Cenab-ı Hak emir ve yasaklarında daima aşırılıklardan; ifrat ve tefritten kaçınmamızı biz mü’min ve muvahhid kullarına emretmiş, yapmamızı, yerine getirmemizi, uygulamamızı istemiştir.
Efendimiz de (asm) bizlere vasati bir yolu orta yolu daima davranışlarımızda ve konuşmalarımızda uygulamamız için bizlere tavsiye etmiştir. Kendi hayatında tatbik ettiği bütün uygulamaları ve yaşayışı biz mü’min kullar için ileri gitmeden, geri kalmadan; ifrata ve tefride düşmeden bizlerin hayatımızda Sünnet-i Seniyye olarak uygulamamızı beklemektedir.
Hem fikrî hem de fiilî olarak hayatımızın her safhasında ölçülü olmak şarttır, gerekmektedir. Elimizdeki ölçü ise, mihenk ise Kur’ânî, İslâmî, imanî olmalıdır. Yoksa ölçü; gerçek manada ölçü olmaktan çıkar. Tamamen dünyevî maslahat ve menfaatler dairesinde ve hedeflerinde birer ölçü timsali oluverir.
Bediüzzaman da ölçülü olmayı hem iktisaden, hem fikren, hem hak hukuk, adalet noktalarından kâinattan örnekler getirerek bizlerden istiyor, yapmayı, uymayı bize ders veriyor ve arzu ediyor.
İktisaden Sünnet-i Seniyye düsturlarıyla hayatta muvaffak olabileceğimizi ifade ediyor. Yeme-içme ve sıhhat noktasından vasati olmamızı, sünnete uygun beslenmemizi tavsiye ediyor.
Fikren, görüş ve düşüncelerin İslâmî ölçülere uygunsa kabul edilmesini yoksa reddedilmesini söylüyor. Salâbet-i diniye noktasından daima iman, Kur’ân, İslâmiyet mizanlarıyla/ölçüleriyle tartılmasını arzu ediyor. Kim olursa olsun, filan söyledi diye, anlattı, izah etti diye değil de anlatılanların, söylenenlerin bir mihenge vurulmasını, Kur’ânî hükümlere uygun ise tatbik edilmesini iddialı bir şekilde istiyor. Bu konuda gerekli izahatı yapıyor ve hayatından örnekler veriyor.
Hak ve hukuk, adalet noktalarından da ifratın ve tefritin; aşırılığın veya noksanlığın adları bile anılmamalıdır. Hak haktır; küçüğüne, büyüğüne bakılmaz… Hukuk herkese lâzımdır… Adalet Allah’ın emrettiği ve kâinatta uyguladığı şekliyle uygulanmalı, yayılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.
Demek ki, ölçüyü, ölçünün kuralları değil kullananların koyduğu kurallar değiştiriyor. Ve adamına göre ölçülü veya ölçüsüzlük fikir ve görüşleri, düşünceleri ortaya çıkıyor.
Allah’ın emrettiği, Efendimizin (asm) tavsiye ettiği ve İslâm büyüklerinin hayatlarında tatbik ettikleri vasatî, ortayol, aşırılıkların olmadığı; hakkın ve hukukun kabul ettiği, adaletli kabul edilebilir ve uygulanabilir bir yol bizlerin takip edebileceği yol, tarz ve şekil olmalıdır.