"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Binbaşı Hayri Tanju’nun değişimi

Misbah ERATİLLA
27 Kasım 2022, Pazar
Hayri Tanju’nun pilot olarak İzmir’den Erzincan’a tayini çıkar. Ailesini uzun bir süre yanına almaz. Eşi, oğlu ve üç kızı İzmir’de kalır.

Eşi, çocuklarına “Babanız bizi Erzincan’a kasıtlı olarak götürmüyor.” derdi. Bir zaman sonra Hayri Tanju ailesini Erzincan’a gelmeleri için haber gönderir. Aile Erzincan’a vardığında onları bir asker karşılar. On yaşındaki oğlu Dinçer, askere babasının nerede olduğunu sorduğunda asker, “Yüzbaşım namaz kılıyor!” der. O gün tüm aile şok olmuştu. Aile bir ara yanlış bir adrese mi geldik diye tereddüt etti. Ailesi bir müddet sonra Hayri ile görüştükten sonra onun çok değiştiğini anlarlar. Hayri sert mizaçlı biriydi. İtiraz kabul etmez, sinirlendiğinde kendine hâkim olamayan biriydi. Hayatı boyunca cuma namazına gittiği görülmemişti. Yaşantısında her çeşit eğlence, içki vb. şeyler vardı. Ailesine ve askerlere kızdığında onlara dayağın her türlüsünü atardı. Günahlarla dolu bir hayatı vardı. Hayri’nin ani değişimine aileden hiçbir fert inanamıyordu. Bir insanın bu kadar kısa sürede keskin çizgilerle değişmesi imkânsız gibiydi.

Hayri Tanju, Erzincan’a pilot yüzbaşı olarak tayini çıktığında Süleyman adında şarklı bir emir eri ile tanışır. Bu emir eri bir gün Hayri Tanju’ya Risale-i Nur külliyatından bir kitap vermiş. O da risaleyi almış ve o gece okumaya başlamış. Okudukça o gece ruhunda ve zihninde âdeta on şiddetinde bir deprem olmuştu. Birkaç gün sonra içindeki yıkıntılar ve döküntüler yavaş yavaş temizlenmiş ve âdeta yeni bir doğum gerçekleşmişti. Yeni Hayri temiz, tövbeli, lekesiz bir ruh ile Bismillah diyerek namaz kılarak ilk değişimi göstermiş. O geceden sonra ne çocuklarını ne eşini ne de askerleri dövmüştü. Artık âdeta o bir şefkat abidesi haline gelmişti.

Hayri Tanju, 1910 yılında Kütahya’nın Börekçiler Mahallesinde dünyaya gelmiş. Kuleli Askeri Lisesi’nin ardından Hava Harp Okulu’nu bitirdikten sonra pilot teğmen olarak Eskişehir’de göreve başlamış. Eskişehir’de hava ikmal merkez müdür muavini olarak görev yapmış ama o hep Binbaşı Hayri Bey olarak bilinmiştir. Hasretini dindirmek için 1951 yılında Emirdağ’da Bediüzzaman’ı ziyaret etmişti. Bu ziyareti bahane edilerek ordudan atılmıştır.

Arkadaşları onu çok zeki, yetenekli biri olarak anlatır. Ayrıca Fransızcayı çok iyi düzeyde, Almancayı ana dili kadar güzel konuşurdu. Orduda 23,5 yıl fiili hizmet yapmasına rağmen ona emekli maaşı bağlanmamıştı. Daha sonra ona cüzi bir ödeme yapıldı. Bediüzzaman, Hayri Tanju için “Benim fedakâr kardeşim!” diye hitap ettiği söylendiğinde mutluluktan yüzünde güller açıyordu. 

1954-1955 yılları idi. Bediüzzaman Eskişehir’e gelmiş Yıldız Otel’de kalıyordu. Hayri Tanju bir gün 13-14 yaşlarındaki oğlu Dinçer’in elinden tutarak Bediüzzaman’ın yanına götürdü. Bediüzzaman yatağın üstünde oturmuş her zamanki gibi çok heybetli görünüyordu. Baba oğul elini öptükten sonra Bediüzzaman Dinçer’e “Seni talebelerim defterine kaydediyorum.” dedi. Bediüzzaman ile o günkü görüşmeleri on beş dakika kadar sürmüştü. Bir gün Bediüzzman arabasıyla Hayri Tanju’yu görmek için evine gitmişti. Hayri de o gün Emirdağ’a Bediüzzaman Hazretlerini görmeye gitmişti. Karşılıklı olarak birbirlerini görmeye gitmişlerdi. Tüm mahalle o gün Bediüzzaman’ın arabasının başına toplanmıştı. Dinçer, Bediüzzaman’ın içinde bulunduğu arabanın yanına gidip “Babam evde yok!” deyince Bediüzzaman oradan ayrıldı.

Hayri Tanju Eskişehir’deki evlerinin çatı katına bir yer yaptı. Oraya bir teksir makinesi yerleştirir ve uzun yıllar risaleleri teksir etti. Hayri Tanju hayatı boyunca dört sefer ceza evine girdi. İlk tutuklaması askeriyede, sonra Dazkır’da ve iki sefer de Eskişehir’de hapis yattı. 1970 yılında oğlu Dinçer Almanya’ya gitti ve on bir sene orada kaldı. Dinçer, Almanya’da iken Hayri Tanju vefat etmişti. Hayri Tanju vefat ettiğinde 61 yaşındaydı. Ankara’nın Yakacık köyüne defnedilmiştir. Oğlu Dinçer’e göre, babasındaki değişiklikler öyle baş döndürücü olmuştu ki bugün bile onu düşündüğünde hayretini gizleyemiyordu.

Kaynak: 

Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-3

Okunma Sayısı: 2409
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    27.11.2022 20:01:54

    Allah c.c Üstad BEDIÜZZAMANIN ve onun gibi İMAN, KUR'AN ve İLAYI KELAMULLAH için mücadele,mücahede ve müdafaa edip, maddi veya manevi irtibatlı olan ve VEFAT eden cümle SALİH ve SALİHAT, Mümin ve müminata, muvahhidîn ve muvahhidata gani gani RAHMET eylesin. Cümle aile efradı ve dostlarına sabr-ı cemil ihsan etsin. Mekanları cennet bahçesi olsun inşaallah. Amiiin,Amiiin, elfü elfi Amiiin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı