İnsanlar olarak, hayatın devamı gereği yemek, içmek, çalışmak, ev-bark, mal-mülk sahibi olmak durumundayız.
Bu ihtiyaçları temin etmek bu zamanda çok büyük emek ve gayret gerektiriyor. Başka şeylere çok zaman bulamıyoruz. Bu durumda nasıl ebedî hayatı kazanacağız?
Cenab-ı Hak, rahmeti ve hikmeti ile kısa dünya hayatında ebedî hayatı kazanmak için insanlara kolaylıklar ve yaptıkları dünyevi helâl işlerini ibadete çevirmenin yollarını göstermiştir. Meselâ alışverişte sünnete ittiba ettiklerinde o işi ibadete çevirebilirler. Yani besmele ile başlayıp, doğru ve dürüst davranmakla, aldatmadan, yalan söylemeden, malın kusurunu gizlemeden yaptıklarında o iş ibadete çevrilmiş olur. Veya bir öğretmen derse girdiğinde besmeleyle derse başlayıp, dersin hakkını vermeliyim diyerek gayret içerisinde olur, çalışırsa o iş ibadet olur. Çalışan her kimse bu şekilde hareket ettiğinde yaptığı iş ibadete çevrilir.
Ancak bu ibadet bizi farz emirlerin sorumluluğundan kurtarmaz. Helal dairesinde çalışmak da bir ibadettir; ama farz emirleri yerine getirmek şartıyla.
Bunun için beş vakit namazı kılmak, yedi büyük günahı ki; katl [adam öldürmek], zina, şarap [içki içmek], hukuk-u valideyn [akrabalarla bağı koparmak], yalancı şehadetlik, kumar, bidalara taraftarlık [dine zarar veren şeylere] gibi terk eden, sünnete ittiba eden yaptıklarını ibadete çevirebilir. Bir müjde daha var ki, o da “Fesad-ı ümmetim [halkın genel olarak büyük günahlara girdikleri] zamanında sünnetime ittiba edene yüz şehidin sevabı verilir” buyuruyor Peygamberimiz. Tam da bu zamanda .
Demek ki yaptıklarımızı ibadete çevirmek elimizde. Beş vakit namazı kılıp, büyük günahlardan kendimizi koruyup helal işlerimizde sünnete ittiba etmektir.