"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Âlem, tevhide işaret eden büyük bir kitap

Risale-i Nur'dan
25 Kasım 2021, Perşembe
Öyle bir Allah ki vücub-u vücud ve vahdetine, şu kitab-ı kebîr denilen âlem, bütün yazıları ve fasıllarıyla, sahifeleriyle, satırlarıyla, cümleleriyle, harfleriyle şehadet ettiği gibi şu insan-ı kebîr denilen kâinat da bütün azasıyla, cevarihiyle, hüceyratıyla, zerratıyla, evsafıyla, ahvaliyle delâlet eder.

Yani bu kâinat, ihtiva ettiği bütün envâıyla “Lâ ilahe illallah” [Allah’tan başka ilah yoktur]; ve o âlemlerin erkânıyla “Lâ hàlıka illâ hû” [Ondan başka yaratıcı yoktur]; ve o erkânın azasıyla “Lâ sânia illâ hû” [Ondan başka sâni yoktur]; ve o azanın eczasıyla “Lâ müdebbire illâ hû” [Ondan başka idare edici yoktur]; ve o eczanın cüz’iyatıyla “Lâ mürebbiye illâ hû” [Ondan başka terbiye edici yoktur]; ve o cüz’iyatın hüceyratıyla “Lâ mutasarrıfa illâ hû” [Ondan başka tasarruf sahibi yoktur]; ve o hüceyratın zerratıyla “Lâ hàlıka illâ hû” [Ondan başka yaratıcı yoktur]; ve o zerratın tarlası olan esîriyle “Lâ ilâhe illâ hû” [Ondan başka hiçbir ilâh yoktur] söyleyerek, bütün envâıyla, erkânıyla, azasıyla, eczasıyla, hüceyratıyla, zerratıyla, esîriyle elli beş lisanla vücub-u vücud ve vahdetine şehadet ve delâlet eder.

Şu lisanların tafsili gelecektir; şimdi icmal ile zikredeceğim. Şöyle ki:

Kâinat terkiblerindeki intizam, cereyan-ı ahvaldeki nizam, suretlerdeki garabet, nakışlarındaki ziynet, yüksek hikmetler, eşyadaki muhalefet ve mümaselet, câmidâttaki muavenet, birbirinden uzak olan şeylerdeki tesanüd, hikmet-i amme, inayet-i tamme, rahmet-i vâsia, rızk-ı âmm, hayatlar, tasarruf, tahvil, tağyir, tanzim, imkân, hudus, ihtiyaç, zaaf, mevt, cehil, ibadet, tesbihat, daavat ve hakeza pek çok sıfatlar, lisanlarıyla Hâlık-ı Kadim-i Kadîr’in vücub ve vücuduna ve evsaf-ı kemaliyesine şehadet ettikleri gibi, Esma-i Hüsnayı tilâvet ederek Cenab-ı Hakka tesbih ve Kur’ân-ı Hakîm’i tefsir ve Resul-i Ekrem’in (asm) ihbaratını tasdik ediyorlar.

Geçen lisanların tafsiline geçiyoruz. Şöyle ki:

• Kâinatta görünen tanzîmât, nizâmât, muvâzenât; kabza-i tasarrufunda bir mizan ve nizam bulunan Hâlık’ın vücub-u vücuduna delâlet etmekle, “Allahu lâ ilahe illâ hû” [O Allah ki, Ondan başka ilâh yoktur] cümlesini okur.

• Ve keza, kâinatta intizam ve ıttırad hükümfermadır. Bu iki sıfat, Mutasarrıf’ın vahdetine ve bir olduğuna şehadet etmekle, “Allahu lâ ilahe illâ hû” [O Allah ki, Ondan başka ilâh yoktur] hakikatini ilân ediyor.

Mesnevî-i Nuriye, s. 67

LÛ­GAT­ÇE:

câmidât: Cansızlar; ruhsuz, sert ve katı maddeler.

cevarih: El, ayak gibi vücud organları.

daavat: Yakarışlar, duâlar.

hudus: Sonradan meydana gelme, yok iken var edilme.

ıttırad: Düzgün tarzda olma.

inayet-i tamme: Tam ve eksiksiz koruma, yardım.

kitab-ı kebîr: Büyük kitap.

muavenet: Yardım.

mümaselet: Benzeme, benzeyiş.

tesanüd: Dayanışma.

vahdet: Bir ve tek olma.

vücub-u vücud: Varlığı gerekli olmak, olmaması imkânsız olmak, varlığı zarurî ve vâcib olmak.

Okunma Sayısı: 1614
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    25.11.2021 01:00:30

    " Kâinatta görünen tanzîmât, nizâmât, muvâzenât; kabza-i tasarrufunda bir mizan ve nizam bulunan Hâlık’ın vücub-u vücuduna delâlet etmekle, “Allahu lâ ilahe illâ hû” [O Allah ki, Ondan başka ilâh yoktur] cümlesini okur." Her tamlama aslında geniş bir izah gerektiriyor. Sadece intizam bile çok büyük bir hakikatı ihtar ediyor. Dünya, galaksi, hücre, deniz, atom gibi tüm makro ve mikro alemlerde nereye bakılırsa bakılsın gayet nizamlı. Bir yerde düzen varsa düzenleyen, o sistemi kuran ve yöneten de vardır. Sistemin büyüklüğü, nizamı sahibinin kudretinden, ilminden haber verir vesselâm...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı