İhtar: Ummadığımız, dolayısıyla arzu etmediğimiz veçhile gazetemizden ve de işbu köşemizden bir müddet uzak kaldık.
Hamdolsun yine birlikteyiz... Geçen süreçte sâdece dergilerimizi ta’kip edebilmiştik. Önümüzdeki kısa bir vetirede dergiler ve gazetemizden seçmelerle (derleme) karşınızda olacağız, peşi sıra te’lif yazılarımız gelecek. “Seçmeler” yazı sahamızın bir parçası olageldiğinden ve de “eski sayı”lar da olsa dergilerimizdeki mühim tesbitleri “hakikat”in bir nev’î parçaları addettiğimizden onları nazar-ı dikkatinize sunuyor, affınızı istirham ediyoruz!
***
GENÇ YORUM
* Bir insan için “Ustayım.” demek kadar “acemilik” var mı! (Ali Hakkoymaz)
* Çocuklar saf ve temiz bir ruha sâhip oldukları için her şeyi “hissederek” yaşamak isterler. (Ayşenur Akay-Sürer)
* İnsanın maddî-mânevî bütünlüğünü koruması ve hem fizyolojik hem de psikolojik olarak sağlıklı kalması için sosyal çevreyi ve iletişimi muhafaza etmesi gerekir; öyleyse insan, iletişimi ve sosyalleşmeyi ihmâl etmemelidir. (Bilal Said Parlakoğlu)
* “Hastane” ismi aklımıza “olumsuzluk, karanlık, karamsarlık” mânâlarını hatırlatıyor. Hepsi de negatif! / Bugünkü ilmî araştırmalar “olumlu düşünmenin, moralin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve hastalıkların daha kolay atlatılmasına yardımcı olduğunu” gösteriyor. Demek ki ecdadımız “şifahâne” ismiyle başlayarak en doğru adımları atmış. Darısı torunlarının başına!.. (Cenk Çalık)
* (...)Endüstriyelleşmenin getirisi olan fahiş bilet fiyatları ve yöneticilerin taraftarları sindirmesi sebebiyle artık tribünler siyasî işlevini yitirmeye başladı. (Mahmut Cemâl Çakır)
* İnsanı tekâmüle/gelişime sevk eden öncelikli etken (...) “kendisiyle baş başa kalması”dır. Yalnız kaldığı vakitlerle insan kendini bulur. / Kendini bulmadan topluma atılmak, topluma yük olmaktır. (...) Topluma atılmadan önce birey olabilmek, insan olmanın bir gereğidir. (Mustafa Gönüllü)
* (...)Ebedî olana çok, fânî olana az vakit harcanmalıdır. (Mustafa Usta)
***
BİZİM AİLE
* Genel bir bilgi olarak ifâde etmeliyim ki ziyaret ettiğiniz şehirlerin insanını, kültürünü ve yaşamalarını tanımak isterseniz ilk adresiniz “etnografya müzeleri” olmalı; zira bu tür müzelerde yöre halkının günlük yaşayışları, kıyafetleri, yeme içme kültürleri kadar hayatın bütün noktaları hakkında bilgi alabilme imkânınız oluyor. (Cenk Çalık)
* Floresan lâmbalar muhteva olarak “cıva buharı” ve “fosfor” doldurulmuş cam tüplerden oluşmakta, insan ve çevre sağlığını doğrudan olumsuz yönde etkileyecek etmenlere sâhiptir! Kanserojen madde ihtiva eden bu lâmbaların ömrü tükendiğinde gelişigüzel çöpe atılması, kırılması, patlaması sonucunda içerisinde bulunan cıva ağır metali serbest kalarak havaya dağılır. Havaya karışan cıva solumayla, deri yoluyla veya yiyeceklerin üzerinde tutunarak vücudumuza girer... (Elmas Zeynep Sâlihoğlu)
* İnsan çok konuştu muydu sözün ucunu kaçırır! (Fehmi Marankos)
* (...)Ölüm ânında Peygamber Efendimizin (asm) cemâlini gören mü’min—tıpkı Hz. Yusuf’un (as) güzelliği karşısında parmaklarını doğradıkları hâlde acısını duymayan kadınlardaki sarhoşluk hâli gibi—ölüm acısını duymaz. (Mehtap Yıldırım-Yükselten)
***
Not: Yukarıdaki tesbitler dergilerin Şubat 2021 tarihli sayılarından derlenmiştir.