BİRİNCİ KATRE
Nübüvvet-i Ahmediyeyi (asm) ispat eden deliller ne ta’dad ve ne tahdid edilemez. Ehl-i tahkik ve yüksek insanlarca, beyanları hakkında yapılan tasnifler pek çoktur. Acz ve kusurum ile Şuaat adlı eserimde o şemsin bazı şuâları beyan edildiği gibi, Lemaat adlı ikinci bir eserimde Kur’ân’ın i’caz dereceleri kırka iblâğ edilmiştir. Ve o vücuh-u i’cazdan belâgat-i nazmiyeye ait bir vecih de İşârâtü’l-İ’câz nam eserimde beyan edilmiştir. İştihası olanlara o üç kitabı tavsiye ediyorum.
İKİNCİ KATRE
Geçen derslerden anlaşıldığı üzere, Hâlık-ı Arz ve Semavat’ın nev-i beşerin ıslah ve terbiyesi için inzal ettiği Kur’ân’ın pek çok vazife ve makamları vardır.
Evet, Kur’ân kâinatın bir tercüme-i ezeliyesidir. Ve kâinatın kendi lisanlarıyla okudukları âyât-ı tekviniyenin tercümanıdır. Ve şu kitab-ı âlemin tefsiri olduğu gibi, arz, semavat sayfalarında müstetir Esma-i Hüsnanın definelerini keşşaftır. Ve şu âlem-i şehadete âlem-i gaybdan bir lisandır. Ve âlem-i İslâm’ın güneşi olduğu gibi, âlem-i ahiretin de haritasıdır. Ve Cenab-ı Hakk’ın zatına, sıfâtına, esmasına, şuunatına bir bürhan ve bir tercümandır. Ve keza, nev-i beşerin şeriat kitabı, hikmet kitabı, duâ kitabı, dâvet kitabı, ibadet kitabı, emir kitabı, zikir kitabı, fikir kitabı olmakla, zâhiren bir kitap şeklinde ise de, ihtiva ettiği fünun ve ulûm cihetiyle binlerce kitap hükmündedir.
ÜÇÜNCÜ KATRE
Tekrarat-ı Kur’âniyedeki i’cazın bir lem’asını beyan zımnında Altı Noktadan ibarettir.
• Birinci Nokta: Kur’ân bir zikir kitabı, bir duâ kitabı, bir dâvet kitabı olduğuna nazaran, surelerinde vukua gelen tekrar, belâgatçe ayn-ı isabet ve ayn-ı hikmettir. Çünkü zikir ve duâdan maksat, sevaptır ve merhamet-i İlâhiyeyi celb etmektir. Malûmdur ki, bu gibi hususlarda fazlasıyla tekrar lâzımdır ki, o nisbette sevap kazanılsın ve merhamet celb edilsin. Hem de zikrin tekrarı kalbi tenvir eder, duânın tekrarı bir takrirdir. Dâvet dahi, tekrarı nisbetinde tesiri, te’kidi vardır.
Mesnevî-i Nuriye, s. 251
LÛGATÇE:
âyât-ı tekviniye: Kâinatta yaratılan varlıkların Cenab-ı Hakkın varlık ve birliğine olan işaretleri, delil oluşları.
belâgat-i nazmiye: Cümlelerin, kelimelerin, harflerin dizilişine ait belâgat; söz ve yazının düzgün, kusursuz, yerinde, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesi.
Hâlık-ı Arz ve Semavat: Yeri ve gökleri yaratan, yoktan var eden, Allah.
katre: Damla.
keşşaf: Keşfeden, gizli bir şeyi meydana çıkaran.
mu’cize-i kübra: En büyük mu’cize.
müstetir: Gizlenen, gizli, saklı, örtülü.
nübüvvet-i Ahmediye: Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliği.
takrir: İyi ifade etmek; yerleştirme, sağlamlaştırma.
tazammun etmek: İçine almak.
tercüme-i ezeliye: Ezelî tercüme; Allah’ın kelâmı olan ve bütün varlıkların mana, mahiyet ve vazifelerini açıklayan.
vücuh-u i’caz: Mu’cizelik yönleri.