"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Terbiye-i medeniye” kıskacındaki aile

Yasemin GÜLEÇYÜZ
24 Ocak 2013, Perşembe
Manevî değerlerin temellerinden sarsıldığı günümüzde, bütün dünyada aile kurumu da bundan nasibini alıyor. Evlilik kurumu sorgulanıyor, boşanmalar, gayr-i meşrû ilişkiler, özgürlük adı altında sorumsuz hayat tarzı, toplum hayatında büyük bir kargaşaya yol açıyor.

Ailenin yerini yavaş yavaş anaokulu, huzur evi, sığınma evi, yetiştirme yurdu gibi yeni kurumlar üstleniyor. Anne babanın otoritesi zayıflıyor. Bu otorite zorunlu eğitimle önce devlete, medya ile de siyasî isimlere, futbol ya da film yıldızlarına geçiyor.
Batı dünyası kadar yaşamasak da, bu problemlerin ülkemizde de yaygınlaşmaya başladığı inkâr edilemez bir gerçek.

AİLE ÇEKİRDEĞİNİ KORUMAK
Bediüzzaman Hazretlerinin “terbiye-i medeniye” olarak vasıflandırdığı hayat tarzı insanların yüzde yirmisine yalancı bir mutluluk sunarken, yüzde seksenini maddî-manevî esareti altına alıyor.
“Güçlü olan haklıdır, sen çalış ben yiyeyim”, açgözlülük, milliyetçilik, korku, bencillik, bireysellik, özgürlük gibi fikirlerle beslenen, çeşitli “izm”leri ortaya çıkaran bu hayat tarzı, doğum yeri ve beşiği olan Batı dünyasına mutluluk getirmedi. Bu yüzden bugün Batıda Kilise-Hükümet işbirliği ile aile politikaları üretilmekte, boşanmayı zorlaştırıcı hukukî kurallar getirilmekte, ailenin geleceği için türlü yatırımlar yapılmakta.
Çağdaş hayat adına modellediğimiz Batı bugün yanlışından dönerken, biz şuursuzcasına taklit durumundayız ve ne yazık ki problemlerimizi Batı dünyasından çok daha şiddetli yaşamaktayız.
Çünkü bir Hıristiyan dinini yaşamasa bile kimi insanî özellikleri bozulmayabiliyor. Ama en son ve en mükemmel dine sahip bir Müslüman’ın dininden uzaklaşması onun insaniyetten de uzaklaşması anlamına geliyor. Bu yüzden problemleri çok daha şiddetli yaşıyoruz.
Müslüman aileler değerlerindeki bozulmanın faturasını çok daha ağır ödüyorlar. Dolayısıyla aile çekirdeğinin muhafazası çok önemli.
Peki, bu nasıl olacak?

İLGİNÇ BİR ARAŞTIRMA
Bu konuda yapılan bir araştırma aile kurumunun problemlerinin nasıl halledileceğini göstermesi açısından da ilginç neticeler ihtiva ediyor.
2006 yılında, Boğaziçi Üniversitesi ve Açık Toplum Enstitüsünün desteğiyle “Türkiye’de Muhafazakârlık” adıyla yapılan araştırma, “Muhafaza edilmesi gereken en önemli kurum hangisidir?” sorusuna verilen cevapta % 45.6 ile birinci sırada aile yer almakta, % 22.2 ile ikinci sıralamada din gelmekte.
Muhafaza edilmesi gerekenler sırasında ilk olan aile, eğer din olmazsa parçalanmaya mahkûm. Batı dünyası bu hakikati anlamış durumda.
Dolayısıyla din olmazsa, Müslüman’ın dünyadaki cenneti, sığınağı, bir nev’î küçük dünyası hükmünde olan aileyi koruma çalışmaları da beyhude emek hükmünde…

HÜLÂSA
Evet, aile çekirdeğinin dünya ve ebed âlemlerinde bitmeyen güzellikler sunması bireyin istidat, kabiliyet çekirdeğini iman ışığı, İslâmiyet suyu ve ubudiyet toprağı ile terbiye etmesinden geçiyor.
Aile fertlerimizle, bu kısa hayat yolculuğunda, sonsuz meyveler devşirebilmemiz duâsıyla…

Okunma Sayısı: 1118
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı