"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şuhur-u Selâse ile dirilmek...

Şükrü BULUT
26 Aralık 2025, Cuma
Halkımızın “Üç Aylar” olarak tarif ettiği kudsî zaman dilimine, Bediüzzaman “Şuhur-u Selâse” diyor.

Bütün İslâm coğrafyalarında kullanılan bu ortak kelimenin Risale-i Nur’lardaki kullanımı da, Bediüzzaman gibi gariptir. Zira onun seleflerinde bu tarz ile çok karşılaşmıyoruz. Nur talebeleri arsında gündelik kelimeler kadar tanış olsa da, Müslüman kamuoyunda henüz tearüfe mazhar olmuş değil…

Kur’ân’ın, tevhidi tasvir eden ayetlerindeki üslubunun, Bediüzzamanca Risale-i Nurlardaki takibini görebiliyoruz. Çekirdekten ağaca, ağacın meyvesinden tekrar çekirdeğe… Parçayı bütünde ve bütünü parçada gösterme hadisesini bütün cihetleriyle anlatan Said Nursî; Besmele-i Şerife’nin Fatiha’ya, Fatiha’nın ise Kur’ân’a nasıl fihriste olduğunu ve dairelerle bağlanan bütünlüklerini, eserlerinin ilgili yerlerinde anlatır. Bu tasavvuru, tevhidi anlatma çerçevesinde, zamana da tatbik eder. Bir gecenin bütün seneye çekirdeklik olmasını; bazen ağaçtan çekirdeğe ve Leyle-i Kadiri anlatırken de çekirdekten ağaca; hayalimizi avucuna alarak bizi dolaştırır.  Teşbihler, temsiller, istiareler ve mukayeselerle, Kur’ân’a yönelenleri tevhid denizine daldırarak, fikren yeniden dirilişlerini sağlar.

Şuhur-u Selâse’nin, şeref ve kıymetini bizatihi Allah’tan aldığını bize anlatan Efendimiz’in (aleyhissalâtü vesselâm), Receb’in, Allah’ın; Şaban’ın, Kendisinin ve Ramazan’ın ise Kur’ân’ın ayları olduğunu söylediği hadisi de; bu mübarek zamanın kendi içlerindeki genişleme ve irtibatlarını başka cihetleriyle gösteriyor. Tevhid, Nübüvvet ve imanın yekûnunu içine alan Kur’ân’la taçlanan bu kudsî zamanın, bütün mekân ve eşyayı tevhid adına içine aldığını görüyoruz.

Zirveye, dağların eteklerinden tutunarak çıkılır. İşte Regaib, rağbet  edilmesi gereken büyük hedeflere çıkan yolun başlangıcıdır. Yüz metre, üç yüz metre derken, kendini binlerde bulursun. Bütün mesele, zirveye çıkacak yola girmek ve yükselmenin bedeli olacağı hayatı yaşamaya başlamak  değil mi? Veya Regaib’in peşinden koşan Miraç, Berat ve nihayet Leyle-i Kadir… 

Her günümüz yeni bir diriliş değil mi? Ölümün küçük kardeşinin kucağından kurtulduğumuzda gözlerimizi dirilişle açıyoruz. Midemizdeki lokmanın bedenimize geçişi diriliş olduğu gibi, sair yaratılmışlardan farkımızı anlayıp Yaratıcıya yönelişimiz bir başka diriliş olsa gerek. Şuhur-u Selâse’de dirilişi tetikleyecek sesler, şeairler, hatırlatmalar ve teşviklerle; yolumuzu gaflet, kesret ve nisyan vadilerinden kurtararak Kur’ân’ın tarif ettiği zirvelere döndürebiliyoruz.

Şuhur-u Selâse, fıtrata ve yaradılışa çağırıyor, inananları… Tohum veya çekirdekle başlayan yolculuğun bir zaman sonra yine onlarla biteceğini, gündoğumu ve günbatımı arasındaki hayatımızın; iki çocukluğumuzun arasına sıkıştığını, bütünden kopan parçanın belli bir ayrılıktan sonra tekrar küll’e döneceğini ve daha doğrusu varlıklar âleminin suretler ve gölgeler gibi akarak bizi bekleyen hakikate döküleceğini, Kur’ân başta olmak üzere; talebeleri, mabetleri ve şeairleri, daha çok bu zamanda hatırlatır bize… Bu tahattur, cemrelerin toprağı uyandırması, gülün Nisan yağmurlarıyla intibahı ve kuzunun annesine koşması gibi; muhtaçlara ihtiyaçlarını da hatırlatır. İşte diriliş böyle başlıyor.

Üç Aylar’daki dirilişin peşine takılanlar; Receb-i Şerif’te tevhidi detaylarıyla anlatan, Şaban-ı Muazzama’da Risalet-i Ahmediye’yi (aleyhissalâtü vesselâm) müşahhasça izah edecek ve Ramazan-ı Şerif’te tüm kudsî zamanı Kur’ân ile taçlandıracak eserlerin kanatlarına tutunuyorlar. Âlimlerin, şeyhlerin, feridlerin ve üstadların, gizli ellerce itibarsızlaştırıldığı ve ferdiyetin tamamen kaybolduğu zamanımızda; kitaplara tutunan talihli insanların yeniden dirilişlerini seyretmek üzere, özellikle bu mevsimde medreseleri ziyaret edebilirler.

Okunma Sayısı: 204
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı