"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’ın siyaset anlayışı

Süleyman KÖSMENE
14 Ekim 2021, Perşembe
Yavuzhan Şahin: “Bediüzzaman siyasetten Allah’a sığınmış; ancak Demokratları desteklemiş. Bunu anlayamıyorum. Burada bir çelişki yok mu?”

O’nu Anlamak Zor Değildir

Bediüzzaman’ın dînî ve içtimaî görüşlerinde çelişki olmadığı gibi, siyasî görüşlerinde de çelişki yoktur. Bediüzzaman’ın siyasî görüşleri sadece ülkemize değil; bütün dünya ülkelerine barış getirecek kabiliyettedir. Ancak bunu anlamak için Bediüzzaman’ın siyasî manifestosu mahiyetinde olan Beyanat ve Tenvirler, Münâzarât, Divan-ı Harb-i Örfî gibi eserlerini ön yargısız ve yalın biçimde okumak lâzımdır. 

Okumadan ahkâm kesmek kendimize karşı saygısızlık, Bediüzzaman’a karşı haksızlık, hakikate karşı vurdumduymazlık olur.

Bediüzzaman’ı anlamak zor değildir. Ancak onu kulaktan dolma bilgilerle anlayamayız. Onu kendi eserlerinden okumalıyız. Aksi takdirde onu kendi siyasî görüşlerimize malzeme yapmak gibi bir kısır döngünün içine sokarız.

Onun mesajları, görüşleri, düşünceleri gayet açık ve anlaşılır bir konumda kitaplarında yerini almıştır. Yeter ki onu anlamaya –kendimizi tasdik ettirmeye değil- niyetimiz olsun!

Siyasetçi Hatadan Masum Değildir

Bediüzzaman’ın Allah’a sığındığı siyaset, entrikacı, yalancı, kendi düşüncesini süsleyip püsleyerek empoze eden, ötekileştirici, kutuplaştırıcı, düşman üreten siyasettir. Hizmet üreten siyaset değil, çamur üreten siyasettir. Barış getiren siyaset değil, millet fertlerini birbirine düşüren siyasettir. Çözüm sunan siyaset değil, problem üreten ve kendisi problem olan siyasettir. Milletin öz varlığı ile, öz değerleri ile, öz inançları ile, öz aklı ile yapılan siyaset değil; aklını dış mihraklara kaptırmış, millete tepeden bakan, milletin dinî değerlerini gerek inkâr eden, gerekse siyasî emellerine alet eden siyasettir.   

Nitekim din ve inanç kutsal değerlerdir. Semavîdir. Kusursuzdur. Siyaset ise arzîdir. Siyasetçinin yorumuna tabidir. Hatadan masum değildir. Siyaseti hatadan masum görmek tam bir cenderedir. Bediüzzaman’ı anlamak için bu cendereden çıkmak lâzımdır.

Siyasetçinin din adına ortaya çıktığını söylemesi hezeyandan başka bir şey değildir. Dine hizmet etmek isteyen siyasetçinin din adına ortaya çıktığını söylemesine lüzum yoktur. Çünkü böylesi siyasetçi, zamanla siyaseti din yerine ikame etmeye, dini de siyasetine alet etmeye başlar. Doğrularını kendi siyasî çizgisi adına söyler; yanlışlarını ise din ile savunur. Bu da dine cinayettir. 

Sıffîn Savaşı Hazret-i Ali (ra) lehine dönmeye başlayınca, Amr bin As’ın kıvrak fikriyle Emevî askerleri mızraklarının ucuna Kur’ân sayfaları takarak savaşın seyrini değiştirdiler. Savaş durdu. Ardından iş hakemlere bırakıldı. Emeviler halifeliği böyle bir entrikayla aldılar. Kur’ân siyasî emellere alet edildi. 1 

Ahrar Mefkûresi  

Bediüzzaman bu konudaki ölçüyü şöyle veriyor: “Kim fasık siyasetdaşını, mütedeyyin muhalifine, su-i zan bahaneleriyle tercih etse, muharriki siyasetçiliktir. Hem umumun mâl-ı mukaddesi olan dini, inhisar zihniyetiyle kendi meslektaşlarına daha ziyade has göstermekle, kavî bir ekseriyette dine aleyhdarlık meyli uyandırmakla nazardan düşürmek ise, muharriki tarafgirliktir.

“Meselâ, iki adam dövüşürler. Biri, zayıf düşeceğini hissederken, elindeki Kur’ân’ı kavîye uzatmakla himayesini dâvet edip, kavî bir ele vermek lâzımdır. Tâ beraber çamura düşmesin, Kur’ân’a muhabbetini, hürmetini göstersin, Kur’ân’ı, Kur’ân olduğu için sevsin. Eğer kavînin karşısına siper etse, himayet damarını tahrik etmeye bedel, hiddetini celb eder. Kur’ân’ı kavî bir hâdimden mahrum bırakmakla, zayıf bir elde beraber yere düşerse, o Kur’ân’ı kendi nefsi için sever demektir.” 2

Demokratlık ayrım yapmadan herkes için hürriyet ve adaleti, halka hizmeti esas alır, din ile siyaseti birbirine karıştırmaz. Dine hizmet ederken, onu siyasetine alet etmez.

Dipnotlar:     

1- İslâm Ansiklopedisi, TDV, Emevîler Maddesi.

2- Eski Said Dönemi Eserleri, Sünûhat, s. 357.

Okunma Sayısı: 1849
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    14.10.2021 09:28:34

    Allah razı olsun Hocam, uzun bir fasıladan sonra bu önemli konuda , yeniden bir zihin tazelemeye ihtiyaç vardı. Bu meseleyi bu kadar açık ve berrak bir üslübla istifadeye sunmanızı, bir ikram-ı İlâhî ve bir istihdam-ı Rabbanî telakki ediyorum. Tebrikler, dualar...

  • Ramazan Çalışan

    14.10.2021 08:14:09

    Ne güzel bir cümle, " Doğrularını kendi siyasî çizgisi adına söyler; yanlışlarını ise din ile savunur. Bu da dine cinayettir." Aslında bütün konuyu özetliyor, adeta yazının fezlekesi gibi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı