Risale-i Nur okumaları okuyanı muhakkak ki bu dünyada dahi mesut, bahtiyar edecek hallere sokar.
Bir beşer/insan olarak hatadan hâli olmayacağımızı bizlere ihtar ederek; yanlışlarımızdan, günahlarımızdan bir nedâmeti, pişmanlığı bizlere; Risale-i Nurlar’daki okuyabildiğimiz, kavrayabildiğimiz manalar, ikazlar ve ihtarlar kazandırır.
Bu dünyadaki fani, geçici tehlikelerle birlikte, mahiyetinin Risalelerde çok iyi anlatıldığı Cehennemden de bizleri; bilgi ve malûmatlarla aydınlatır, korur ve korunmamız için okumalarımızı teşvik eder.
Bütün akıllar, zihinler parçalanmış atomu bir daha, bin daha parçalamaya ve bu fani dünyaya hükmetmeye odaklanmışken, Risale-i Nurlar insanları şeytanın, nefsin, enaniyetin şerrinden, belâsından, fitnesinden, kötülük ve hücumlarından kurtarmaya, korumaya ve kollamaya çalışır.
Bir riyakârane duruş ve tavır içerisinde çevresi diyerek ota, çöpe; yok efendim hayvanseverlik gösterisiyle kediyle köpeği evlerde esir etmekle yapılan yönlendirme ve eğitimler, herkese ve her şeye şefkat ve merhametin; saygının, sevginin asıl amaç ve hallerinin önüne geçmemelidir.
Muhakkak ki Risale-i Nurlar’ın okunmasının ve anlaşılmasının asrımızda, bu dalâlet ve felâketler asrında ehemmiyeti çok büyüktür. Çünkü bu hasta ve gaddar asrın belâlarına, fitnelerine, çeşit çeşit bulaşıcı beşeri adavet ve düşmanlıklarına asrın muhteşem tefsiri, bir ilâçtır, bir devadır, bir mu’cizevî iksirdir ve reçetedir.
Nurlar’ın okunmasıyla kalpler ferahlar, simalarda tebessümler hasıl olur. Neden, çünkü sefahatin, dalâletin beşerî musîbetlerin binlerce zihinlerde oluşan suallerin cevapları verilmiştir.
Yüreklerimizdeki kıpırtılar, hazlar, ürpertiler ancak imanî, İslâmî, Kur’ânî bir hakikatı anlamakla husûle gelebilir, ortaya çıkabilir.
İmanî zevkler ve lezzetler ücret istemezler yeter ki kalbimiz, ruhumuz, aklımız iman hakikatleriyle; Kur’ân’ın nuruyla nurlansın, aydınlansın.
Bütün vücudumuzu saran imanî bir hararetin, burunlarımızı sızlatacak, göz pınarlarımızı nemlendirecek, aklımızı yönlendirecek, kalbimizi ferahlandıracak şekillerini, hal ve durumlarını görmek, duymak ve yaşamak istiyorsak… Bu zamanın hakikattar bir tefsiri olan, zamanın yaralarının merhemi Risale-i Nurlar’ı okumamız ve anlamamız lâzımdır.