Bu husustaki bir önceki yazımıza, AKP sempatizanları hakperestlik adına itiraz ettiler. Zımnen CHP’yi desteklediğimi iddia ettiler. AKP’nin alternatifinin CHP olduğunu zannedenlerin iddiası bu olabilir. Biz iktidarın alternatifinin, milletin içinden çıkacak muhalefet olduğunu söylüyoruz. 12 Eylül’ün devamı olarak AKP’nin, hiçbir muhalefete müsaade etmediğini ve demokrasi gibi bir endişesinin olmadığı tezimizi ispat ettiğini yazıyoruz.
Kemalist görünmek, geçinmek ve bilinmekle Kemalist olmak arasındaki farkı, ulusalcılarla Masonlara sormak gerekiyor. Hükümet taraftarları AKP’nin Kemalist olmadığını iddia edebilirler. Lâkin 12 Eylül’ün; mirasını, kurumlarını, anayasasını ve bekçiliğini yüklenmiş ekiplere verilecek en yakın sıfatın Kemalizm olduğunu dünya biliyor. Projenin yüklenicisi Neocon-Neoliberal ittifakı olsa da, Türkiye temsilcisinin Kemalizm olduğuna binlerce delil var.
Türkiye siyasetinin dört ana akımını Kemalizm’de birleştirdiğini kürsülerde haykıran Turgut Özal’ın çizgisinin devamı olduklarını da iftiharla söylüyorlar, AKP kurmayları… Kemalizm’i Marksizm kaynaklarına kadar takip eden Ortodoks Atatürkçülerin de AKP’ye ortak olmaları, Cumhur İttifakı’nın özünün Kemalizm olduğunu efkâr-ı ammeye gösteriyor.
AKP kurmaylarının ve danışmanlarının, Kemalizm’in mahiyetini bilemediklerini varsayıyoruz. Bize göre Kemalizm, Marksizm’in İslâm coğrafyası türevidir. Kur’ân’a açıkça itiraz edemeyen Marksistler, Türkçülük/Kürtçülük münafıklığına bürünerek, İslâm dünyasında Müslümanlıkla mücadele ediyorlar. Marksizm’in Türkiye’deki kimliği Kemalizm olarak bilinse de; Arap dünyasındaki kimliği Baasçılıktır. Veya Marksizm’den doğan Kemalizm, Arap dünyasında, Arap ırkçılığını esas almış Baasçılığa dönüşür. Bu hususu Suriyeli şarkiyatçı Bassam Tıbi’nin eserlerinde açıkça okuyabilirsiniz. 1
Bediüzzaman’a dudak büken Türkiye Siyasal İslâmcılarının yanlışları; başta kendilerine, Müslümanlara ve Hıristiyanlık dünyasına tamiri müşkül tahribatlar açmıştır. Seçim meydanlarında Said Nursî’yi, eserlerini istismar eden AKP kurmaylarının danışmanları da efendilerini doğru bilgilendirmiyorlar. Müellifin Kurân Tefsirinden olan Lem’alar kitabının yirmi ikincisi bahsinde, 1934 hükümeti, Said Nursî’yi suçlarken, kendilerini Bolşevik, Sosyalist ve Halkçı olarak tavsif edeceklerdir. 2
Bu tespitlere itiraz edilmediğine göre, –ki bilhassa Lenin ve Troçki çizgisinin takipçileri kimlikleriyle iftihar ediyorlar.– Kemalizm’in, Marksizm’in alt başlığı olduğunu hakiki Kemalistlerle Enternasyonalciler bildikleri halde AKP kurmaylarının hakikati bilememeleri, neticeyi değiştirmemiştir. Yani komünizm, dindar görünen ANAP/AKP vitrinleriyle Anadolu’yu kasıp kavuruyor.
Marksizmin özü tahriptir. Örneğini; St. Petersburg İhtilâli’nden sonra, başta Rusya olmak üzere dünyamızın birçok coğrafyasındaki zehirli meyveleriyle göstermişti. Sovyetlerde doksan bin Hıristiyan ruhanînin kiliseleriyle imhası, Marksizm’in insaniyet karşıtlığını gösteriyordu. Bediüzzaman’ın: “Rus da dinsiz kalamaz, geri dönüp Hıristiyan da olamaz” vurgusu, Marksizm’in hayata medar unsur bırakmamasıdır.
Aynı hakikat, özü tahrip olan Kemalizm için de geçerlidir. Türk milletine; gözyaşı, kan, zulüm, fukaralık, sefahat, ırkçılık, mezhep nifakı, istibdat ve cehaletten başka bir miras bırakmamıştır. Avrupa’da ve Rusya’da Hıristiyanlığı mağlup eden Marksizm’in; Anadolu’da Kur’ân adına Risale-i Nurlarca mağlup edildiğini, kendileri itiraf ediyorlar. Marksizm’in Kemalizm perdesinde muhafazakârlarca devam ettirilmesini, ihanet olarak görmemiz yanlış olmamalı.
12 Eylül Projesi’ni hariçten idare eden küresel Marksistlerle, ortakları olan münafık Kemalistler bu gerçeği kamuoylarından saklamaya çalışadursunlar. Onların bu gizleme gayretlerinin ANAP ile AKP kurmaylarınca desteklenmeleri; Müslüman Türk milleti ve âlem-i İslâm için bir felâket olduğunu, neticelerinden anlayabiliyoruz.
Dipnotlar:
1- Arab Nationalism London: MacMillan Press, 1981. xvi, 286pp. Reviewed ...
Political İslâm, World Politics and Europe: From Jihadist to Institutional İslâmism ; Autor/in, Bassam Tibi ; Veröffentlicht, 2014 ; ISBN, 0415437806, ...
2- Lem’alar,s.174, YAN, 1994 Almanya