Dikkat Teksifi
Ders dinlerken bütün dikkatimizi derse vermek ve başka şeylerle zihnen de olsa meşgul olmamak evla olandır. Tespih çekerken de tespih için aynı teksif gerekir.
Bazı ibadetler bazı ibadetleri keser, ‘o da ibadet, bu da ibadet’ denmez: Mesela Cuma hutbesi başlamışsa hutbeyi dinlemek farzdır. Artık sünnet namaz bile kılınmaz. Cemaatle farz namaz başlamışsa cemaate uymak sünnet-i müekkededir. Artık sünnet namaz bile kılınmaz. Hatta birisi ikindi veya yatsı namazlarından birinin sünnetine başlamışsa yarıda keser ve cemaate yetişir. Kur’ân okunurken farz olan Kur’ân’ı dinlemektir, namaz kılmak değildir. Ezan okunurken sünnet olan ezanı dinlemektir. Selam vermekten bile sakınmalıdır. Ders dinlerken de sünnet olan dersi bütün benliğinle dinlemektir.
Tesbihi Allah’ın isimlerinden birini zikretmek için çekiyorsa, zaten yapılan ders de Allah’ı tezekkür ve tefekkür içindir. Birbirini doğrular. Öyleyse birbirini nakzeder bir görüntü vermek zaten doğru değildir.
Öte yandan derste de tespihte de esas olan dinlediğimiz derste veya çektiğimiz tespihte derinleşmektir. Bunun için kâmil olan birini tercih etmektir. Dikkatimiz ders dinlerken derste, tespih çekerken tesbihte olursa azami istifade sağlarız. Namaz içinde “Sübhanerabbiyelâlâ” kelimesinin inkişafını müşahede eden Bediüzzaman hazretleri der ki: “Keşke, bir tek namaza bu kelime gibi muvaffak olsaydım, bir sene ibadetten daha iyi idi.”1
Bir tek tesbihin manasının kâmil biçimde müşahedesini bir sene namaza tercih ettiren bu hal, bizim her dersimizde, her tesbihimizde, her namazımızda mevcuttur. Biz her ne kadar bu derece bir inkişaf sağlayamasak da, azamî istifade için dikkat teksifi önemlidir.
Çünkü insan dikkati iki şey üzerine teksif olunmaz. Tek şey üzerine yoğunlaşır ve ondan azami istifade eder. Eğer iki şey üzerine yoğunlaşması için dikkatimizi zorlarsak, dikkat dağılır ve her ikisinden de mahrum kalınır. İbadet ve zikirlerde dikkati yormadan yoğunlaştırmak daha evladır.
İki El Aynı Anda İki İşi Yapamaz!
Aynı anda sağ eliyle la ilahe illallah, sol eliyle sübhanallah yazmaya çalışan birisi, her iki kelimeyi de yazmayı başaramaz. Saatlerce yazmaya çalışsa nafile! Fakat önce bir kelimeyi, ardından diğerini yazmaya çalışsa on dakikada her ikisini de yazar. Çünkü el çift olsa da dikkat tektir.
İki elimizde yoğunlaştıramadığımız dikkatimizi, başka birden fazla şeylerde de yoğunlaştıramayız. Dikkatimize çok fazla iş yükleyerek yormaya gerek yoktur. Bu bize fazla sevap kazandırmaz. Takvadan da sayılmaz. Ciddiyetimizi de zedeler. Bizi gören birisinin, dersi ciddiye almadığımız gibi bir zehaba kapılmasına neden olmak ise cabasıdır.
Yorulunca Bırak
Yorulunca dinlenmesini de bilmeliyiz. Peygamberimizin muhtereme eşi Zeynep Binti Cahş, ifrat derecede namaz kılan birisiydi. Peygamber Efendimiz (asm) mescide geldiğinde orada iki direk arasına karşıdan karşıya bir ip çekildiğini görünce sordu: “Bu ip nedir?”
Dediler ki: “Zeyneb’in ipidir ya Resulallah! Namazda ayakta durmaktan yorulduğunda bu ipe tutunarak namaz kılar.”
Resulullah Efendimiz (asm): “Hayır! İbadette böyle güçlük yoktur. Çözün onu! Unutmayın ki siz yorulmadıkça Allah yorulmaz. Ancak siz yorulursunuz. Namazı zinde ve kuvvetli kılınız. Yorulduğunuzda da oturup dinlenin ve ardından isterseniz tekrar yapın!” buyurmuştur.2
Öte yandan -tenzih ederek söylüyorum- ibadette ucb veya riya gibi hasletlerin devreye girmesine meydan vermekten de kaçınmalıdır. Dolayısıyla derste iken dikkatimiz sadece derste, tespih çekerken ise sadece tespihte bulundurmamız -inşallah- manevî gıdamız için kifayet edecektir.
Dipnotlar:
1 Sözler, s. 554
2 Buhari, Teheccüt, 18