Ali Bey: “Evlilik hazırlığında, söz, tatlı, nişan ve düğüne kadar geçen sürede Kur’an ve sünnet ışığında nasıl davranılmalıdır? Helâl dairesinde nasıl hareket edilir? Ölçü ne olmalıdır?”
Haram Unsur Bulunmadıkça
Evlilik hazırlıklarından olmak üzere söz kesmek, tatlı yemek, nişan takmak ve bunlardan daha önemlisi evlilik hazırlığı yapan iki âilenin birbirlerine sevgi ve medenî ilişkiler bakımından yakınlaşması, temelde geleneklerimizle şekillenen davranışlardandır. Bu tür içtimaî davranışlar, iki aileye ahiret kardeşliği geliştirme fırsatı verir.
Törenlerde ve mutluluk paylaşımlarında şu hususlara dikkat edilmelidir:
1-Törenlerde ve eğlencelerde aşırılığa kaçmamaya özen göstermelidir.
2-İkram ve sair harcamalarda israftan kaçınmalıdır.
3-İçki meclisi kurmaktan, nazik bir üslup kullanarak kaçınmalıdır.
4-Kadın erkek karma bir eğlence düzeninden kaçınmalıdır.
5- Mümkünse kadınların kendi aralarında, erkeklerin de kendi aralarında eğlenebilecekleri ortamlar hazırlanabilir.
6-Sözlüler veya nişanlılar arası ilişkide doğruluk, dürüstlük, samimiyet, nezâket, iffet ve hayâ esas alınmalı, haram-helâl sınırı gözetilmelidir.
Bu Dönemde İmtihan
Düğün yapmadıkça sözlümüz veya nişanlımız bizim nâmahremimizdir. Ona eşimiz gibi yakın olamayız. Yabancımız gibi de uzak olamayız! İkisi arasında helal çizgide bir duruş sergilemeliyiz. Bu dönemde en büyük maharet ve imtihan budur!
Ona sevgi ve saygı besleyeceğiz. Çünkü o bizim müstakbel eşimizdir, müstakbel nikâhlımızdır, evimizin müstakbel direğidir. Fakat bu sevgimizi ve saygımızı, haram davranışlar için mazeret saymayacağız. Haram davranışları mubah ve meşrû görmeyeceğiz. İffetimiz ve nâmûsumuz her zaman süsümüz, ziynetimiz, güzelliğimiz ve başımızın tacı olacak ve böyle kalacaktır.
Sözlümüze veya nişanlımıza karşı sevgimizi ve saygımızı helal dairede ve nezaket çerçevesinde şu şekilde sıralayabiliriz:
1-İlişkilerimizde haram-helâl sınırını gözetmek, buna onu da ikna etmek.
2-Görüşmelerimizde üçüncü bir şahsın olmasını istemek ve bunu sağlamak.
3-Verdiğimiz sözü tutmak,
4-Vefâsızlık yapmaktan ve yalan söylemekten kaçınmak.
5-Dürüst ve nazik davranmak.
6-Anlaşmazlık olması eşyanın tabiatı gereğidir. Ama biz çözerken sağ duyumuzu kaybetmemeye özen göstermeliyiz.
7-Kusurları eleştiri konusu yapmaktan kaçınmalı, yargılayıcı olmaktan çok affedici olmalıyız.
8-Onu olduğu gibi kabul etmeliyiz ve olduğu gibi sevmeliyiz. Mübalağalı ifadelere yer vermemeliyiz.
9-Sözlenmenin veya nişanlanmanın bir evlilik vaadinden ibaret olduğunu, bir nikâh akdi olmadığını unutmamalıyız.
Söz veya Nişan Bozulursa
Evlilik birliğini sürdüremeyeceklerini anlayan sözlüler veya nişanlılar, sözü veya nişanı bozma hakkına sahiptirler. Söz veya nişan bozulduğunda, verilen hediyeler karşılıklı olarak geri verilir. Kız tarafı aldığı mehri iâde eder.
Sözlülük veya nişanlılık, kız ve erkeğe, evliliğin helâl kıldığı beraber yaşama hak ve salâhiyetini de vermez.
Bu dönemde ne kadar karşılıklı sevgi, güven ve iyi niyet olursa olsun; kız ve erkeğin, mahremiyet bakımından birbirlerine –neredeyse- iki yabancı gibi oldukları ve mahremiyet sınırına dikkat etmeleri, birbirlerine karşı sevgilerini mahremiyet perdesini örselemeden yaşamaları gerektiği unutulmamalıdır.