"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cumhuriyet elbisesine bürünmüş diktatörlük

Şükrü BULUT
06 Kasım 2023, Pazartesi
Hakiki cumhuriyet ile isim ve resimden ibaret cumhuriyet giysileri içindeki komita diktatörlüklerinin farklarını anlatmaya çalışan tüm meslektaşlarımıza teşekkür ile başlayalım.

Birinci Meclis ile devrimci ikinci meclisin demokrasi karnelerini karşılaştıranlara da selam olsun.

Zira cumhuriyet halkın iradesi ise; İkinci Meclisin tayin ile oluşturulduğu ve cumhurun olmadığının hatırlanması gerekiyordu. Milletin veya halkın iradelerini temsil etmeyen tek parti rejimlerine cumhuriyet dediğimizde; Lenin ve Troçki’nin Rusya topraklarında kurdukları şekli cumhuriyetlerden ta sosyalist Baas rejimlerinin Arap Dünyasında kurdukları diktatörlüklere kadar, hepsine cumhuriyet dememiz gerekir.

Eğer cumhuriyeti demokrasi manasıyla kabul edeceksek, elbette cumhuriyetimizin yüzüncü değil, 115. Sene-i devriyesini kutlamamız lâzımdı. Yani 23 Temmuz 1908’de Osmanlı’da başlayan; hem mebusan ve hem de senato manasını yüklenmiş meclisin açılış tarihi, demokrasimizin başlangıç tarihi sayılmalıydı. Cumhuriyetimizin henüz demokratikleşemediği, meclislerimizin millet iradelerine el koymuş reislerden henüz kurtulamamışken; açlık sınırının çok altında yaşayan halkımızın vergileriyle cumhuriyet adına yapılan israflı yüzüncü yıl gösterilerinin millette meydana getirdiği zihni karışıklıklar ve Müslüman halkımızın İsrail zulmüne gösterdiği tepkileri cumhuriyet bayramı kutlamalarıyla entegre edilmeleri, siyasi kafalardaki karmaşayı şiddetlendirdi.

12 Eylül ihtilâlinin mahsulü AKP’yi; cumhuriyet kutlamalarında M. Kemal’e yeteri kadar önem vermediğini ileri süren muhalefet liderlerinin de, cumhuriyet meselesinde iyice müşevveşiyete düştüğünü görüyoruz. M. Kemal’in başkanlık ettiği meclisin demokratik olmadığını, tek adam diktasına dayandığını ve millet iradesinin o dönemde rafa kaldırdığını (ANAP ve AKP döneminde olduğu gibi) söylemekten aciz olanların demokrasiye çalışmaları çok zor görünüyor. Bilhassa Muhalefet liderlerinedir, bu sözümüz. Maksadınız demokrasi değilse, niçin parti kurdunuz, demezler mi? 12 Eylülcü AKP’nin, küresel neoliberal çetelerine dayanarak devlet düzenini paçavraya çevirdiği şu dönemde korkulacak bir şey mi kaldı? Veya şöyle diyelim… 12 Eylülün en baskıcı döneminde ve M. Kemal’e saygıyı ibadet ile karıştıran cuntalar zamanında Merhum Süleyman Demirel’in seslendirdiği demokratik cumhuriyeti; insan olmanın tartışıldığı şu zamanda haykıramayanlar ne cumhuriyetçi ve ne de demokrat asla olamazlar, kanaatindeyiz… En azından; Türkiye demokrasisinin prangaları hükmündeki “İlke ve İnkılapları” tartışmaya açabilirsiniz.

1917 St. Petersburg Bolşevik ihtilâlinin kurduğu cumhuriyetlerden eser kalmadı. Arap Dünyasındaki Baasçıların cumhuriyetleri de halklarına ölüm ve yokluk getirerek mahşere yürüdüler… Anladım, Çin Halk Cumhuriyeti diyeceksiniz… Şu hakikati tekrar hatırlatalım. Global sivil Marksizm’in, kendi gelecekleri için işbirliği yaptığı bu cumhuriyetin de günleri sayılı… Çin Halkı’nın Neoliberallerin bunca entrikalarına (covid-19, sermayeyi bu ülkede saklama gayretleri ve suni ABD-ÇİN ticaret savaşları gibi) dayanabileceğini sanmıyoruz.

Fukara devletin kesesinden cumhuriyet kutlamaları perdesi altında israfa giden AKP’nin, bu meseledeki şaşkın hali de milleti teşviş etti. Tek parti iktidarlarından daha derinlemesine Kemalizm sevgisini millete damardan vermeye çalışan sözde dindar siyasi kadrolar; ne Musa’ya ve ne de İsa’ya yaranabildiler. Medyaya verdikleri reklamlarla genel ahlak çizgisini aşmalarına içerlenen dindarların tepkilerine, dinde laubali kesimler istihza ve kahkahalarla cevap verdiler… “Yüzyılın şovu“ ile hem cumhuriyetçiliklerini ve hem de demokrasi inançlarını yeniden tartışmaya açmış oldular…

İngiliz ve Komünist Sovyetlerin cumhuriyete desteğini mütemadiyen dillendiren Kemalistlerin tuzakları Yüzüncü Yılda da tutmadı. Müslüman Türk Milletini “Cumhuriyet Karşıtı” gösterme gayretleri bir daha boşa çıktı. Merak edenler; Millet iradesine dayanan Asr-ı Saadet ölçülü cumhuriyete halkımızın her zaman bağlı olduğunu ve Kemalistlerin cumhuriyet anlayışlarını ise asla kabul etmediğini, sokaktaki yüzde doksan ahaliden dinlemiştir.

Cumhuriyet ile demokrasiyi farklı manalarda tefsir edenler, millet iradesinin meşrutiyetine ve meşruiyetine dikkat etmeliler. Bazı Batılı Marksist sosyologların labirentlerinde, buldukları tarifi millete dikte etmeye çalışmanın da demokrasiye aykırı olduğunu söyleyebiliriz.

Bize göre cumhuriyet ile demokrasi arasında hiçbir fark yoktur. Cumhuriyet bağımsızlık ise, demokrasiye kavuşamamış milletlerin bağımsız olamadıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Vatan toprağı millete ait ise, devlet dediğimiz nesne de milletten oluşuyor, demektir.

Okunma Sayısı: 1857
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet

    6.11.2023 23:28:26

    Hakikatlere dayalı,isbatlı ve Asrısaadet irtibatlı yazılara ihtiyacımız çok fazla. Allah razı olsun..

  • Davut

    6.11.2023 14:58:39

    Çok karmaşık hale getirilen cumhuriyet, meşrûtiyet, demokrasi ve diğer yandaş kavramları anlaşılır hale getirdiğinizden sizi kutluyorum. Öyle görünüyor ki, bizim gibi sıradan insanların demokrasiyi anlayamamaları veya yanlış anlatmaları için bu boş felsefeler yapılmış. Yazarımız olayı sadeleştirmiş, güzel de olmuş.

  • Arda yıldız

    6.11.2023 14:39:41

    Şükrü hocam elinize sağlık. Lakin Cumhuriyet ve Demokrasi birbiri ile ilişkisi olsa dahi çok ayrı kavramlar. Siz neye göre iki kavrama da aynı manayı yüklüyorsunuz acaba merak ettim ?

  • Said Yazar

    6.11.2023 14:25:58

    Tebrikler, harika bir yazı olmuş, Rabbim kaleminize güç versin inşallah.

  • Said

    6.11.2023 11:39:59

    Allah razı olsun tarihi bilgiler ışığında güzel bir yazı

  • Yusuf

    6.11.2023 11:37:05

    Allah razı olsun, Allah istikamet üzerine bu yazılarınızı daim etsin.

  • Hüseyin T

    6.11.2023 11:03:17

    Maalesef kıymetli hocamızın detaylı bir şekilde ortaya koyduğu tarihi gerçeklerden de anlaşılacağı üzere, demokrasi ile taçlanmayan cumhuriyet sadece bir isimden öte anlam taşımamaktadır.Zaten mevcut durum bunu apaçık ortaya koymaktadır.

  • Haşi Özkan

    6.11.2023 09:49:09

    Cumhuriyetin cumhuriyet elbisesi giyeceği günleri görmemiz temennisi ile,selam olsun.

  • S.topuz

    6.11.2023 09:19:38

    ..."Sonra dediler: Sen selef-i sâlihîne muhalefet ediyorsun? Cevaben diyordum: Hulefa-i Raşidîn hem halife hem reis-i cumhur idiler. Sıddık-ı Ekber (R.A.) Aşere-i Mübeşşere'ye ve Sahabe-i Kiram'a elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil, belki hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler."... Şualar - 363 .."Biz de sizlerden soruyoruz. Ve sizi iğfal eden ve adliyeyi şaşırtan ve hükûmeti bizimle, vatana ve millete zararlı bir surette meşgul eyleyen muarızlarımız olan zındıklar ve münafıklar, istibdad-ı mutlaka "cumhuriyet" namı vermekle, irtidad-ı mutlakı rejim altına almakla sefahet-i mutlaka "medeniyet" ismini vermekle, cebr-i keyfî-i küfrîye "kanun" ismini takmakla hem sizi iğfal, hem hükûmeti işgal, hem bizi perişan ederek, hâkimiyet-i İslâmiyeye ve millete ve vatana ecnebi hesabına darbeler vuruyorlar."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Şualar - 287

  • Zeliha

    6.11.2023 09:18:34

    Allah razı olsun. İnşaallah konunun asıl muhatapları cumhuriyetimizin başlangıç tarihi ile ilgili bu hakiki başlangıcı artık anlarlar anlatırlar ki cumhuriyet gercek manasını halk nezdinde buldun yaşansın. İsmanliya düşmanlık yapa yapa ne cumhuriyet olur ne demokrasi yaşanır. Asrı saadeti Osmanlı köprüsünden geçmeden zaten anlamamız oturtmamiz zor. Beli de onun için bizim ismanli ile bütün bağlarımızı kesmek için çalıştılar. Yine yeniden meşrutiyet deyip kolları sıvasınlar siyasiler inşaallah

  • Himmet

    6.11.2023 08:54:57

    Muhteşem bir mantık örgüsü ve yine muhteşem müdellel bir makale. İşte diktatörlük, İşte cumhuriyet…

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı