"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Musibetin mesajları ve müjdeleri

Süleyman KÖSMENE
19 Mayıs 2022, Perşembe
Hüseyin Bey: “Bir Müslüman’ın başına bir musibet gelirse bu durum illaki o kişinin hatalarının sonucu mu? Yoksa Allah kuluna müjde veriyor olamaz mı?”

Musibetler Ne Söyler

Musibetler söz dili ile değil, söz dilinden daha açık ve daha kuvvetli mesajlar taşıyan hal dili ile konuşurlar.  

Malum, söz dili insanda vardır, ama insan söz diline çok zaman yalan karıştırıyor. 

Oysa hal dili yalan nedir bilmez, hile nedir bilmez, maslahat nedir bilmez!

Hal dili her zaman çıplak hakikati ifade eder. 

Bu açıdan hal dili korkutur, ürkütür, kırar, incitir; ama doğruları söyler!

Mesajları ve Müjdeler

Musibet, bizim ile hal diliyle konuşur ve bize üç mesaj ile üç müjdeyi birden söyler:  

1- Musibet cinayetimizin, yani günahımızın neticesidir.1 

Müjde: Mağfiret-i Rahmaniye (Musibetteki sabrımızla günahımız bağışlanıyor!)

2- Musibet sabır yönüyle imtihanımızdır. 

Müjde: Rıza-ı İlahî (Musibetteki sabrımızla inşallah İlahi Rıza’ya nail oluyoruz.)

3- Musibet mükâfatın mukaddimesidir, yani rahmetin müjdecisidir. 

Müjde: Rahmet-i Rabbaniye (Musibetteki tevhid, teslim ve tevekkülümüzle inşallah rahmete nail oluyoruz.)

Her musibet, bu üç mesajı ve üç müjdeyi birden taşır.  

Dolayısıyla bir musibet geldiğinde, söz konusu musibetle ilgili olarak bu üç mesajdan yalnızca birini okuyup diğerlerini açıkta bırakamayız.  

Musibetleri böyle bir tasnife sokamayız!

Her musibette üç mesajı ve üç müjdeyi birden okuruz!

Musibette bu üç mesajdan ve üç müjdeden yalnızca birini okuyup diğerlerini okumaz isek, kendimize zulmetmiş, Allah’ın rahmetini itham etmiş oluruz. 

Bu da bizi daha çok acıtır, daha çok incitir, daha çok yakar. 

Rahmeti Acısından Fazla

Hep musibetin götürdüklerini konuşur, ağlarız. 

Ağlamakla sadece kendimizi üzmüş oluruz. 

Oysa musibetin getirdiklerini de bir teslim etsek ve götürdükleriyle getirdiklerini bir muvazene etsek göreceğiz ki, musibetin getirdikleri götürdüklerinden daha çoktur, müjdesi ıstırabından daha fazladır.   

İşte delillerimiz: Şu ayetlere bir bakalım: “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek imtihan ederiz. Sabredenlere müjdele.”2 

“Sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir.”3 

“Elbette sabredenlere, yapmakta olduklarının en güzeliyle mükâfatlarını vereceğiz.”4

Bu ayetlerle ilgili olarak şu nebevî tefsirlere ne demeli?  

-“Bir Müslüman’a yorgunluk, ağrı, tasa, keder, ezâ, gam, hatta vücuduna batan bir dikene kadar ne isabet etmişse, Allah buna karşılık, onun günahlarından bazılarını affeder”.5

- Allah buyurdu ki: “Mü’min kullarımdan birine bir belâ ve hastalık verdiğimde Bana hamd eder ve verdiğim belâ ve hastalığa isyan etmeyip sabır gösterirse, yatağından kalktığında annesinden doğduğu günkü gibi günahlardan temizlenmiş olarak kalkar. Allah hafaza meleklerine şöyle buyurur: “Ben bu kulumu yatağa esir ettim. Ve ona belâ verdim. O halde ondan önce sıhhatteyken kendisine yazmış olduğunuz sevapları yazmaya devam edin.”6

- “Mü’min’in işine hayret ederim. Onun işi tamamen hayırdır! Bu hâl ancak mü’mine mahsustur! Sevinirse şükreder; bu ona hayırdır! Üzülürse sabreder; bu da ona hayırdır!”7

- “Allah şöyle buyuruyor: “Bir sevdiğinin canını aldığım zaman, mü’min kulum sabrederek mükâfatını beklerse, karşılığı ancak cennettir”.8

Bu müjdeler bereketiyledir ki, Bediüzzaman musibet ve hastalıklar için “menfi ibadet”9 kavramını getiriyor. Yani günahlarımızı arındıran riyasız, ucbsuz, kibirsiz, gösterişsiz, safi ve halis ibadetler.

Yine de musibet istenmez. Ama geldiğinde her üç müjdesinden istifade edilebilir.

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman, Sünuhat, s. 47., 2- Bakara Suresi: 155., 3- Zümer Suresi: 10., 4- Nahl Suresi: 96., 5- Buhiri; Kitâb’ui-Merdâ, 10/91, Müslim; Kitâb’ul-Birr, 2573, Tirmizî. İmam Nevevi, Riyaz’üs-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, İslamoğlu Yayıncılık: 1/140., 6- Câmiü’s-Sağîr, 3/1274., 7- Riyazu’s-Salihin,  1/122., 8- Buhâri; Kittb’ur-ReMİk, 11/207; İmam Nevevi, Riyaz’üs-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, İslamoğlu Yay: 1/135., 9- Lem’alar, s. 16-19.

Okunma Sayısı: 2743
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Andullah

    19.5.2022 08:45:36

    Yazınizda alimtiladigim pasajda hafaza melekleri ifadesini Kiramıen katibin olarak biliyoruz.Herhangj bir hata yol değil mi Allah hafaza meleklerine şöyle buyurur: “Ben bu kulumu yatağa esir ettim. Ve ona belâ verdim. O halde ondan önce sıhhatteyken kendisine yazmış olduğunuz sevapları yazmaya devam edin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı