Bediüzzaman Hazretlerinin “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayattan lezzet alır” sözü ne de güzel açıklıyor “iman” hakikatini değil mi? Bir kere güzel görmek için kalbi temizlemek, kötü düşüncelerden arındırmak gerekiyor. İlginçtir ki göz ile görürüz, ama güzel görmek için kalbi temizlemek gerekiyor. Keza güzel düşünmek için yine kalp temiz olacak ki, düşünceler güzel yönde şekillenip karşı tarafa da pozitif olarak yansısın. En sonunda da Cenâb-ı Allah mükâfat verir diyor Bediüzzaman Hazretleri. Adeta “Sen güzel gör, güzel düşün kulum, Ben de sana hayatın lezzetlerini birer birer tattırıyım” diyor, lâkin bunun için temel kaide kalp temizliği. Sen kalbini temizle ki, kâinat temizlensin.
“O, mü’minlerin yüreklerine, îmânlarını kat kat arttırmaları için sekîneti indirendir” (Feth: 48/4) buyuruyor Cenâb-ı Allah.
İman zayıflar ve kuvvetlenir, ona hepimizin ihtiyacı var. Şu âhir zamanda tek çabamız zayıf olan imanımızı güçlendirmektir. Bunun için ne yapmamız gerekiyor? Bir sporcu düşünün, kaslarını geliştirmek için devamlı suretle spor yapması, bir takım kondisyon hareketleri ile kendisini formda tutması gereklidir. İşte aynen biz de bunun gibi iman egzersizleri yapmamız gerekiyor, iman hakikatlerini Risale-i Nur derslerinde öğrenip öğretmek gerekiyor. Adeta derslere gidip şarj olmak gerekiyor, yoksa imanımız zayıflar. Ağacı zayıflatmamak için su gerekir, güneş gerekir, imanı yeşillendirmek, imanımızı nurlandırmak için de Risale-i Nurlar gerekir.
O kadar temizlenmeye ihtiyacımız var ki... Nereden başlayalım? Elimiz mi, yüzümüz mü, kalbimiz mi?
Yoksa imanımız mı?
Hepsi iç içe... Başta iman temizliği, arkasından hepsi zincirin birer halkaları gibi takılıp gelir inşaallah.