"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Marksizmin demokrasiye karşı Truva Atı: Yeşiller…

Şükrü BULUT
25 Haziran 2021, Cuma
Bu mahmurlaştırılmış siyasî hareketin demokrasiden kaynaklanmadığını, Marksistlerin demokrasiye müdahale için hazırladıkları bir tuzak olduğunu, “YEŞİL NİFAKA DAİR” dosyamızda kısmen ele almıştık.

Konuyu müşahhaslaştırarak, sevgili okuyucularımızın nazarlarına biraz daha yakınlaştırmak istiyoruz. Zira demokrasi düşmanı Marksist ahlâksızların acelesi var. Anlayamayanlar, Almanya’ya baksınlar…

Zihni hazırlık için bir soru ile başlayalım… Dünyanın birbirinden çok uzak şehirlerin sokaklarındaki duvar yazıları… Güney Afrika’da, Sri Lanka’da, Amerika’da, Bolivya, Şili, Peru, Meksika veya URUGUAY gibi Latin Amerika’nın şehirlerinde, İstanbul ve Ankara’nın duvarlarında, Köln-Ehrenfeld veya Berlin Kreuzberg caddelerinde; orada yaşayan insanların konuştukları dillerdeki sloganlardaki maksat birliği bize neyi hatırlatır? İstanbul’un bir semt pazarında tiz sesiyle sebzesini satan Digor’lu gencin boynundaki kolyenin üzerindeki resim dikkatimi çekmişti: CHE GUEVARA… Yalnızca ismini biliyordu, sorduğumda. Sevdiğini söyledi. Başka bir şey de bilmiyordu… Veya Türkiye’nin Doğusundaki Marksist örgütün detay bilgilerine Amerika, İngiliz, Avrupa veya Çin’in en önemli gazete sayfalarından okuduğunuzda ne düşünürsünüz? Elbette dünyanın dört bir yanındaki sokak duvarlarına aynı sloganı yöre dillerinde yazanların, Marksistlerin kahramanı Che’yi mağdur edilmiş halkların gençlerine idol olarak gösterenlerin veya Marksistlerin mağdur olarak yanlarına almaya çalıştıkları halklara yönelik propaganda çalışmalarının dünyamızın bir merkezinde bilgi olarak hazırlandığını, enstitü isimlerinden ve vitrin koordinatörlerinden anlıyoruz. Aynı merkezin bu bilgi / fikirleri küresel düzeyde aynı organizasyonlar aracılığıyla neşrettiğini ve yine Marksizm’in istismar ile propaganda malzemesi olarak kullandığı mağdur halklar, kadın hakları, LGBT veya sodomilik gibi bütün haber/dayanışmanın çok donanımlı, zengin, siyasî desteğe sahip ve iyi yetiştirilmiş elemanlarla donatılmış tek merkezden dağıldığını da anlıyoruz. 

Bildiğimiz gibi merkezleri genellikle Amerika/Avrupa’da bulunan bu örgütlerin şahsı manevileri, onları dünyayı adeta zabtetmiş gösterir, dikkatsizlere…

Makalemizde, bu küresel Marksist organizasyonun bir siyasî ayağı olan “YEŞİLLER” hareketine dikkatinizi, önemine binaen tekrar çekmek istiyoruz. Yeşil’in veya çevreciliğin yalnızca bir tezgâh olduğunu, bu tezgâhın arkasındaki Enternasyonal/kapitalist Marksizm’in dünya hegemonyasına koştuğunu dikkatlice inceleyenlerce meçhul değil. Maksatları ne siyasî partidir, ne çevredir, ne devleti ele geçirmektir, ne de menfaat veya savaştır, onların… Onlar (İhtilâlci Marksistler) dünyada olup bitenleri kendi programlarına göre tasarlıyorlar ve sonra merkezden gelen emir, uyarı ve sevk mesajlarıyla “dünya çapında demokrasi ve insanlık karşıtı” mekanizma çalışmaya başlıyor.

Hedefleri kurdukları parti ile iktidara gelmek veya ciddî bir icraatta bulunmak olmadığını söylüyoruz. Büyük çark çalışırken her siyasî parti içindeki diğer elemanlarını aktifleştirerek “ESAS MAKSADA” doğru yürüyorlar. Önemli olan şey, elemanlarının önemli karar ve yöneltme noktalarında bulunması. Genel siyasî çarkların, ihtilalci Marksizm’in dâvâsına ihanet etmemesi… Gerisi tolere edilecek detaylardan oluşuyor.

Bu hareketin vatanı olmadığı gibi, milleti de, dini de, geleneği de, tüzüğü de, bağlı olduğu kanunları da yoktur. Bulaşıcı bir virüs gibi nerede bir insan veya insan topluluğu varsa oraya doğru yayılıyor. Yaşadığımız zamanın bu dinsizlik ve ahlâksızlık vebası, dünyanın bütün millî meclislerine, Birleşmiş Milletlere, AB’nin bütün parti ve birimlerine, Dünyanın bütün ortak kuruluşlarına ve hatta üniversitelere, kiliselere ve ordulara musallat oluyor. Hâlâ dünyamızı bir köy telâkki edemeyenler, Avrupa’daki son gelişmeleri de görmeyebilir. İsviçre Yeşillerinden Lisa Mazzone ile Hollanda Meclisinden Domian Kottier’in Avrupa Meclisleri’nin üzerine çıkarmaya çalıştıkları “İnterfraktionelle LGBT Community“ çalışmasıyla semavî dinlerle çatışan bu ahlâksızlık hareketinin, spor dâhil her yere sirayet ettiğini gözlerimizle görüyoruz.

Yazımızda, yeşillere bürünmüş demokrasi karşıtlarının önemli iki karakoluna bir daha dikkatinizi çekelim mi? Türkiye ve Almanya… Birisi Asya demokrasilerinin, diğeri ise AB veya Avrupa demokrasilerinin anahtarlarını elinde tutuyorlar. Dünya demokrasilerinin yerel halkların dinlerinden, geleneklerinden, insanî değerlerinden ve tarihlerinden alacakları kuvvetle, belki de dünyamızı Cennete dönüştüreceğinden ürken Marksistler, her türlü ent- rikayı kullanıyorlar. Yani Cehennem ehli gibi; savaş, kaos, çatışma, karanlık, nefret, ayrıştırma ve fukaralık projelerini daima kucaklarında taşıyan Marksistler, Türkiye’de HDP ile ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde YEŞİLLER ile bu misyonlarını sürdürüyorlar. Zihninizi dağıtmamak için olaylara, isimlere ve tarihi mukayeselerin detaylarına burada girmeyeceğiz. Fakat itiraz etmek isteyenlere; buradaki her satırın altındaki delil ve belgeleri göstermeye daima zaman hazır olduğumuzu da belirtelim, inşaallah.

Yeşiller veya Marksist Kürtler… Bunların coğrafyalara, kültürlere ve milletlere göre başka başka versiyonları olduğunu da biliyoruz. Meselâ Avrupa devletlerindeki “MİLLÎ DEMOKRASİLERİ” zayıflatmak üzere büyük partilerin kuvvetini “YEŞİLLER” hareketiyle kıran Marksistler’in sebep oldukları; Keşmir, Filistin, Sudan, Moritanya, Somali, Yemen, Mali, Filipinler, Myanmar ve Kafkasya’daki çatışmalı bölgelerdeki halklar arasındaki savaşlar da, bu perspektif ile tahlil edilse, dünya barışına giden yoldaki birçok engeli tanımlamış oluruz. Mahiyeti ortaya konulmuş problemin zor tarafı da çözülmüş oluyor, böylelikle.

Asya veya İslâm Coğrafyası’na demokrasinin ancak Anadolu üzerinden girebileceğini, düşmanlarımız iyi biliyorlar. Milletimizin 12 Eylül ihtilâliyle sokulduğu ve siyasal İslâm’ın yardımıyla devam ettirildiği bu istibdat mengenesini ancak istibdat veya Marksizm’in mahiyetini bilenlerce kırabileceğimizi unutmamalıyız. Üstte ifade ettiğimiz üzere, Avrupa’da Almanya ve Asya’da Türkiye… Yeşil Arksizmin Almanya’daki aletleri bildiğiniz gibi… Muhafazakâr Hıristiyan partinin Neoliberal başkanları Kohl ve Merkel… Müteveffa Kardinal Meisner bu hakikati Köln gazetelerinde anlattığında, tam anlayamamıştım. Yeşillere destek ve Neoliberal politikaları temsil eden o günkü CDU’ya tabelâsındaki “HIRİSTİYAN” kelimesini çıkarmalarını istemişti.

Çok önemli olan şu gerçeğin altını bir kez daha çizelim. Türkiye’deki 5816 ile Almanya’daki “ANTİSEMİTİZM” kanunları da, demokrasi için ayağa kalkmak isteyenleri hem korkutuyor hem de engelliyorlar. Bu kadar inceleme ve araştırmalardan sonra, artık bir kanaate ulaşıyoruz. Bütün bu gerçekleri bildikleri halde YEŞİLLER hareketine rey veren Avrupalılar veya HDP’ye rey veren Asyalılar, ister istemez siyasî münafıklığa düşüyorlar. Demokrasi karşıtı nifak için kurulmuş bir partiye rey vermenin dünya barışına, insanî değerlere, çevreye, kadına, insanî ahlâka da bir saygısızlık olduğunun farkına varıp-varmadıklarını bilemiyoruz.

Okunma Sayısı: 1593
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Halil İbrahim Karahan

    27.6.2021 16:39:45

    Allah razı olsun

  • Bünyamin gerdan

    27.6.2021 08:58:52

    Sa. Dünya siyasetini misallerle anlatılması güzel olmuş. Bu düşünce ve yorumun kur’an, sünnet ve risale-i Nur bağlamında 1.ci Avrupa 2.ci Avrupa kavramlarıyla zenginleştirilebilseydi daha fazla istifadeye medar olabilirdi. Bu konuda çalışmalarınızı bekliyoruz. Selam ve dua ile

  • Murat

    26.6.2021 14:51:20

    Bizim hükümetimiz, elinden geldiği kadar ahlaksızların kurdurttuğu bu Marksist partiyi Kürtlerin temsilcisi olarak lanse etti. Demek ki HDP'nin arkasında dolaylı olarak AKP var. Bu partinin eşcinsel, Marksist ve enternasyonal sosyalist olduğunu Kürtlere anlatmış olsaydı, böyle bir partinin esamesi bile okunmazdı.

  • Haydar

    26.6.2021 05:07:33

    Allah razı olsun çok güzel bir yazı. Yeşiller hareketi ve HDP’nin iç yüzünü göstermeye çalışmışsınız. Gören gözlerin, anlayan dimağların artmasını dilerim

  • Said Köse

    26.6.2021 01:58:45

    Che Guevara tesbitini 11eylulden sonra biz de görmüştük. Fakat Keşmir, Filistin,Sudan vb.... ve yeşiller bağlantısını biraz açmak lazım. Yeşiller partisinin içyüzü gerçekten çok karmaşık

  • Zeliha

    25.6.2021 22:32:17

    Rabbim bunların şerrinden insaniyetperverleri ve iman edenleri korusun. Bize de iman Kur'an hizmetinde gayret versin. İnsanligin ihtiyacı olan hakikatleri her tarafa yetiştirerek tahriplerinj kat kat tamir etmeyi nasip etsin.tanimlamalar çok önemli. Nerde ne şekilde karşımıza çıktıklarını bilmemek en büyük karanlık maalesef. Risale-i Nur'un projektör gibi kalemlerinize yansıyan ışığı ile inşaallah bulundukları yeri ve mahiyetlerini tespit edip atom bombası kuvvetinde Nurlarla etkisiz hale gelmelerini rabbimizden niyaz ediyoruz. Allah razı olsun.

  • Halil İbrahim Karahan

    25.6.2021 16:47:54

    Allah razı olsun

  • Ekrem B.

    25.6.2021 15:58:36

    Altyapı eksikliğimizden dolayı olayları bütüncül olarak görmek ve kavramak zor olabilir. Gel gör ki gerçek bunlar. Komünistler gömlek değiştirerek hücum ediyorlar.

  • İsmail Ertan

    25.6.2021 15:52:03

    Dünyanın en tehlikeli teröristi Sorosun üzerindeki örtüyü çektiği niz gibi bu yeşilin ve ahlaksızlığın ardına gizlenenleri deşifre etmelisin

  • Osman

    25.6.2021 15:03:26

    Yazı güzel olmuş HDP kısmına katımıyorum Bütün siyasi veya sivil organizasyon da bunlar vardır bunları da ancak R Nur okuyanlar görebilir ve bunlara engel olmaya çalışır Olayı sadece yeşil ler ve hdp ye indirgememek lazım Yoksa zihin ler karışır

  • Hüseyin

    25.6.2021 14:48:01

    Yine çok mühim ve derin bir mevzuya, fotoğrafın bütününü gösteren bir perspektif ile bakmamızı sağlayan harikulade bir yazı olmuş aziz ağabey. Bataklıktaki sivrisinekler ile değil bataklığı görmemiz gerektiğini, özellikle "Türkiye’deki 5816 ile Almanya’daki “ANTİSEMİTİZM” kanunları da, demokrasi için ayağa kalkmak isteyenleri hem korkutuyor hem de engelliyorlar" tespiti ile, meselenin özünü ve püf noktasını nazarımıza vermesi takdire şayandır.

  • Abdurrahman

    25.6.2021 14:34:55

    Sosyololajik olarak tespit edildiğinde her toplumda kendilerini ezilenler haksızlığa uğrayanalar olarak addeden toplumsal katmanlar vardır.Toplumun bu katmanları yeşiller ve benzeri hareketleri istinad noktası olarak bulmaktadırlar. Toplumlar nezdindede yapılan piar sayesinde masum, çevreci ve humanist olarak görülmektedirler. Şu ana kadarda bunların aleyhinde karşı çalışmalar yoktur.Bunların gerçek mahiyetini anlatan çalışmalar yapılmalıdır.

  • Talha Genç

    25.6.2021 12:40:28

    (devam) Aslında daha önceki yazılarınızda da defalarca belirttiğiniz üzere, dalalet ve karanlıklar üzerine kurulu bu kör düzenin türlü türlü renkleri var. Ama maksat her zaman insanların hürriyetini kısıtlayıp tek merkezden yöneterek; din, devlet, yasa, aile ve benzeri tüm bağları kopardıktan sonra hakikatte içi boşaltılmış bir mankurtlar ordusunu kendi hırs ve hevesleri doğrultusunda yönetmek. Aynı geçmişte SSCB ve günümüzde Kuzey Kore'de olduğu gibi. Üstelik toplumların aile yapıları ve ortak bağları yok edildikten sonra sömürülen şeyler sadece maddi zenginlikleri olmayıp, maneviyatları da tamamen öldürmek amacındalar. Dinleri yer yüzünden kaldırdığınızda ilk ortadan kalkacak olan sevgi, hoşgörü ve adalet gibi kavramlar yerine robotlaşmış yani kolayca yönetilebilen toplumlar kalıyor. Ve böyle bir düzende toplum için faydasız gibi görünen biçare yaşlılar, düşkünler, engelliler gibi toplum sınıflarına yaşama şansı da bırakılmıyor.

  • Talha Genç

    25.6.2021 12:39:46

    Tebeddül-ü esmâ ile hakâik tebeddül etmez. Komünist Manifesto'yu alıp, işçi sınıfının yerine çevreyi, kızıl bayrak yerine yeşil bayrağı koymakla da Marksist felsefeye sahip olanlar kendilerini kamufle edebileceklerini sanıyorlar. Aslında insî şeytanların libasları değişiklik gösterse de yaptıkları işler itibariyle hemen kendilerini ele veriyorlar. Zamın adını fiyat güncellemesi, faizin adını kâr payı yaptığınızda nasıl zam ve faizin hakikati değişmiyorsa; işçiye rağmen işçiden yana, halka rağmen halktan yana, çevreye rağmen çevreden yana görünenlerin de hakikatleri değişmiyor. Masum söylemleri suret-i Hak'tan görünme yöntemiyle bazı kesimleri etkileyebiliyorlar.

  • Kerem

    25.6.2021 11:14:14

    Bu demokrasi münafıklarının bütün tarihi ve aktüel numara ve kodlarını, lütfen açıklamaya devam ediniz. Büyük bir cihad olduğuna inanıyorum

  • Mustafa coban

    25.6.2021 11:11:39

    Işigi arayan bati medeniyetine risaleleri ulaštirmaliyiz.her işiga bu insanlar koşuyorlar.hakiki lambaya ihtiyac var.niye yanliş işiga yoneldiniz diye insanlari suçlamak biraz haksizlik.

  • Sezai Mumcu

    25.6.2021 00:34:57

    Dinsizlik= İslam Düşmanlığı=Insan Düşmanlığı= Dunya Dusmanligi = Cennet Düşmanlığı =Semavi Dinler, Kitaplar ve124 bin Peygamber, Melekler Düşmanlığı. Adalar ve Hürriyet Düşmanlığı. Işte bunlardan birisi Dinsiz PKK yanlısı Partiler ile Dessas İngilizin kurduğu Kur'an ve Müslüman Düşmanlığının bir unsuru... Bunlar ancak Mel'un ve racım Iblisin Dostlaridir. Bunlar; yani makalede tafsilati verilenler, Deniz Salyasi gibi suyumuzu, Korona gibi havamizi zehirliyor, hayatımızı tehdit ediyorlar

  • Ahmet Danışmaz

    25.6.2021 00:18:41

    Şimdi de ülkemizde siyasi oluşum peşindeler. Allah bunların fitnesinden milleti muhafaza eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı