"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsmail Şükrü Çelikalay Hoca

Muzaffer KARAHİSAR
06 Ocak 2021, Çarşamba
İstiklâl Savaşı’nın sarıklı mücahitlerinden I. Dönem Afyon Milletvekili İsmail Şükrü Çelikalay Hoca (D. 1876, Afyon - Ö. 25 Aralık 1950, Afyon)

Afyonkarahisar’ın ünlü müderrislerinden İzzet Efendi’nin oğlu İsmail Şükrü, medrese eğitimi tamamlamış, 18 dalda müderrislik icazeti almış bir eğitimci, yazar, din âlimidir. 1909’dan itibaren Afyon Öğretmen Okulu’nda öğretmenlik, müdürlük hizmetlerini deruhte etmiştir. 1915’de Darülhilâfe Medresesi’nde öğretmen olmuştur.  

Şükrü Çelikalay Hoca, 1919’da Yunan kuvvetlerinin İzmir’i işgal etmesi üzerine Millî Mücadeleye katılmış, camilerde vaazlarıyla halkı, işgal güçlerine karşı seferberliğe teşvik etmiştir. Ankara’da cesareti, kahramanlığı, ilmi ve hitabeti ile dikkatleri üzerine çekmiş, ilk meclisin açılışında bulunmuş ve Mustafa Kemal’le görüşmeler yapmıştır. 

1949 senesinde 73 yaşındaki Şükrü Çelikalay, hanımının rahatsızlığı vesilesiyle İstanbul’a gittiği zaman Sebilürreşad Mecmuası’na uğrar, eski dostu Eşref Edib’i ziyaret eder. Milis Kuvvetleri Alay Komutanı olduğu döneme ait bir resmini verir ve hatıralarını anlatır. 1 O görüşmeden bir sene sonra vefat etmiştir.

İsmail Şükrü Çelikalay anlatıyor:                         

“23 Nisan’da toplandık, duâlar, senalarla Meclis’i açtık. Fakat Ankaralılar bize kongreci diyor, tamamıyla ısınmıyorlardı. Mustafa Kemal yanıma geldi: 

- Haydi, Hocam dedi. Afyon’da yaptığın gibi burada da halkı irşat et. Maksadımız memleketi, dini ve şeriatı kurtarmak olduğunu onlara anlat. Dâvâmızın samimî ve kutsal olduğuna inansınlar, itimat etsinler.”

Bunun üzerine Şükrü Çelikalay, bazı duyumlarını, menfi propagandalar sebebiyle endişelerini dile getirir: “Bizi düşman göstermişler. Din müesseselerini yıkacağımızı, mekteplerden din derslerini kaldıracağımızı, ulamanın sarıklarını başlarına dolayacağımızı söylemişler!” 

Mustafa Kemal:

- Ne münasebet Hocam!.. Biz buraya memleket ve dinin müdafaası için geldik.    

- Öyledir, Paşam, ama halkı inandırmak lâzım.

- Bunu sizden rica ediyorum. Ev ev, dükkân dükkân, cami cami dolaşarak halka bunu anlatmaya himmet ediniz.

Şükrü Çelikalay, Ankara’da önce Zincirli Camii, sonra Hacı Bayram’da halkı toplayıp derin ilmi ve keskin hitabetiyle düşmanın işgal ettiği yerlerde yaptığı mezalimi anlatarak el birliği ile mukaddes dâvânın müdafaasını yapmanın faziletini anlatmıştır. Birkaç gün sonra Mustafa Kemal’e gelişmeleri sevinçle anlatmış.

- Paşam müsterih olabilirsiniz, Ankara halkı bizimle beraberdir.

Şükrü Çelikalay, Erkân-ı Harbiye Reisi Fevzi Paşa ile görüşür. Tehlikenin ciddiyeti ve yapılması gerekenler istişare edilir. Şükrü Çelikalay, “Evet tehlikelidir, ama son nefesimize kadar savaşmayı dinimiz bize emreder.” 

Fevzi Paşa, Ankara’da ordunun hazırlık yapıp toparlanması için düşmanın beş ay Ankara’ya gelmeden muhafaza edilmesi gerektiğini söyler. 

Şükrü Çalikalay, cesaret ve heyecanla Fevzi Paşa’ya hitaben:

- Paşam bana kırk atla kırk silâh verilirse ben Ankara’dan kırk gönüllü mücahit alır, bir çete teşkil ederim. Yollardan köylerden toplayacağım silâh ve mücahitlerle beş ay değil, dokuz ay düşmana nefes aldırmam, oyalarım.

Şükrü Çelikalay, Hacı Bayram Camii’nde Cuma namazı sonrası kürsüye çıkar. Kapıları kapattırır ve cemaate hitap eder. Memleket ve dinimizi müdafaa için 7’den 70’e bütün Müslümanların cihadla mükellef olduğunu anlatır, söyler, coşturur. Memleketin vahim vaziyetine kendisiyle birlikte cemaatte ağlar. Cübbesini çıkarınca askerî elbise ve sarıkla kürsüde ayağa kalkar. Benimle Allah için cepheye gideceklerin silâhını alıp gelmesini söyler.

Kısa zamanda 700 Silâh, 600 Mücahit, 120 Atla Afyon’a hareket etmiş. Daha sonra katılanlarla emrinde 1000 kişilik mücahitle düşman kuvvetlerine karşı amansız mücadele etmiştir. “Uşak cephesinde, Çerkez Ethem’le irtibat kurup birlikte savunmuşlar. Çerkez Ethem, geri çekilince saldıran iki alay kadar düşman takviye kuvvetini beklemediği pusuya düşürerek mağlûp ettim. Ordu beni tebrik etti. Alay’ımın ismine “Çelik alay” namı verildi. Ben de soyadımı sonradan Çelik alay olarak aldım. Ordumuzu beş ay yerine, dokuz ay Dumlupınar’da oyaladım. İstanbul’dan gizlice İnebolu’ya dağlar gibi silâh ve mühimmat yetişmesiyle ordumuz düşmanı tepelemeye kudret kazanmış oldu.”  

“İşte bu noktadan Müdafaa-i Milliyece uhdeme yeşil kırmızı İstiklâl Madalyası verildi. Benden başka daha pek çok hocaların İstiklâl Harbi’nde mühim tesirleri vardır…”

Şükrü Çelikalay Hoca, I. Dönemde Afyon’dan milletvekili olarak Mecliste büyük bir rekorun sahibi olarak, birinci meclisin üç yıl dört aylık döneminde tam yüz üç soru önergesi verdi. Çok güçlü bir hatip, gerçek bir âlim olan Şükrü Hoca, inandığı prensiplere hayatı boyunca bağlı kaldı. Çeşitli komisyonlarda aktif görev aldı.        

Hilâfetin kaldırılmasına karşı çıktı ve ikinci Meclise giremedi

1923 yılında Hilâfetin kaldırılmasına karşı çıktı. Yapılan hazırlıklar üzerine bu husustaki önergenin görüşülmesinden sekiz gün önce Hilâfet-i İslâmiye ve Büyük Millet Meclisi adıyla bir beyanname yayınladı. 

Bu beyanname, Mecliste büyük tartışmalara sebep oldu. Bir grup milletvekili, Şükrü Hoca aleyhinde “Hâkimiyet-i Milliye ve Hilâfet-i İslâmiyye” adıyla cevabi bir beyanname yayımladılar…

İkinci Meclise giremeyen Şükrü Çelikalay Hoca, Millî Mücadelenin sarıklı mücahidi, vatan savunmasının unutulmaz, cesur kahramanı olarak gönüllerde yerini aldı. Afyon’a dönerek vaizlik hizmetine devam etti. Çeşitli cemiyetlerde görev aldı. Büyük Doğu Dergisi’nde inandıklarını yazmaktan ve söylemekten, çekinmedi. 25 Aralık 1950’de Hac dönüşü Afyon’da vefat etmiştir. 

Allah rahmet eylesin...

Dipnot:

1- SEBİLÜRREŞAD, C: 2, Mayıs 1949, No: 46, s. 333. 

Okunma Sayısı: 3822
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı