Cerbezenin lügat manası, “güzel ve etkili konuşma, beceriklilik, kurnazlık, hilekârlık” gibi ifadeleri ihtiva etmektedir.
Dini ıstılâhta ise, cerbeze kelimesinin en geniş manası, Risale-i Nur’da izah edilmektedir.
Bediüzzaman Hazretleri cerbezeyi şöyle tarif eder: “Hakkı bâtıl, bâtılı hak suretinde gösterecek kadar aldatıcı bir zekâya mâlik olmak.” 1
Cerbeze sahibi zeki olabilir, güzel konuşmasıyla insanları etkiliyor olabilir. Onu dinleyenlere düşen ise, söylenenleri tetkik etmek, tahkik etmek, güvenilir kaynaklardan doğrulatmadan inanmamaktır. İnsanlara karşı hüsn-ü zan etmek lâzımdır, ama adem-i itimat da elzemdir. Hem karşımızdaki insanları kötü niyetli olmakla itham etmemek, hem de onun da bizi aldatabileceğini hesaba katarak dikkatli olmakla, “hüsn-ü, adem-i itimad” dengesi sağlanabilir.
Cerbezeye toplumun her kesiminde rastlamak mümkündür.
İşyerinde, okulda, sokakta, medyada, siyasette ve cemaatlerde cerbeze ile iş görenler mevcuttur. Kendisini ve taraftarlarını haklı çıkarmak için hakikatleri ters yüz edip, hakkı bâtıl, bâtılı da hak olarak gösteren, birisinden gördüğü küçük bir kusuru alabildiğince büyütüp, o kişinin hiçbir meziyetini görmeyen, güzel fakat aldatıcı konuşan insanların şerrinden korunmak için uyanık olmak gerekir.
Cerbezecilere karşı yine Üstad Hazretleri’nin ikazına kulak verelim: “Hiç bir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Batılı hak görür. Evet kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız... Müteferrik büyük işlerde yalnız kusurları görmek cerbezeliktir; aldanır ve aldatır. Cerbezenin şe’ni, bir seyyieyi sümbüllendirerek hasenata galip etmektir.” 2
Bir kişinin suret-i haktan görünen sözlerini doğru kabul edip ona hak vermeden önce, karşı tarafı da insaf kulağı ile dinlemek onun sözlerini de adalet terazisi ile tartmak gerekir. Söylenenleri akıl ve feraset mihengine vurmadan alıp kabul etmek, bizi de aldatır ve haksızlığın tuzağına düşürebilir.
Bugün özellikle siyasî atışmaların bir çoğu tamamen cerbezeden ibaret. Cerbezeyi en çok garazkâr siyasîler kullanır. Siyasî propagandalar ise “Cerbezenin veled-i nâmeşrûudur.”
Bugün cerbezenin bir ayağı da sosyal medyada dolaşıyor. Bu ayağın çelmesine takılmamak için, Üstad Hazretleri’nin yukarıdaki ikazlarına kulak vermek durumundayız.
Cerbeze yaparak insanlar yanıltılabilir, aldatılabilir. Ama asıl aldanan, cerbeze yapanın kendisidir. Hakikatlerin birgün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Bu dünyada çıkmasa bile, huzur-u mahşerde ortaya çıkar, cerbeze ile insanları aldatanlar o zaman nasıl aldandıklarını anlarlar.
Cenab-ı Hak şahsımızı ve cemaatimizi cerbezecilerin şerrinden muhafaza eylesin.
Dipnotlar:
1- İşaratü’l-İ’caz, 2011, s. 46.
2- Eski Said Dönemi Eserleri, Tuluat, 570.