Modern zamanlar insanlığa kendine has bir hürriyet algısı sunuyor.
İnsanı narsistleştiriyor, ferdileştiriyor ve yalnızlaştırıp atomize ediyor. Fıtratlarından uzaklaştırıyor.
Bu küresel afetten Müslüman aileler de nasibini alıyor...
NARSİZM
Kendine hayran olma...
Günümüzde gazetelerin hafta sonu ilâveleri, televizyonlardaki magazin programları, cep telefonları, sosyal medya hesapları modern zamanlarda insanların gözlerinin hep dışarda olmasını hedefliyor.
Narsizm erkeklerde kendini ‘’kayıtsız kalma, sorumluluk almama’’ şeklinde gösteriyor. ‘’Hayat benimle başlar ve biter’’ anlayışı erkekleri sorumsuzluğa itiyor. Evlenmek, eşiyle hayatı paylaşmak, evine vaktinde gelip çocuklarla ilgilenmek, evin ihtiyaçlarını karşılamak yerine evlenmeyi devamlı erteleyerek ya da kumandayı alıp ekran karşısına geçerek, geç vakitlere kadar arkadaşlarıyla gezerek sorumsuzluğu tercih edebiliyor.
HÜRRİYET-İ NİSVAN
Modernizm kadına ise ‘’Cesaretli olmalısın. Kendine yetmelisin. Kimseye muhtaç değilsin’’ telkinlerini devamlı kullanıyor. Neticede, kadın fıtratından uzaklaşıyor ve kafası karışıyor. Ailenin ve toplumun temel taşı olan kadındaki ‘’merkezî çözülme-eksen kayması’’ böyle başlıyor.
Modern zamanlarda, dünyaya gönderiliş maksadımız, nereden gelip nereye gittiğimiz yani hayatın ve ölümün maksadındaki anlam hızla yıpranıyor, kayboluyor. Bu ibretli tablodan evlilik aile kurumu da nasibini alıyor.
Evlilik ebedî hayat arkadaşlığından sınırlı hayat anlayışına kayınca erkeklerde himaye ve yardım yerine kayıtsızlık, sorumsuzluk tavırları, kadınlarda sadâkat ve emniyet, hazinedarlık yerine ‘’güçlü kadın’’ telkinleriyle ön plâna çıkmalar görülmeye başlıyor. Fıtratlar bozuluyor.
YALNIZ SANA İBADET EDER - SENDEN YARDIM DİLERİZ
Bediüzzaman Hazretleri hayatın bir mübareze alanı olduğunu söyler. En küçük daire olan kalp dairesinde melek ve şeytanın insana ilham ve vesvese verdiğini, en geniş daire olan kâinatta iyi ve kötünün mücadelesinin hep devam ettiğini misalleriyle ispatlar.
İnsanın kendisini hayata bağlayacak bir ‘’nokta-i istinat ve nokta-i istimdat’’ bulması, mutlak bir varlığa bağlı olarak yaşaması ve kendisini hiçten var ederek bu âleme gönderen Zatı tanıması çok önemlidir.
İşte Kur’ân’da Fatiha Sûresi’ndeki sırrı bu manaları ifade eder. Mutlak bir varlığa dayanarak ve O’ndan yardım isteyerek hayatın zorluklarına birlikte omuz vermek ancak Fatiha Sûresi’nde ifade edilen bu bilinçle mümkündür. İmtihanlar ancak böyle aşılır.
Aksi takdirde Yaratıcı ile var olan bağ evlilik hayatının dışına çıkarılarak büyük bir yük altına girilir. Modern zamanlarda evlilik hayatında da insanın en büyük yüküdür bu. Eşlerin sevgi, ilgi, himaye, emniyet ihtiyaçlarını Yaratıcı ile bağını kopararak birbirlerinden beklemesi sıkıcı ve boğucudur.
Kadınların aile içi problemleri devamlı erkeğe çözdürmeye çalışması ya da erkeklerin aile içi sorumluluklarda kayıtsız kalması iki tarafın da beklentilerinin karşılanamaması sıkıntılı bir tablodur.
HÜLÂSA
Hayat denizinin büyük dalgalarına tek akıl da iki akıl da yetmez. Küllî bir akıla, ilime ihtiyaç vardır.
Modern zamanların ailesi Fatiha Sûresi’nde ifade edilen ‘’Yalnız Sana ibadet eder, yalnız Senden yardım dileriz’’ sırrı ile bütün problemlerini çözebilir.