Akıp giden zaman, geçen ömür dakikaları, değişen mevsimler üzerinde fanilik damgası olan her yer ve her şey ebediyete yolculuğun işaretleridir. Şair “Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir…” Bütün mevcudat, yaratılış sırrına, gayesine uygun istikamette akıp gidiyor. Takdir edilen hayat müddeti içinde nizam ve intizamla gelip gidenler, Rabbimizin kudretini ve baki olduğunu gösteriyorlar.
Asırlardır devam eden değişiklikler, hayatın farklı, renkli, güzel şekillerini, yönlerini gösterir. Yeknesaklıktan uzaktan devam eden yaratılış mu’cizeleriyle varlıklar faaliyetlerini sürdürürler. Taklidi mümkün olmayan canlıların vücut şekli, yapısı, rızkı, hava, su gibi ihtiyacı olan her şey tedarik edilerek ulaştırılması belli bir ölçü ve sistem içinde devam ediyor. Yeryüzünün her köşesini mesken edinen görünen görünmeyen canlı cansız varlıklardaki renkler, tatlar, kokular, ölçülü şekilleri, muntazam sistemleriyle, faaliyetleriyle Yaratıcısını işaret eden eserlerdir.
Bütün varlıklardan üstün vasıflarla yaratılan insanlar, cirmi, cismi küçük olmasına rağmen akıl, fikir, kalp, ruh gibi maddî, ma-nevî cihazları, hissiyatı, duyguları, lâtifeleri ile kâinatın küçük bir takvimi olacak değerde donatılmıştır. Yüklenen bu misyon ve değerler manzumesiyle Allah’a muhatap olma şerefine yüceltilmiştir. Kâinatı, mahlûkatı ve mevcudatı Allah’ın eserleri olarak bilecek, anlayacak ve inanacak vasıflara haiz, arzın halifesi unvanını almıştır.
“Evet, insan ve insanın hayatı esmai-i İlâhiyenin tecelliyatına bir tarladır…” Cenab-ı Hakk’ın bütün kâinatta yarattığı isimleri, sırları, lâtifeleri, muhabbetleri alıp inkişaf ettirebilecek istidat insana verilmiş. Yeryüzünde ve kendi üzerinde tecelli eden, tezahür eden Allah’ın isim, irade, mu’cize, nimet, ihsan, delil ve işaretlerini anlayabilecek idrak ölçüleriyle iradesine kul olmanın şerefi ve mesuliyeti yüklenmiş.
Zerrelerden kürelere kadar kâinat içinde işleyen sistemler, intizamla devam eden faaliyetler, sanat eserleri, güzellik numuneleri yaratan Rabbimizi tanıtan sesler, sözler, konuşmalardır. Meselâ bir damla kan içinde iki yüz elli milyon tane canlı alyuvar hücresi, şekli, vazifesi, özellikleri ve sistemi nizam içerisinde yaratılış mu’cizesini nazarlara veriyor.
Kâinat içinde her an eksiksiz, düzenli ve sistemli bir faaliyet aksamadan devam ediyor. “Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.” (Kamer Sûresi, 49) ve “O Allah ki, yarattığı her şeyi en güzel bir şekilde yarattı….” (Secde Sûresi, 7) âyetleri gerçekleri ifade eden tevhid delilleridir.
Yaratan Rabbini tanıyan bir insan olmanın ölçüsü 23. Söz’de şu vecize ile ifade edilmiş: “İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise saadet-i dareyni iktiza eder…”