"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çatı yanlışları (3)

Nahit TOPALOĞLU
29 Haziran 2025, Pazar
Şapka Deyip Geçmeyin-42 - Anlatım Bozuklukları-23

* “Ankara’nın resmen “terör örgütü” olarak ilân ettiği “ABD-İsrail mamulü” HTŞ üzerinden bir diğer “ABD-İsrail projesi” PYD/YPG’yi tasfiyesine kalkışması, 283 şehidin verildiği, 200 milyar doların harcandığı sınır ötesi harekâtlarla Suriye iç savaşının akıbetsizliğinde açığa çıktığı gibi BOP eksenli “yeni Suriye politikası” yine Türkiye’ye kaybettiriLiyor.

Ve “zâlimlerin kılınçları”ndan, küresel emperyallerin “tefrika ve fitne projeleri”nden çözüm, barış ve istikrarın gelmeyeceğini bir defa daha okutturuyor”

İlki edilgen, ikincisi ettirgen. Düzelmesi için ilk fiilin de ettirgen yapılması gerekir:

“…yine Türkiye’ye KAYBETTİRİYOR.”  

“…barış ve istikrarın gelmeyeceğini bir defa daha okutturuyor…” 

* “ En vahimi de “plân”ın, ülkenin fevkalâde önemli meselesinin siyasi ranta araçsallaştırılmasını, “tek kişilik rejim”i tahkimle iktidarı takviye etme ve siyasi ömrü biten birilerini ömür boyu koltukta tutma hesabıyla dayatılması.”

“…ARAÇ-SAL-LAŞ-TIR-IL-MAsını…” Yazarımız epey uğraşmış olmalı. İlk önce “araç” ismine şu sevimsiz ve uydurma –sal ekini ekleyip kelimeyi sıfata dönüştürmüş, sonra bu sıfatı –leş ekiyle “araçsallaş-“ fiiline çevirmiş. Sonra da oldurganlık çatı ekiyle (-tır) bu  geçissiz (nesne alamayan) fiili, nesne alabilen şekle çevirip “araçsallaştır-“ diye ettirgen yapmış. Sonra da –ıl çatı ekiyle tekrar nesnesiz ve edilgen fiil şekline dönüştürüp “araçsallaştırıl-” fiilini elde etmiş. 

Ümitsizce de olsa TDK’nin internet portalindeki bütün sözlüklerinde “araçsallaştırılmak” kelimesini tarattırdım. “Bu söz bulunamamıştır” diye olumsuz yanıt(!) aldım. 

70’li yıllarda, Nedim Gürbüz’ün Yeni Asya’da yayımlanmış olan “Reis Ne almış” hikâyesini hatırladım şimdi. 

“Yanıt” kelimesi taze servis edilmişti, yerseniz diye. Nedim Gürbüz mezkür hikâyesinde Reisin ne aldığını (Belediye reisi canım. Büyük Reis daha o zamanlar sucuk işinde çalışıyordu) o enfes mizâhî üslubuyla anlatmıştı.

Merak edenler için söyleyeyim, mevcudu kalmamış olduğundan hikâye kitabını bulamayabilirsiniz. O enfes hikâyede Nedim Gürbüz’ün naklettiğine göre Reis ne almış biliyor musunuz? “olumsuz yanıt” almış.

*“Sonbaharda etrafımıza baktığımızda ilk gözümüze çarpan sararıp yere düşen yapraklar, toprakla kucaklaşan ağaçların tohumları, uyanmak için uyumayı, mahşer gününde dirilmeyi ve nihayet dirilmek için ölmeyi, huzura kavuşmak için hüzün iklimine girmeyi, her sonun bir başlangıcını tahattur eder sonbahar…”  

Buradaki çatı yanlışının izalesi için “tahattur eder” fiilini (-tir ekiyle) ettirgen çatılı yapmak gerekir:

“… her sonun bir başlangıcını tahattur etTİRir sonbahar…”  

*“Tahkikî imanın verdiği güç, kuvvet ve teselli, insanı insan olma yolunda marifetullah’ın her basamağında yükselmeye ve muhteşem kâinat kitabını okumaya başlar.”  

Cümledeki anlatım pürüzünü gidermek için geçissiz yapılı iki fiilimsiye oldurganlık çatı eki (-t, tir) eklenmeli:

“Tahkikî imanın verdiği güç, kuvvet ve teselli, insanı insan olma yolunda marifetullah’ın her basamağında yükselTmeye ve muhteşem kâinat kitabını okuTmaya başlar.”

*“…Yeni sayılar çıkıp istenen yerlere ulaştıkça iman hizmetini hareketlenDİRdi.”

Burada da oldurganlık eki (-dir) gereksiz kullanılmış; çıkartılmalı:

“…Yeni sayılar istenen yerlere ulaştıkça iman hizmeti hareketlendi.

*“Sümbüllenmeye müstaid tohumlar, çekirdekler, habbeler o sıkıcı ve dar âlemde gerçi muztarip olurlar, o sıkılmaktan üzerlerindeki kışırları çatlar ve yırtarlar.”

Şimdi ise oldurganlık eki (-t) noksan; ilâve edilmeli:

“…üzerlerindeki kışırları çatlaTır ve yırtarlar.”

“Müstesnâ” bir çatı pürüzünü barındıran şu misalle, bu bahsi kapatıyoruz:

*“…Bu iki mânâ; hem ANLAŞILABİLİNİR, hem de şu KABUL EDİLEBİLİNİR…”

ANLAŞILABİLİNİLdi mi acaba?

***

Sıra geldi şapka cimriliğinin yol açtığı bir pürüze:

* “İŞİD’le bağlantılı SELEFİ bir militandı aslında.”

Pürüzü gösterebilmek için tahlil yolunu ihtiyar edelim:

Bir militandı: Yüklem

Bir militan olan kim: İŞİD’le bağlantılı selefi. Fâil (özne). Tabiî ki kastedilen bu değildi.

Şimdi esirgenen şapkayı koyarak tahlil edelim:

“İŞİD’le bağlantılı SELEFÎ bir militandı aslında.”

İŞİD’le bağlantılı SELEFÎ bir militandı: Yüklem

İŞİD’le bağlantılı SELEFÎ bir militan olan kim?: O. Gizli özne.

Ne diyorduk? Şapkadan geçin; şapka deyip geçmeyin!

Okunma Sayısı: 459
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı