Neredeyse her gün sağlıkta şiddet olaylarını duyuyoruz. Doktorların öldürülmesine kadar varan olaylar konuyu ülkenin en önemli meselelerinden birisi haline getirdi.
Konya Şehir Hastanesi’nde görevli Doktor Ekrem Karakaya’nın görevi başındayken, bir hasta yakınının silahından çıkan kurşunlarla öldürülmesi meselenin vehametini ortaya koydu. Bu olaydan sonra hastanelerin girişine X-ray’li güvenlik sistemleriyle çözüm aranmasına hekimler tepkili. Önce artan şiddet olaylarına çözüm bulunmasını isteyen hekimler sağlıkta şiddetinin önlemek için, şiddet uygulayan kişilerin SGK güvencelerini belli süreyle askıya alınmasını bir tedbir olarak sunuyor.
Pandemi sürecinde zor günler geçiren, maddî ve manevî olarak yıpranan sağlık çalışanlarının bir de şiddet olayları ile karşı karşıya kalmaları sağlıkçıların yurtdışına gitmelerine yol açarken, bazı hastanelerde uzman doktor açığını ortaya çıkardı.
Bir de bunun üzerine en üst makamdan “giderlerse gitsinler” denilmesi sağlık çalışanlarının morallerini iyice bozdu.
Randevu almak ayları bulurken, tahlil sonuçlarını göstermek için bile hastalar günlerce beklemek zorunda kalıyor. Her 5 dakikada bir hasta muayene etmek zorunda kalan doktorlar “tükenmişlik sendromu” yaşadıklarını söylemeleri de sağlık sisteminin halini ortaya koyuyor.
***
ŞİDDETİ ÖNLEMENİN YEGÂNE YOLU
Yıllardır her ay düzenli olarak sağlıkta şiddet raporu yayınlayan Sağlık-Sen’in Haziran ayı raporunda 32 şiddet vakası yaşandığı, 47 saldırgan tarafından gerçekleştirilen bu olaylarda, 42 sağlık çalışanının mağdur olduğu belirtildi. Araştırmaya göre, 2022’nin ilk 6 ayında 226 sağlık çalışanı şiddete uğramış. Her 4 sağlık çalışanından 1’i fiziksel şiddete, her 10 sağlık çalışanından 7’si psikolojik/sözel şiddete maruz kalmış. Tehdit, küfür ve hakaret gibi şiddet türleriyle ise bu oran katlanıyor.
Raporu değerlendiren Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, meselenin bu noktaya gelmesinde, suçlu aramayı bir tarafa bırakıp, sorunun kökten çözümü için herkesin seferber olması gerektiğini söylerken, bunun için öncelikli görevin Sağlık Bakanlığına düştüğünü söylüyor. Durmuş, sorunun kökten çözümünün yegâne yolunun, toplumsal duyarlılığı arttırmak olduğunun altını çizerken, cezalar ne kadar arttırılırsa arttırılsın caydırıcı olmadığını söylüyor.
**
MECLİS TOPLANTIYA ÇAĞRILDI AMA…
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla 16 maddelik bir kanun teklifi hazırlayan CHP, konunun ele alınması için 120 imza ile Meclis’i “olağanüstü toplantıya” çağırdı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Meclis İçtüzüğü gereği TBMM Genel Kurulu’nu 1 Ağustos’ta toplantıya çağırdı.
Şentop’un çağrısı sonrası AKP, “Sorunlara yönelik yürüttüğümüz çalışmaların istismar ve şov malzemesi haline dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz” diyerek toplantıya katılmama kararı aldı. Toplantıya katılmayacağını açıklayan HDP ise gerekçesini “kendilerine önceden haber verilmemesi” olarak açıkladı. Bundan önceki olağanüstü toplantıya çağırmalarda başka partilere haber verilmediği ortaya çıktı.
TBMM İçtüzüğü’ne göre, tatil ya da ara verme zamanlarında, 120 milletvekilinin imzasıyla gerekçe göstererek Meclis olağanüstü toplantıya çağrılabiliyor. Ancak görüşme yapılması için en az 200 milletvekilinin bulunması gerekiyor. Bu duruma göre, CHP, İYİ Parti ve diğer partilere mensup milletvekilleri ile bağımsızların toplamı 190. Bu tabloya göre görülen Meclis 15.00’te toplanamayacak.
Sağlıkta şiddet bu kadar ciddî bir konu iken, konunun siyaset üstü görülmesi gerekirken, “çoğu zaman” olduğu gibi toplumu ilgilendiren bir konu daha “bazı mülâhazalar”la siyasete alet edildi.
Meclis’in açılmasına daha iki ay varken sağlıkta şiddet devam ediyor.
***
BUNU HAK EDECEK NE YAPTIK?
Bir doktor sosyal medya hesabından bir kaldırım taşının resmi ile birlikte, “Kendi ellerimle tedavisini yaptığım hasta şu taşla beni öldürmek için acil servisi bastı. Biz bunu hak edecek ne yaptık?” notunu paylaştı…
Çok acil çözüm…