Hayat istikamet üzerine devam eder ve etmeli. İstikametimiz Mekke’ye yönelmek olmalı... Saatimiz o maksat ile kurulmuştur. İstikamet budur...
Abdest aldıktan sonra namazımızı kılmak için, ya camide veya evde kıbleye durmak gerekir. İnsanız... En önemli istikametimiz elbette ahiret hayatıdır. Her an ona hazırlıklı halde olmalıyız.
Vefatımızdan önce Kelime-i Şehadet getirmemiz bu ebedî âlemdeki hayatımızın ilk istikametini gösterir. İlköğretimdeki çocuklara rastladığımda ilk sorduğum soru şudur:
“Meslek olarak neyi seçtiniz?”
Cevap veren çocuklarımızın hedeflerini şimdiden belirlediklerini görünce hep takdir ederim. Bu soruya, “Henüz bir seçimim olmadı” diye cevap verenlere tabiî ki üzülürüm. Bu anlamda, bir istikamette kararlı olmak oldukça önemlidir.
Demokratların da istikamette olmaları önemli. Onların Ahrarlar ile başlayan serüvenleri devam ederken, Zincirbozan yolunda “doğru yol” ile şekillendirdikleri istikametleri ülkemize çok şey kazandırdı.
Bugünün yaramaz çocukları, bu birikimleri satıp savmak ile hayatlarını devam ettirdiler. Artık yolun sonuna gelindi. Üstad’ın istikametini hiç unutmuyoruz.
“Ümitvar olunuz! Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sâdâ İslâm’ın sâdâsı olacaktır” derken, bu istikametin ne derece yüksek bir ideal ve istikamet olduğunu gösteriyordu. Bizim de bu anlamda istikametimiz olmalı...
Hizmetlerimizi ciddî takip etmek, Üstad’ın vasiyetine harfiyen uymak, tesanüdü bozucu tavırlardan şiddet ile kaçınmak, neşriyatımıza son nefesimize kadar sahip çıkmak, istikametimizi muhafaza etmek birinci şiarımız olmalı...
“Allah doğru yoldan ayırmasın!” temennisinin eskiden beri lisanımızda makes bulması bu açıdan çok önemli.