"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şergenecon, pike, çikinovaski; kumpis

Ömer Faruk ÖZAYDIN
29 Kasım 2020, Pazar
Bir varmış, çok yokmuş... Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Kaf Dağı’nın ardında, kendini mutlu zanneden bir hayal ülkesi varmış.

O musmutlu ülkenin de boylu poslu bir kralı varmış. Kral olmadan önce evlilik yüzüğünü gösterip, “Eğer bundan fazla malım olursa bilin ki çalmışımdır” diyen Hak adamı! şair idealist bir halk çocuğuymuş.

Önceki devirlerde marbelerle bunalmış olan millet bir umud olarak bu selvi boylu kralı seçmiş.

Bu kral, gelir gelmez memleketi imar edecek, “yolsuzluğu, yoksulluğu ve yasakları” kaldıracak adımlar atmış ve milletin teveccühünü kazanmış.

Birinci, ikinci dönem derken, halkın çoğunun desteğini almış.

Önceden kapıları herkese açık ve komşularıyla “sıfır sorun”suz yaşarken, ne olduysa kapılarını herkese kapatmış, memleketin dört bir yanına surlar ördürmüş.

Önceleri kardeşim Aslan, canım Merkep, bramın (kardaş) Şirvan, pismam (emmioğlu) Berzan, hasretinden prangalar eskittim Gülmez hoca ve daha nicelerle kolkola yoldaş iken; bir gece kan ter içinde uyanıp (rüyasında ne gördüyse) Aslan’a; “Bak ordularımla gelip, Çam’da Emek Camisinde Cum’a namazı kılarım”, Merkeb’e parmak sallayıp; “Neyine güveniyorsun, ben senden zenginim, sana ihtiyacım yok” diyerek sırtını dönüp, önünü çin-çonlara çevirmiş. Bramıne ve pismama terörist, Gülmez hocaya “Zumeyni”, yerimde gözü var, zeperasyon yapmasaydık memleketi (T)iran’a çevireceklerdi, marbeci, kekeke’ci, hacı’lı diyerek memleketi bin parçaya bölmüş.

ŞERGENECON KUMPİSİ

Bu kral, gelmeden evvel memlekete kral dayanmıyormuş. Mızraklı güçler canları sıkıldığında devlete marbe yapıyormuş.

Bizim kral, idareyi ele aldıktan sonra fısıltı ulakları yine marbe olacak diye kralı ikaz ediyorlarmış. Öyle bir hâl almış ki, marbe planı yapanları her yerde aramış ve haber salmışlar. Memleket Şergenecon çetesiyle kalkmış oturmuş. Kral da bu dâvâyı takip etmiş, hattâ “kadısı” ben olacağım demiş. Nihayet onlarca siyasî, mızraklı ve tiş adamlarını hapse attırmış, yüzlerce sene ceza vermiş.

Bir sabah kalkmışlar ki meğer Şergenecon yokmuş, ulakların ve kadıların oyununa gelinmiş aldatılmışlar; kumpismiş. 

PİKE KUMPİSİ

Bir zaman Batı’da ne var ne yok diye gönderilen sefirlerden biri güneşin batmadığı ülkeden “fusbol” diye bir oyuncak getirmiş. Bu fusbol kısa zamanda memlekete yayılmış, köylere kadar takımlar kurulmuş. Fusbol öyle bir hâle gelmiş ki artık müsabakaları seyretmek mangırlı olmuş. Takımlar da bu gelirlerden zengin olup, oyuncuları da başka memleketlerden dinarlarla getirmişler. Takımlar birbirini yene yene memleketin şampiyonu olmuşlar. Tabiî kral da bu şampiyonlara dinarlar saçmış. Şampiyonluk sayıları artınca birbirini kıskanan takımlar; hakemleri ve popçuları satın alıp “pike” yapmışlar.

Memleket baştan sona çalkalanmış, haber güvercinleri ve ulaklar her yere haber salmış, mahkemeler kurulmuş, delilli ispatlı olanlar hüküm giymiş ve kral da kabul etmiş. Ancak bir gece uykularından uyanıp ulaklar, devlet erkânı ve mahkemeler kandırıldığını düşünüp aldatılmışlar; meğerse kumpismiş.

ÇİKİNOVASKİ KUMPİSİ

Bu hayaller ülkesinin bir komşusu varmış, güya bu komşu tehlikeli mızraklar yapıyormuş. Dünya dinozorları da bunlara gıda haricinde yardımlara yasak getirmiş. Ancak bu hayal ülkesi, komşusuna acımış, yardım götürmüş. Fakat bu yardım gemilerinde gıda yerine “hava” satmışlar. O ülkenin hayırsever bir iş adamı varmış, dinazorlar uyanmasın diye hayal ülkesinin ileri gelenlerine “ak” dinarlar getirmiş. Bu ileri gelenler odalara sığmayacak dinarları iç etmiş, yer bulamayınca evlâdlarına dağıtmış, fısırlamak istemişler. Farkına varanlara da rüşvet vererek büyük bir “çikinovaski” depremi yaşamışlar.

Ancak öyle zavallı öyle saf bir halkı varmış ki, Zumeyni’cilerin devlete marbe yapacağına inandırılmış, onlara inandıkları için aldatıldıklarını söylemişler; meğerse kumpismiş.

Evet sevgili dostlar, “Mavera yolcusu”ndan masallar okudunuz.

Bu masalın gerçekle ilgisi olmayıp tamamen hayal! ürünüdür.

Ancak bir hakikat var ki böyle aldatılan, saf milletler var. Yoksa dinazorlar dünyayı parmağında oynatır, fakir milletlerin kanını emer, kardeş olanlar birbirini yer miydi?

Bir varmış, çok yokmuş...

Okunma Sayısı: 3657
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai MUMCU

    29.11.2020 22:05:54

    780576 sayili kisiye özel ceza kanunu. Her kim Selcuklu sultanlarina hakaret ede ayni mevcut kisiye özel ceza kanununda oldugu gibi hüküm giye. 780577 sayili kisiye özel ceza kanunu. Her kim Osmanli sultanlarina hakaret ede ayni mevcut kisiye özel ceza kanununda oldugu gibi hüküm giye.

  • Osman

    29.11.2020 11:46:11

    Tebrik ederim. Orjinal bir yazı olmuş. Tabiki anlayana

  • Ali R. Yardimoglu

    29.11.2020 06:46:37

    ..bu mukemmel "Maupassant" anlatimli edebi hikayenin oldugu ulkenin adi ise, olmayan "Dogu Kore" imis, mevcut olan Kuzey Kore misal, orada da insanlar, illa ve muhakkak ve hep,1 tek Adam takib edip, bu efsundan buyulu imisler......

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı