"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ensar ve Muhacir kardeşliği

Nurefşan Taş
05 Ağustos 2018, Pazar
İslâm tarihindeki en güzel kardeşlik örneği Ensar ve Muhacir Kardeşliği’dir. Peki Ensar Ve Muhacir kime denir?

Muhacir; dinleri ve inançları uğruna, Mekke”den Medine’ye göç eden Müslümanlara, Ensar da Mekkeli Müslümanlara yardım eden Medineli Müslümanlara denir.

Mekke halkı günden güne artarak devam eden zulüm karşısında artık dayanamaz hale gelmişti. Mekkelilerin zulüm altında olduğunu duyan İslâm tarihinde Ensar olarak anılan Medine halkı; Mekke’de zulüm altında olan ilk Müslümanları şehirlerine dâvet etmiş, onlarla evlerini, topraklarını paylaşmış, şehirlerinin bu dâvet dolayısıyla düşmanların taarruzlarına maruz kalmasını göze almışlardır.

Bununla ilgili olarak; Ensar’dan Cabir b. Abdillah (ra) anlatıyor: Medineliler hurmalarını topladıklarında paylaşma esnasında iki küme yaparlar, bir kümeye daha çok, diğer kümeye daha az hurma koyarlardı. Az olan tarafa hurma dallarını koyarak o tarafı çok gösterirlerdi. Medineliler muhacir kardeşlerinin iki kümeden az olana talip olacaklarını, Medinelilere daha büyük kümeyi bırakacaklarını biliyorlardı.

Muhacirlere; “Buyurun hangi kümeyi tercih ederseniz alın”, derlerdi. Muhacirler de büyük kümenin Ensar’a kalması için daha az görünen kümeyi aldıklarında büyük küme muhacirlere gitmiş olurdu. Hayber Fethi’ne kadar Ensar’ın bu güzel tavrı aynen devam etti. (Heysemî, Mecmeu’z-Zevaid: 10/40. Bezzar’dan naklediyor.)

Buradan da anlaşılacağı üzere Ensar Muhacir Kardeşliği bu denli kuvvetli ve gerçek bir kardeşlikti. Yine bir keresinde aç biri Hz. Peygamber’in (asm) huzuruna gelmiş ve “Çok açım, bana yiyecek bir şeyler ver” demişti. Hz, Peygamber (asm) evine haber göndererek yiyecek bir şeyler varsa gönderilmesini istedi. Sudan başka bir şey olmadığı bildirildi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm) yanındakilere hitaben: “Bu adamı evinde misafir edecek var mı?” buyurdu. Ebu Talha (ra): ”Ben varım” dedi ve onu alıp evine götürdü. Ama orada da durum aynı idi. Hanımı sadece çocukların yiyeceğinin olduğunu söyledi. Karısına lambayı söndürmesini ve o yiyeceği getirip misafirin önüne koymasını söyledi. Üçü birlikte sofraya oturdular. Karı koca aç durdular ve sanki yiyormuş gibi ellerini getirip götürerek hareket ettirdiler, yemeği o aç misafirin yemesine fırsat verdiler. Bu olay üzerine şu âyet nazil olmuştur: “Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler.” (Haşr, 59/9) [35] )

Bizlere düşen bu kardeşlik misalinden kendimize pay çıkarabilmek. Acaba biz de Müslüman Kardeşlerimizin sıkıntılarına derman oluyor muyuz? Ya da bizde onların dertleri ile dertlenebiliyor muyuz? Komşumuz aç yatarken biz nasıl tok yatıyoruz? Yanı başımızda ülkesi işgal altında olduğu için ülkemize sığınan binlerce mülteci var ve hepsi de bizden Müslüman kardeşlerinden yardım bekliyor. Bir kuru ekmek, bir bardak su için bizlerin eline bakan pek çok Muhacir olarak nitelendirebileceğimiz kardeşlerimiz var. Bir Hadis-i Şerifte Allah Allah Resulü (asm) buyurdular ki:

“Mü’minler birbirini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlarda bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa (hummaya) tutulurlar. (Buhari, Edep27İ; Müslüm Birr 66)

İşte bizler kardeşliğe böylesine önem veren bir Peygamberin (asm) ümmetiyiz. Tarih, ensârın muhacirlere gösterdiği kardeşlik ve fedakârlık duygularının bir benzerini daha göstermekten âcizdir. Ancak bayrak şairimiz Mehmet Âkif Ersoy’un dediği gibi:

Dehşet-i mâziyi getir yâdına;

Kimse yetişmez yarın imdadına 

Merhametin yok diyelim nefsine

Merhamet etmez misin evlâdına?

Rabbimiz, inşallah hepimizin kalbine merhamet hissi koyar. Dilerim bizlerde birer Ensar olup yardıma muhtaç Muhacir kardeşlerimize Asr-ı Saadetteki gibi yaralarına derman oluruz.

Okunma Sayısı: 45040
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı