"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doktorun doktora reçetesi

Mustafa Gönüllü
15 Ekim 2020, Perşembe 00:17
Geçtiğimiz hafta Risale-i Nur TV’de müzakere ettiğimiz Hastalar Risalesi konulu dersimizin bir özeti mahiyetinde olan ‘Hastaya ve hastalığa bakış’ başlıklı bir önceki yazımızı Hastalar Risalesi’nin başındaki, “Hastalara bir merhem, bir teselli, manevî bir reçete, bir iyadetü’l-mariz (hasta ziyareti) ve geçmiş olsun makamında yazılmıştır” cümlesini yorumlayarak bitirmiştik.

Bu yazımızda ise Hastalar Risalesi tahlillerine devam edeceğiz. 

Gördüğümüz üzere Bediüzzaman Hazretleri Hastalar Risalesi’ne başlarken, hastalara bir ziyaret ve geçmiş olsun makamında yazdığını ifade ediyor. Aslında burada Üstad, bir manevî doktor gibi hastalara şefkatle ve nezaketle yaklaşıyor ve bu yaklaşım ile sözlerini hastalara tesir ettiriyor, onlara ders veriyor. Bununla birlikte önemli bir ders daha var ki, hastalara yaklaşma usûlü ve onlara karşı tavır ve tutumun nasıl olması gerektiğini doktorlara ve biz doktor adaylarına öğretiyor. Yani manevî doktor olan Bediüzzaman, ‘hastayla iletişim’ konusunda maddî doktorlara önemli ve gerekli bir ders veriyor.

Bu dersin doktorlarca dikkate alınması gerekir, çünkü hastalıkların tedavi sürecinde doktorun tıp eğitiminden daha ziyade hastanın tedaviye uyumu önem arz etmektedir. Bazı tedaviler birkaç hafta, bazıları birkaç ay, birkaç yıl devam edebilirken, bazı tedavilerin de hayat boyu devam ettirilmesi gerektiği düşünülürse, bir tedavinin hayat tarzı haline gelebilmesi için hastanın tedaviye sadık kalması ve o tedavinin gerektirdiği şartları ‘sürdürülebilir bir şekilde’ yerine getirebilmesi gerekmektedir. Bunun için de hastanın doktoruyla olan iletişimi ve doktorun ona nasihatleri ve ikna edici cümleleri gerekmektedir. Bir doktorun, hastasına yaklaşım tarzı bu açıdan da önem arz etmektedir ki Bediüzzaman giriş cümlesinde bu metodu bizlere ders vermektedir.

Hastalara değer vermek

Bediüzzaman Hazretleri 25. Lem’a olan Hastalar Risalesi’ndeki 25 devaya geçmeden önce bir itizar sunmuştur yani bir özür beyan etmiştir. Risalenin 4,5 saat kadar kısa bir sürede yazılmış olduğunu ve yeniden tashih etmeye vakit bulamadıklarını ifade etmiş ve bu sebeple bazı yerlerin karışık ve düzensiz olabileceğini söylemiştir. Okuyanların ve özellikle hastaların, bazı ağır ifadelerden sıkılmamalarını ve gücenmemelerini rica edip hastalardan duâ talep etmiştir.

Burada ‘İtizar’ başlığı ile giriş yapması yani bir özür beyanında bulunması, onun hastalara karşı naif davrandığını ve onların halini anladığını göstermektedir ve onlardan duâ talep etmesi de, hastaların aslında yüksek bir makamda olduğunu ve onların çok değerli olduğunu onlara fark ettirmek içindir. Böyle naif ve nezaketli tutumu Bediüzzaman Hazretleri’nde tefekkür etmekteyiz.

Ayrıca Hastalar Risalesi’nin 4,5 saatte yazılması ve yazıldığı halde bırakılıp üzerinde hiçbir düzeltme yapılmadan bizlere sunulması dikkat çekicidir. Öncelikle bu kadar tesirli bir Risalenin bu kadar kısa bir sürede yazılması, Hastalar Risalesi’nin Kur’ânî olduğunu, Kur’ân’ın bizlere bir dersi olduğunu, akıllara ve kalplere şifa olan Kur’ân’dan ilhamla yazıldığını ve Şafi isminin bu Risalede tecelli ettiğini gösteriyor. Ve Üstadın yeniden tetkikat yapmamasının sebebi de, Risaledeki fıtriliği bozmamak, sanatın mana önüne geçmesini önlemek ve hastaların Risaledeki manalara odaklanmalarını ve zihinlere o şekilde yerleştirmelerini arzu etmektir.

Gelecek musîbetlere hazır mıyız?

Burada akıllara, Hastalar Risalesi sadece hastalara ya da hastalarla ilgilenenlere yönelik mi yazılmıştır diye sorular gelebilir. Ancak okunduğu zaman anlaşılacaktır ki bu Risale hastalara olduğu kadar musîbetzedelere yönelik de yazılmıştır. Hasta olmayan ancak çeşitli musîbetlere uğramış olanlar da büyük faydalar görecektir. Bununla birlikte her insan manevî çeşitli hastalıklara müptelâdır. Manevî yaraları olan her insan bu Risaleden fayda sağlayacaktır. 

Bu Risalenin ne kadar geniş bir kitleye hitap ettiğinin belki de en önemli göstergesi, bizlerin zaman bakımından ileriyi göremeyişimiz ve kaderimizin bizlere ne tür sahneler göstereceğini bilemeyişimizdir. Çünkü gelecekte bizim ya da yakınımızın bir hastalığı durumunda nasıl davranacağımız ve hislerimizi nasıl kontrol altına alacağımız meçhuldür. Gelecek olan bir musîbete hazırlıksız yakalanmak mı iyidir, yoksa önceden tedbir alıp musîbeti güzel karşılamak mı? İşte Hastalar Risalesi ile şu andan geleceğe yönelik bir hazırlık yapmış oluyor ve önceden tedbirimizi alıyoruz.

Hastalar Risalesi’nin çok yönlü tedavilerini okumaya ve anlamaya devam edeceğiz.

Okunma Sayısı: 3857
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    15.10.2020 04:25:11

    Aslında hayatın tamamını rehabilitasyona almak üzere bakıldığında, tıpkı ihlas ve uhuvvet risaleleri gibi, daha sık periyotlarda okunması ve adeta bir ilaç prospektüf kataloğu gibi başucu kitabı olarak daim el altında bulundurulacak bir kitap. Allah razı olsun . İşin bu yönüne dikkat çeken çok değerli bir makale. Tebrikler...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı