"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Esma-i Hüsnâ’nın a’zam tecellîsi: Mi’rac-ı Ahmedî (asm)

Risale-i Nur'dan
04 Şubat 2024, Pazar
(Dünden devam)

İkinci Temsil: Bir adam, elindeki bir âyineyi güneşe karşı tutar. O âyine, kendi miktarınca bir ışık ve yedi rengi hâvî bir ziyayı, bir aksi, şemsten alır; onun nisbetinde güneşle münasebettar olur, sohbet eder. Ve o ışıklı âyineyi karanlıklı hanesine veya dam altındaki küçük, hususî bağına tevcih etse, güneşin kıymeti nisbetinde değil, belki o âyinenin kabiliyeti miktarınca istifade edebilir.

Diğeri ise, âyineyi bırakır, doğrudan doğruya güneşe karşı çıkar, haşmetini görür, azametini anlar. Sonra pek yüksek bir dağa çıkar, güneşin pek geniş şaşaa-i saltanatını görür ve bizzat perdesiz onunla görüşür. Sonra döner, hanesinden veya bağının damından geniş pencereler açar, gökteki güneşe karşı yollar yapar, hakikî güneşin daimî ziyası ile sohbet eder, konuşur. Ve böylece minnettarâne bir sohbet edebilir ve diyebilir: “Ey yeryüzünü ışığıyla yaldızlayan ve zeminin vechini ve bütün çiçeklerin yüzlerini güldüren dünya güzeli, gök nazdarı olan nazenin güneş! Onlar gibi benim haneciğimi, bahçeciğimi ısındırdın ve ışıklandırdın –bütün dünyayı ışıklandırdığın ve yeryüzünü ısındırdığın gibi.” Hâlbuki evvelki âyine sahibi böyle diyemez. O âyine kaydı altında güneşin aksi ise, âsârı mahduddur, o kayda göredir.

İşte şems-i ezel ve ebed sultanı olan Zat-ı Ehad ve Samed’in tecellîsi mahiyet-i insaniyeye hadsiz merâtibi tazammun eden iki suretle tezahür eder:

Birincisi: Âyine-i kalbe uzanan bir nisbet-i Rabbaniye ile bir tezahürdür ki; herkes istidadına ve tayy-ı merâtibde seyr ü sülûkuna esma ve sıfâtın tecelliyatına nisbeten cüz’î ve küllî o Şems-i Ezelî’nin nuruna ve sohbetine ve münâcâtına mazhariyeti var. Galib-i esma ve sıfâtın zılâlinde giden velâyetlerin derecatı bu kısımdan ileri gelir.

İkincisi: İnsanın câmiiyeti ve şecere-i kâinatın en münevver meyvesi olduğundan bütün kâinatta cilveleri tezahür eden Esma-i Hüsnayı birden âyine-i ruhunda gösterebilmesi cihetiyle, Cenab-ı Hak, tecellî-i zatıyla ve Esma-i Hüsnanın a’zamî mertebede nev-i insanın manen en a’zam bir ferdine tecellî-i a’zam tezahür eder ki bu tezahür ve tecellî Mi’rac-ı Ahmedî (asm) sırrıdır ki onun velâyeti risaletine mebde olur.

Sözler, 31. Söz, s. 634

LÛ­GAT­ÇE:

âsâr: eserler.

mahdud: sınırlanmış, sınırlı.

merâtib: mertebeler, dereceler.

nisbet-i Rabbaniye: Allah’a olan manevî bağ.

risalet: peygamberlik, elçilik.

seyr ü sülûk: İlâhî hakikate ulaşmak maksadıyla ruhî ve kalbî olarak manevî âlemlerde yapılan yolculuk.

şems: güneş.

şems-i ezel ve ebed sultanı: varlığının başlangıcı ve sonu olmayan, her şeyi nurlandıran Allah.

tayy-ı merâtib: mertebe ve dereceleri atlama, aşma.

tazammun: içinde bulundurma, içine alma.

tecellî: görünme, belirme, görünür olma, zuhur etme.

tecellî-i a’zam: en büyük görünme ve belirme, Cenab-ı Hakkın isim ve sıfatlarının eşyada en büyük ölçüde zuhur etmesi.

Zat-ı Ehad ve Samed: tek olan ve her şey kendisine muhtaç bulunduğu hâlde kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah.

zılâl: gölgeler.

ziya: ışık.

Okunma Sayısı: 1614
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk çalık

    4.2.2024 14:53:06

    "İnsanın câmiiyeti ve şecere-i kâinatın en münevver meyvesi olduğundan bütün kâinatta cilveleri tezahür eden Esma-i Hüsnayı birden âyine-i ruhunda gösterebilmesi cihetiyle, Cenab-ı Hak, tecellî-i zatıyla ve Esma-i Hüsnanın a’zamî mertebede nev-i insanın manen en a’zam bir ferdine tecellî-i a’zam tezahür eder ki bu tezahür ve tecellî Mi’rac-ı Ahmedî (asm) sırrıdır ki onun velâyeti risaletine mebde olur." Esma-i Hüsna ve miraç rabıtası tefekkür seviyesini bambaşka bir perspektif ve boyut kazandırıyor vesselâm.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı