Bir çok hizmet çeşidi var ki, insanlar farkında oldukları halde farkında değilmiş gibi davranırlar, görmemezlikten, duymamazlıktan gelirler.
İman, Kur’an, İslamiyet hizmetinde bulunmak toprak olmayı gerektirir. Toprağın üzerindeki bir yükseltiyi, kabartıyı bile eğer iman hizmetine tam olarak fayda ve katkıda bulunmuyorsa kabul etmez.
Kendini bilmemezlik bu hizmetin içerisinde bulunanları iflah ettirmez.
Hizmet kudsi ve büyük olduğu için; büyük ve kudsi bir mahviyet, tevazu, sıdkıyet, kendisine ve başkalarına hürmet, saygı ister.
O lafla hizmet olmaz, taşın altına el koymak, diye bir tabir var ya. Bu iman Kur’an hizmetinde tamamen eksik kalır. Yani taşın altındaki toprak olmak gerekir. Tevazu ve mahviyetle, uhuvvetkarane hizmette, iman kuran hizmetinde.
Risale-i Nurlar gibi muhteşem bir iman, Kur’an hazinesi eserleri okumayan, okuyamayan bu zaman ve zeminde imani hizmetlerde muvaffak olamaz.
Risale-i Nurları okuyan bir iman hizmetkarı, okumakla hem kendi nefsini ve şeytanını susturur hem de imani hizmetlerde bulunabilir.
Risale-i Nur okumaları ise anlamak ve yaşayarak gösterebilmek için yavaş yavaş ve daimi olmalıdır. Risale-i Nur okumalarında yarış eder gibi kitapları okuyarak bitirmek değil; okunan kitapları anlayabilmek, kavrayabilmek önemlidir.
Eğer ahiret varsa, hesap varsa ve bu dünya bir gün yıkılacaksa yıkıntılar arasında perişan, hesabını verememiş bir kimse olmak istemiyorsak; Risale-i Nurları, bu parlak Kur’an tefsirlerini çok dikkatlice okumamız gerekmektedir. Rabbim bu okumalarda kolaylıklar ihsan etsin inşaallah.