İnsan yaşlandıkça bazı duygular yerleşik hale gelir.
İnsan hassaslaşır. Onun için çocuklar gibi yaşlı insanların da kandırılması kolaylaşır. Bu kandırılma maddî anlamda olabileceği gibi manevî anlamda da olabilir. Bediüzzaman, yaş ilerledikçe enaniyetin gençleşmesinden bahseder. Bu insan için tehlikeli bir gelişmedir. Yani yaşına uygun davranışlar taşıyamama, yaşın getirdiği duyguya ulaşamama ve olgunluğa kavuşamama tehlikesidir. Onun için nefislerine uymada gençlere benzeyen ihtiyarlar tehlikesine dikkat çekilir. Diğer taraftan ihtiyarlara benzeyen gençler müjdeli görülür.
Bu kritik neden önemlidir? Çünkü belirtilen yaş aralıklarına gelindiğinde insanın hassas bir dönemde olduğunu birileri keşfedip, bu damarı kullanarak, o insanları kendi maksatlarına alet edebilir ve ihtiyarlığın masumiyetini bozabilir. Bu kişilerin namazlı, niyazlı olmaları böyle bir aldanışa düşmelerini engellemeyebilir. Güçlü damar hisler, ‘Senin yerin farklı.’ gibi cümlelerle tahrik edilir. Yaşla birlikte gençleşen enaniyetler çabuk tahrike uğrar ve avlanma kaçınılmaz olur.
Şahs-ı manevî havuzunda erimeyen eneler, ister istemez kendine bir özel konum ister. Hatta şahs-ı maneviyi kritik etmeye başlar. Kendini hakem olarak telâkki etmeye hak bulur. Böylece ‘ben sizin gibi düşünmüyorum’ türü, ortak aklı kendi kasır fehminin gerisinde gören anlayışlar hükmetmeye başlar. Asıl korkulması gereken tehlike de budur.
Düşünün ki hizmet adına onca emekler, çabalar enenin gerisinde görülmeye başlar. Her şey enaniyetin gölgesinde kalır. Bütün birikimleri ateşe atıvermektir bu. Onun için ihtiyarları da manen gözetmeli.
Bediüzzaman bu duyguyu çok derin değerlendirir. Bu duygu ile ‘avlamak’, ‘gemlemek’ tabiri kullanır. Onun için bu toplumda iki ‘abi’, iki ‘abla’, iki ağam, iki ‘seni seviyorum’, iki ‘sen olmasan bu işler yarım kalır’ cümlelerine, yemlerine aç o kadar çok insan varki.
Bu tür insanların beş vakit namazlı olması, günde bir kitap bitirmesi bu duygunun terbiyesine değil, daha da beslenmesine hizmet ediyor olabilir. Çünkü ilim, cehlin elinde olsa büyük tahrip vasıtası olur. Onun için altmış, yetmiş yıl bir hedefle yaşayan bir insanı bir müddet sonra başka bir söylemin peşine takılmış görürseniz şaşırmayın. Ortada bir avlanma vardır.
Gençlerin içinde oldukları yaşın tehlikeleri olduğu gibi, yaşlı insanların da içinde olduğu yaşın ciddî tehlikeleri vardır. Her yaşın hassas noktalarını keşfedenler, o kişileri profesyonelce avlarlar ve amaçlarında kullanıp atarlar. Bu, yaşlı insanlar için ciddî bir tehlikedir.