Ay ışığı ilk defa odasından içeriye doluyordu.
Gündüz güneş ışığı bu normaldi, ama ay ışığı… Yatağından kalkarak penceresinin önüne oturdu. Saatlerce o ışığı seyretti. Uykusu vardı, ama ay ışığının verdiği huzur, uykusunu bastırıyordu.
Saatler su gibi geçti. Aya bakarken her türlü düşüncesinden uzak, ama Allah’a çok yakındı. Bütün kâinat uyuyordu, ama gezegenler bütün vazifelerine devam ediyordu. Ay da bir gezegen olabilirdi ya da dünyanın uydusu, ama şimdi bu vazifesinden uzak sadece Allah’a yakınlaştıran bir vesileydi.
Sessizliğin içinde ezan sesi duyuldu. Ezan sesi yeni bir günü taktim ederken “Sabah namazı uykudan daha hayırlıdır” cümlesi, kalbini ferahlattı. Namazını kılıp yattı sonra ve o yatmadan, ay yerini güneşe bırakmıştı çoktan.