"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’un medyadaki diliyle bir 23 Mart daha

Yeni Asya'dan Size
23 Mart 2020, Pazartesi
Vefatının 60. yıldönümünde bir kez daha rahmetle yad ettiğimiz Üstad Bediüzzaman, Van Valisinin konağında misafir olarak kaldığı yıllarda gazeteyle tanışmıştı ve Valinin İstanbul’dan getirttiği gazetelerde bilhassa Müslümanları alâkadar eden önemli haberleri büyük bir dikkatle takip ediyordu.

İngiliz Sömürgeler Bakanının parlamento kürsüsünde Kur’an’ı eline alarak “Bu kitap Müslümanların elinde kaldıkça onlara hâkim olamayız; ya Kur’an’ı onların elinden almalıyız ya da Müslümanları bu kitaptan soğutmalıyız” dediğini bildiren haberi de gazetede okumuştu.

Said Nursî’yi Risale-i Nur’u yazmaya sevk eden “Kur’an’ın sönmez ve söndürülemez bir manevî güneş olduğunu bütün dünyaya ispat edeceğim” kararının gerisinde bu haber vardı.

Bediüzzaman kısa bir süre sonra İstanbul’a geldi. Ve gazetelerle ilişkisini, aktif okuyuculuğun ötesinde makale yazarlığı boyutuna taşıdı.

Devrin önde gelen çeşitli gazetelerinde çıkan makalelerinde, Doğuda kurulmasını istediği üniversiteye dair düşünceleri başta olmak üzere birçok konuyu işledi. 

O günlerin en sıcak gündemini oluşturan meşrutiyet ve hürriyet tartışmalarına katıldı, fikirlerini dile getirdi.

O dönemde basınla böylesine aktif şekilde meşgul olan Said Nursî, araya giren harp ve esaret yıllarıyla ikinci İstanbul döneminin ardından 1923’te Ankara merkezli olarak kurulan tek parti döneminde gazetelerle irtibatını tamamen kesti.

Çünkü tek parti basınının, hem takibe değer hiçbir özelliği yoktu, hem de gazeteleri hizmet için bir vasıta olarak kullanabilme imkânı tümüyle ortadan kalkmıştı.

Bediüzzaman bütün mesaisini eser yazmaya ve onları neşretmeye vakfetti. Kitapları elle yazılarak çoğaltıldı. Bu yolla yayılan kitapların sayısı 600 bine erişti. Matbaa imkânının olmayışı, imanın tekniğe meydan okuduğu bu yöntemle aşıldı.

Said Nursî’nin gazetelerle tekrar ilgilenmeye başlaması, 1950’de Türkiye çok partili demokrasiye geçtikten sonra oldu. 

O dönemde bilhassa Risale-i Nur’u ilgilendiren haberleri, yakın talebesi Zübeyir Gündüzalp’e takip ettirdi.

Aleyhteki neşriyata karşı tekzip ve cevap hakkını kullanırken, müsbet yayınlardan duyduğu memnuniyeti de mükerreren dile getirdi.

Bunun örneklerinden biri, bir mektubunda geçen şu ifadeler:

“Bu sırada hem Ehl-i Sünnet gazetesi, hem buranın gazetesi, hem Zübeyir’in hararetli mukabelesi, Nur’larla iştigalleri güzel bir ilânat hükmüne geçti. Benim bedelime, benim hoşuma giden bize dair bahislerine bakınız, bana bildiriniz…” (Şualar, s. 454.)

Hemen aynı sayfadaki bir başka mektupta ise şöyle deniliyor:

“Hem Ehl-i Sünnet, hem Sebilürreşad’ın lehimizdeki yazıları herhalde aleyhimizdeki kıskançları ve gizli düşman zındıkları şaşırtmış. Bunlar o dostları susturmak için çalışmak ihtimali beni meraklandırdı..”

Bu, “dostları susturma” tehlikesi o günden bugüne maalesef hep geçerli oldu. Risale-i Nur aleyhindeki iftira dolu karalayıcı yayınlar dolu dizgin sürerken, lehteki müsbet neşriyat ise hep baltalanmak ve cezalandırılmak istendi.

Sırf Risale-i Nur’a hizmet için yola çıkan Yeni Asya’nın yarım asırdır çektiği sıkıntılar da malûm.

Ama Allah’ın yardımı ve şahs-ı manevînin duasıyla bütün sıkıntı, zorluk ve engelleri aşarak bugünlere erişen Yeni Asya, medyadaki dili olduğu Risale-i Nur’un bayrağını dünya durdukça dalgalandırmaya devam edecek ve her bir 23 Mart, bu iradenin yeni hizmet hamleleriyle taçlanmasına vesile olacak inşaallah.

(Kaynak, Kâzım Güleçyüz, Risale-i Nur’un Medyadaki Dili, s. 463)

Okunma Sayısı: 2274
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı