"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İbrahim Edhem Talas’ın (1897-1971) mektubu

Muzaffer KARAHİSAR
22 Aralık 2020, Salı
İbrahim Edhem Talas, Bediüzzaman dâvâsına gönül vermiş, Kur’ân ve iman hakikatlerine hayatını vakfetmiş kahraman bir Nur Talebesidir.

Sandıklı Alamescit Köyü imamı olarak Emirdağ Lâhikası’nda dört mektupta adı geçen “fa’al kardeşimiz İbrahim Edhem’in kendi sisteminde tam Nurcu olarak…” Üstadın, “O zâtı cidden tebrik ediyorum.” ifadesiyle senasına, selâmına, iltifatına, duâsına mazhar olmuş mübarek, muhlis, gayretli ve şecaat sahibi bir fıtratı vardır. 

İbrahim Edhem, 1948’de Üstad Bediüzzaman ile beraber Afyon hapishanesinde yatan maznunlardandır. Her Nur Talebesi gibi onun da sebat, sadâkat, samimiyet gibi yüksek seciyeleri saymakla bitmez. Üstad gibi Allah için vakf-ı hayat edenlerden, müstakil yaşamış, ihlâsı, istiğnayı terk etmemiş, vefatında dünyalık bırakmamış, cenaze namazı için musallada iken okunması için ölüm gerçeğini anlatan son dersi vasiyet bırakmıştır. 

70 SENELİK MEKTUBUN HİKÂYESİ

Ağabeyimin Hocası olması hasebiyle daha önceki yazılarımızda, bilinmeyen yönlerini, ilmini, irfanını, Risale-i Nur’a hizmet hatıralarını nazara vermeye çalışmıştık. Emirdağ Lâhikası 171. Mektup’ta bahsi geçen, İbrahim Edhem, Sandıklı Alamescit Köyü Hocası iken, okuttuğu küçük şakirtlerden, Nur dairesine giren altı küçücük masumların kendi kendilerine düşünüp hocalarına söyleyerek “Altı pusula kendi kalemleriyle yazarak, bu ihtiyar, hasta Said’e, o masum mübarekler, ömürlerinden her biri bir kısmını vermesi, hakikaten gayet medar-ı hayret ve takdir bir hâdise-i Nuriyedir.” 1 Üstad, “O masumların mübarek hediyelerini kabul edip, yine o küçük Said’lere hediye ederek, benim yerimde çalışmak için bağışlıyorum.” Üstadın memnun olduğu ve duâ ettiği altı kişiyi tesbit ederek sağ olanlarla görüşmüştük. 2 

Edhem Talas, hayatını Nur hizmetine adamış ve dâvâsı için yaşamıştır. Nurlar’ı yazmış, neşretmiş, muhtaçlara ulaştırmıştır. Her türlü çalışma, gayret ve fedakârlıkta saff-ı evvellerden olmuştur. Sandıklı havalisinden Isparta’ya, ziyarete gidenlere Üstad, “İbrahim Edhem kahramandır.” iltifatına liyakat kesbetmiş bahtiyarlardandır. Afyon Mahkemesi’nde yargılanmış, bir yıla yakın Üstad’la cezaevinde kalmış on sekiz Nur Talebesinden biri de İbrahim Edhem Talas’tır. Mahkemede cesur, pervasız, hakkı savunarak yaptığı müdafaaları vardır. Üstadın hizmetlerini, meslek ve meşrebini titizlikle takip etmiştir…

UZUN MEKTUPTA ANLATILANLAR   

İbrahim Edhem’in Üstada yazdığı uzunca mektubu vardır. “Onun uzun mektubunu, hastalığımdan, tashih ve ıslah ve ta’dil edemedim. Hakkımda pek ziyade senalarını ya kaldırmak, ya ta’dil etmek lâzımdır. Lâhika’ya girmek için suretini size gönderiyorum.” 3 

Kısaltılarak Lâhikaya geçen o mektubun gayr-i münteşir kısmı üç sayfa olarak daktilo ile yazılmıştır. “Çok Sevgili Üstadımız Efendimiz Hazretleri!” Hitabıyla başlayan mektup, o yıllarda Risale-i Nur Hizmetlerini deruhte eden talebelerin faaliyetleri, Nur hizmetinin tarihine ve talebelerine ışık tutan bir vesika gibi sarsılmaz imanları ve metanetli çalışmaları anlatılmaktadır:             

“Avrupa feylesoflarının ve onların sözlerini kendilerine düstur ittihaz eden bedbaht dinsizlerin, zındıkların din aleyhinde yaptıkları propaganda entrikalarına karşı Nur Şakirtleri sarsılmıyorlar… O şakirtler sarsılmaz imanlarıyla tereddüt ve şüphe bile getirmediler... İman-ı hakikî bulan Nur şakirtleri ise zerre miktarı imanlarına halel getirmedikleri gibi öyle sersemlerin bâtıl itikatlarına” itibar etmediler. 

“Evet, nasıl ki bir milletin siyaset istikameti hakkıyla muhafaza edilmez ise ve adaleti de yalnız adliyede kalırsa, o milletin akıbeti bataklık uçurumuna gideceği bedihidir…”

“Kararmış kalpleri de ân-ı vâhidde parlatan mübarek (Risale-i Nur) zâhir olunca Âlem-i İslâm’ı ayın on dördü gibi aydınlattı. Ve sırrını izhar ve bir hikmeti zâhir olduğu gibi, işte yüzlerce seneden beri din aleyhine yapılan zulümata karşı (Risale-i Nur) o propagandacıların başına ve bozuk beyinlerine; bir yangın bombası gibi patladı.”

“Ve o kitabın meyvesi hükmünde olan Risale-i Nur bir ucu arş-ı azamda olan Kur’ân-ı Hakîm’in hakikî tercüman olduğuna zerre miktar şüphe getirmez…”

“Ey din ve meslek yolunda hafız ve hoca efendi kardeşlerim! Nefsimle beraber size derim: Unvanımız olan veraset-ül enbiya olan ilim, bizlere yalnız şahsımıza ait değildir… O ilim bizlere emanettir. Emanete ihanet etmek ise imanın münkirliğine emanettir…”

“…İşte asıl bu zamandadır ki, malikine karşı aczini ikrar ve kusurunu itiraf edip Mabud-u hakikisine ibadet etmek… İşte asıl bu zamandadır ki, Sünnet-i Seniyyeye ittiba’ etmek… İşte asıl bu zamandadır ki, Ehl-i Sünnet ve-l Cemaati mezhebine uymak… İşte asıl bu zamandadır ki, hakikî imanın ne olduğunu bilmeyen bir din kardeşini iman nuruyla tenvir etmek…”

“…İşte asıl bu zamandadır ki, Hâlık-ı Kâinatı inkâr etmeye cesaret eden tabiiyyun, maddiiyyunlara Hakk’ın Hâlık ve Rezzak-ı Âlem olduğunu ispat ederek müdafaa etmek… İşte asıl bu zamandadır ki, âhiretin ilk ve gayet tehlikeli kapısı olan kabir azabından emin olmak için çare bulmak…”

“…Ey nefsim! Ádil-i Mutlak olan Allah Celle Celalühü ve Tekaddes Hazretleri senden evvel gelen bazı ilim sahipleri Kur’ân-ı Hakîm’in ahkâmını terk edip yanlış yahut yalan fetva veren dalkavukçuların daha ahirete gitmeden ukubet-i İlâhiye başına geldiğini görmedin mi?”

NUR KÂTİBİ VE POSTACISI

Uzun yıllar Risale-i Nurlar’ı yazıp çoğaltan İbrahim Edhem, Nur Postacılığı dahil üzerine düşen her hizmeti yapmıştır. Mektubunda, Alamescit Köyü’nde var kuvvetiyle Risale-i Nurlar’a çalışan Ahmet Hamdi, Mustafa Hoca ve Kadir Kardeşlerden sitayişle bahsetmekte… “Macıl (Örenkaya) Köyü’nde ara postası yapan Deli Ahmed Çavuş ve ihtiyarlığıyla beraber gece-gündüz Risale yazmakla meşgul olan Hasan Onbaşı kardeşler ve ezcümle, muhitte en ziyade Risale-i Nur şakirt bolluğu olan ve hemen hemen hepsi hafız ve hoca olan karye-i irfan kardeşlerin Risale-i Nur’u ruhları gibi seven, adeta yekdiğerleriyle faaliyet hususunda rekabet eden kardeşlere komşu olmak kadar sevinçli duygu, bu kâinatta var mıdır acaba?” 

“Haydi, nefsim, artık durmak dinlenmek zamanı değildir. Hemen çalışmalı, inayet-i Hak’tan himmet, Risale-i Nur’a çalışmak da bizden.”  İbrahim Edhem Talas’ın Mektubundan aldığımız pasajlar, onun faaliyetleri, gayreti ve çalışma sistemi hakkında fikirler veriyor. 

Üstad’a gönderdiği mektubu şöyle bitiriyor:

“Pâk el ve ayaklarınızı öperek hayırlı duâlarınızı bekleriz. Ve bu taraf talebelerinizin cümlesi selâmlarla selâmetlerinizi Cenab-ı Hak’tan temenni eylerler.”

Balıkesir, Kırkağaç ve Havalisi Nur Şakirtleri Namına, Sandıklı Alamescit Köy İmamı, Pek Kusurlu İbrahim Edhem Talas

Dipnotlar:

1- Emirdağ Lâhikası, 171. Mektup.

2- Yeni Asya, Muzaffer Karahisar, 15.10.2015.

3- Emirdağ Lâhikası-I, 169. Mektup.

Okunma Sayısı: 3450
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı