Hakkın hatırını her zaman her hal ve şartta yüksek tutma prensibiyle irtibatlı bazı önemli ölçüleri de yine Risale-i Nur’da konuyla ilgili yapılan izahlardan aktaracak olursak:
Takipçisi olduğumuz hizmet metodu itibarıyla “Hakka hizmet için intisap ettiğim meslek haktır ve daha güzeldir” diyebiliriz; ancak “Hak sadece benim mesleğimdir” diyerek tekelci bir tavır içerisinde olamayız.
Keza, bir görüşün hak olduğu noktasında genel ve yaygın bir mutabakata varılmışken, ehak, yani “daha hak ve daha doğru” olduğu gerekçesiyle başka bir fikri gündeme getirerek o uzlaşmayı bozmaya ve ihtilâf çıkarmaya da gerek yok.
Tabiî, genel atmosfer ve eğilim o yeni görüşün de benimsenip kabulüne müsaitse ayrı konu. Aksi halde ısrarcı olup zorlamamak ve gerekiyorsa zamana bırakmak çok daha isabetli olur.
Kendi mesleğimizin üstün meziyetlerini dile getirirken, hedefi yine hakka hizmet olan diğer meslekleri ve mensuplarını eleştirmek, eksik ve kusurlarını aramak; dahası onlarda var olduğunu iddia ettiğimiz eksik ve kusurları öne çıkararak kendi mesleğimizi parlatmaya çalışmak gibi tavır ve yaklaşımlara kesinlikle tevessül etmemeliyiz.
Bu çerçevede her söylediğimizin hak olması gerektiği, ama her hakkı söylemeye hakkımızın olmadığı düsturunu ve “Niyeti hâlis olmayan bir adamın nasihati bazen damara dokundurur ve aksülamel yapar” uyarısını da unutmamalıyız.
Bununla bağlantılı olarak, imanî meselelerin münakaşa suretiyle bahsinin caiz olmadığına ilişkin hatırlatmanın, diğer konular için de geçerli olduğuna da dikkat etmeliyiz.
Bu itibarla, bilhassa farklı yorumlara açık konuları tezekkür ederken, değişik fikirleri, ilk bakışta bize çok aykırı ve ters görünseler dahi, onlarda da birer dane-i hakikat olabileceği ihtimalini nazara alarak, insafla ve hikmetle değerlendirmeli; İslâm ahlâkına da uymayan kaba, hırçın, öfkeli, mütehevvir, suçlayıcı ve dışlayıcı üslûp ve söylemlere kesinlikle prim ve geçit vermemeliyiz.
Bunlar hem hakka hizmet hedefi çerçevesinde hassasiyetle riayet edilmesi gereken ölçülerden, hem de Peygamberimizin (asm) “Tamamlamak için gönderildim” dediği güzel ahlakın temel prensiplerinden bir kısmı.