar yapılmıştı. Yani, bir bakıma kayyım atanmıştı. O tarihten bu yana da bu belediye başkanlarının neden istifa ettiği / ettirildiği tam olarak ortaya çıkmadı. Haklarında bir suçlama olup olmadığı da… Bir muamma olarak ortada duruyor.

Geçtiğimiz günlerde yine bir haber kanalında hükümete yakın bir gazeteci, “Erdoğan bir an için Gökçek’e kızdı ve ‘istifa etsin’ dedi. Görevden alınmasının yolsuzlukla falan alâkası yok” diye ilginç bir yorumda bulundu.

Bu gerçek mi, gerçek değil mi bilemiyoruz, ama sanki birilerini kurtarmak adına söylenmiş bir söz gibi… Yoksa, halkın seçtiği bir belediye başkanının partinin genel başkanının bir anlık kızgınlığı ile istifa edeceğini düşünmek safdillik olmaz mı?

Peki, bu doğruysa “Erdoğan neye kızmıştı da Gökçek’in istifasını istedi?” sorusu da cevap bekliyor. Parti başkanının bir anlık kızgınlığı ile seçilmişlerin yerinden olabilmesi de ayrı bir tartışma konusu… Yeni sistemde bir anlık kızgınlıkla her şey değişebiliyor demek ki…

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile ATO eski Başkanı Sinan Aygün arasında bir kavganın olduğu ve zaman zaman da bu tartışmalarda eski başkan Gökçek’in de isminin geçtiği bir dönem de bu açıklama ilginç değil mi?

Bu ifadeleri duyan birçok kişinin devrelerinin yandığını da söyleyebiliriz. 

Gülelim mi, ağlayalım mı, biz karar veremedik. 

SAĞLIK HİZMETİ ÜCRETSİZ DEĞİL Mİ?

İki gün sonra iyisiyle kötüsüyle bir yılı geride bırakıp yeni bir yıla giriyoruz. Yeni yıla girerken, büyük oranda zamlarla giriyoruz. Zaten geçim sıkıntısı içinde olan milleti yeni yılda ekonomik olarak daha da sıkıntılı bir süreç bekliyor.

Yeni yıla girerken sosyal devletin gereklerinden olan sağlık hizmeti ile ilgili bir gelişme bilmem dikkatinizi çekti mi? Prim borçlarını ödeyemeyen Genel Sağlık Sigortası ve Bağ-Kur’lu vatandaş 1 Ocak’tan itibaren sağlık hizmetlerinden faydalanamayacak. Sağlık hizmetinden faydalanamayacak 5 milyon insan var. 

Bu duruma bir çözüm bulunamazsa insanlar çok zor durumda kalacaklar. Hani sağlık hizmeti ücretsizdi?

GÜVENLİ BÖLGE NE OLDU?

Geçtiğimiz yılın en önemli olaylarından biri de ABD ve Rusya ile varılan mutabakat gereği Suriye’de 32 kilometre derinliğinde bir “güvenli bölge” kurulacaktı. Bu amaçla Türkiye tek başına Barış Pınarı Harekâtı’nı başlatmıştı. 

ABD ve Rusya ile ortak devriyeler yapılmış, ancak ABD ile yapılan ortak devriyenin göstermelik olduğu en üst düzey yöneticilerimiz tarafından dile getirilmişti. Gerçi Rusya ile yapılan devriyeler de bundan pek farklı değildi. 

Suriye’nin bu duruma düşmesinde en fazla payları olan ve şu anda da karışıklığın baş mimarı olan bu iki ülkeye güvenilmeyeceği bilinmesine rağmen bu girişimler yapılmış, ama sonuçsuz kalmıştı. 

Gelinen noktada 32 kilometre derinliğinde 444 kilometre genişliğinde oluşturulmaya çalışılan güvenli bölge konusunda açıklama yapılmazken, bu konuda askerlerimizin o bölgede durup durmadığı, güvenli bölgenin ne durumda olduğunu ise millet olarak bilmiyoruz… 

Yeni yıla sarkan bu büyük problem 2020’nin de en önemli meselelerinden birisi olarak önümüzde duruyor…

BASIN KARTLARI NEDEN VERİLMİYOR?

Yeni bir yıla girerken basına uygulanan ayrımcılık da devam ediyor. Basın İlân Kurumu bir yandan gazetelere ayrımcılık yapıp yasal hakkı olan ilânlarda haksızlık yaparken, diğer yandan ilân paraları ödenmezken, diğer yandan da bir demokrasi ayıbı olan basın mensupları arasında ayrımcılık olan akreditasyon uygulamasını devam ettiriyor.

Diğer yandan da bu yılın başında “yenilenme” adıyla gazetecilerin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na başvuruları üzerinden bir yıl geçmesine rağmen cevapsız kalıyor. “Sarı basın kartları” turkuaza dönüşürken, milletin hayrına iktidarın yanlış uygulamalarını eleştiren gazetecilere basın kartları verilmiyor. Kurumu aradığınızda da “Çalışmalar devam ediyor” deniliyor, ama bu konuda herhangi bir gelişme de yaşanmıyor.

İşin bir başka garip tarafı da 20 yıl basın kartı taşıyan gazetecilere verilen “Sürekli Basın Kartı” da verilmiyor. Adeta “gazetecinin nüfus cüzdanı” anlamına gelen ve hak edilen bu kartlar dahi verilmiyor. Yani bir hak kaybı yaşanıyor.

Komisyona girip kartını almaya hak kazanan, 20 yıl çalışıp sürekli kartını alan bir basın mensubuna kart verilmemesi nasıl izah edilebilir ki? 

Yeni yılda bu ayrımcılık ve hak kayıplarının giderilmesini bekliyoruz. Hiçbir suçu olmayan gazetecilere hangi kanuna dayanarak neden basın kartının verilmediği artık açıklanmalı… 

Okunma Sayısı: 3203
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    30.12.2019 08:47:11

    Hayırlı haftalar ve sabahlar kardeşim.Problemlerin,skıkıntıların ANA nedeni HAK-HUKUK-ADALETTEN ayrılma olduğu aşikardır. 1-Mahalli seçimler öncesi AKP li bazı belediye başkanalrını cebir ve tehdit ile istifa ettirip yine kendi partili birini başkan atamak DEMOKRASİYE AYKIRIDIR.Zira siz parti il başkanı atamıyorsunuz.Seçmenin seçtiği bir başkanı istifa ettirmek demokrasiye DARBEDİR. 2-Sarı basınkartlarının değiştirilmesi denilerek bir yıldır verilmemeside yine entrikecelık ve kökünde HAKSIZLIĞIN OLDUĞUDUR. Son sözümüz AKP varsa HAKSIZLIK-HUKUKSUZLUK,ACI ,GÖZYAŞI VE HAK GASPLARI VAR DEMEKTİR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı