"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitimin bina boyutu

NİYAZİ YILMAZ
15 Ağustos 2013, Perşembe
“Bir okul hayal edin” denilince çocukluğumuzdan beri çizilen bir şekil (resim) vardır. Üçgen çatı, üstünde bacası, önünde bayrak... Okulun kapalı ve yüksek duvarlarının okula bakan tarafına açılmış bir giriş kapısı, son zamanlarda kapıda güvenlik görevlisi...
Peki, “Bir hapishane binası resmi çizin” desek acaba nasıl bir şekil çizilirdi? Okulun içinde sınıflar, idare odaları, tuvaletler ve öğrencilerin volta attıkları kapalı salonlar, yani teneffüse çıktıkları koridorlar var, dış bahçede de gökyüzünü gören zemini beton alanlar var. Hapishaneyi siz yazın artık...
Okulda okul müdürü, gardiyanlar pardon öğretmenler var, bazıları nöbetçidir öğrenciler kaçmasın diye! Siz hapishaneyi yazın...
Daha da teferruata girmeye gerek yok sanırım. Hapishane ile okul binaları ister L tipi olsun, ister F tipi olsun birbirine o kadar benziyor ki, biraz dikkatli incelenirse tek farkı yatılı olmayan okullar. Gökçeada’daki üstü açık hapishaneler gibidir. Mahpuslar, pardon öğrenciler evlerine giderler ve tekrar ertesi sabah cezalarını çekmek üzere,—hep karıştırıyorum—eğitimlerine devam etmek üzere okullarına gelirler. Bu çile ‘gel teskere gel (diploma demek istedim)’ şarkısı bitene kadar devam eder. Tam bir gecekondu mantığı on yıllardır devam etmektedir. Ruhsuz duvarlar, akustikten nasipsiz iç mekânlar, estetikten mahrum görüntü arz eden mimariler, sağlıksız, rutubetli hatta çoğu yalıtım bile yapılmamış duvarları, depreme, sele rüzgâra v.s dayanıklı mı, o ayrı bir tartışma mevzuu.
Okullar inşa edilirken belirli müteahhidler ve onların da yaptıkları binalarla memleketin her tarafını eğitim imkânlarına kavuşturmuşlar(!). Hayırseverleri anlatmama gerek yok, çoğu medyatik hayırseverler! Bir de karşılıklı çıkarların olduğu ilişkiler ki, vergiden düşürülme veya bazı hazine arazilerini hayırseverlere verme gibi. Bunlar duyulanlar, ben işin orasında değilim. Bir okulun kurucu müdürlüğünü yapmıştım; okul binası hakikaten bir ucube, ustalık hatalarını saysam sıkılırsınız, bir örnek vereyim yeter. Okulun—ki, 40 derslikli bir okul—72 tane tuvaleti var, tuvaletlerinin su giderleri koridorlara meyilli yapılmış. Rüzgâr estiğinde pencere ve kapılardan vahşi batının kovboy filmlerini andıran ıslık seslerini duyabilirsiniz. Koridorlarda açık yerlere konulmuş prizler. Boş verin bunları, binanın dış cephe boyasının rengi nedir dersiniz? Siz düşünün, ben çözümden bahsedeyim:
İnsan yetiştirilen kurumlara önce binasının uygunluğundan başlanılmalıdır. Tavanların yüksekliğinden başlasam çok teferruat olur, ama şu kadarını söyleyeyim ki; geleceğimizin büyüklerini yetiştireceğimiz okul binalarını yaparken; teşekkül ettirilecek bir komisyon veya heyet mi dersiniz, hani akil insanlar gibi bir şey. Bu heyette şimdilik yazacaklarımdan daha fazlasının bulunması gerekiyor. Mimar ve mühendislerin yanında akustik özelliklerini verecek fizik ve müzik profesörleri, estetik özelliğini verecek güzel sanatlar uzmanları, sağlıklı ortam ve hava hacminin ne kadar olabileceğine karar verecek tıp otoriterleri, şehrin neresine hangi araziye konuşlandırılacağına karar verecek jeologları temsil edecek uzmanlar, eğitimciler, sanatçılar, din adamları hatta uzay ilimlerinin temsilcisine kadar... Kısacası insana hitap eden bütün meslek gruplarından bir uzman bulundurulmalıdır. O zaman belki işin diğer boyutları tartışılabilir. Eğitimciler boyutu, ahlâkî boyutu, teknik boyutu, ailelerin eğitilmesi v.s.
Hülâsa, bahsettiğim binanın dış cephe rengi koyu gri olmaya devam ederse, bu anlattıklarım masal olarak çocuklarımıza anlatılır. Bir varmış, bir yokmuş… Çocukların büyük bir heyecanla okullarına gitmek için can attıkları bir ülke varmış; tatillerde canları çok sıkılır, okul dönemlerini büyük bir heyecanla beklerlermiş vs...
Selâm, saygı ve duâlarımla...
Okunma Sayısı: 1887
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Niyazi yılmaz

    7.1.2022 07:12:00

    Yazarın başka yazısı var mı.Varsa yayınlayabilir misiniz?

  • NİYAZİ YILMAZ

    28.2.2014 10:35:00

    Derdi olan doktora gider,merakı olan okur ama dert gelmeden önleyici tedbir almalı,merak ilmin hocasıdır özdeyişi gereği okumalı ve okumalı ve yine okumalı ne yazıkki okuma kültürümüzde dünya ortalamasının çok altındayız ancak YENİ ASYA okurları ise tam tersi dünya ortalamasının çok üstündedir... keşke herkes okusa dünya cennettten bir köşe olan gemiye dönerdi...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı