"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İhtiyarlık bahtiyarlıktır

Abdil YILDIRIM
22 Temmuz 2019, Pazartesi
Fâni dünya gibi fanisin sen de, Farkında olmadan her gün gidersin, Her ne kadar gitmek istemesen de, Gönüllü gitmezsen sürgün gidersin. A. Y.

Bir zamanlar camide en arka safta durur, özellikle teravih namazlarında muzırlıklar yapardık. En ön safta ise, ak sakallı, genellikle sarıklı dedelerimiz bulunurdu. Biz gençlik çağına girdikçe, yavaş yavaş orta saflara ilerledik, ön saftaki dedelerimiz o safları boşalttı, onların yerine babalarımız geçti. Daha sonra babalarımız da göçüp gitti, onların yerlerine bizler geçtik. Bir de baktık ki, kendimizi en önde, ihtiyarlar safında bulduk. Bizim kuşak da birer ikişer eksiliyor, sıranın bize gelmesini bekliyoruz.

Nefis her ne kadar ihtiyarlığı kendisine kondurmak istemiyorsa da, hem hem biyolojik yaş olarak, hem de ruhsî yaş olarak ihtiyarladığımızı kabul etmek zorundayız. Kaldı ki, ihtiyarlık öyle kabul edilmeyecek bir şey de değil. Hatta ihtiyarlığın mana ve mahiyeti tam olarak anlaşılsa, insan ihtiyar olduğuna sevinir ve ihtiyarlığın bir bahtiyarlık olduğunu anlar. Bunu anlamak için ise, Bediüzzaman Hazretleri’nin “İhtiyarlar Risalesini” anlayarak okumak gerekir. 

İnsan ihtiyarlığa gaflet nazarıyla baktığı zaman, bir adım ötesinde ölümü görür. Ölüm ise, aynı bakış açısıyla, dünyadan ve bütün sevdiklerinden ebediyyen ayrılmak, toprak olup gitmek olarak görüldüğünden, kalbe kasvet, ruha dehşet verir. Halbuki, ahirete iman nazarıyla bakılsa, ölümün dünyanın külfetinden bir terhis, ahirete göçmüş olan anne baba ve sevdiklerine bir kavuşma, zahmetsiz tam bir rahmet diyarı olduğu görülecektir. İhtiyarlık, böyle bir diyara girmek için bir basamak olduğundan, imanlı bir ihtiyar, halinden memnun olur, hatta sevdiklerine kavuşmanın yakın olduğunu hisseder bundan sonsuz bir mutluluk duyar. İhtiyarlığı, sevdiklerine kavuşturacak bir bekleme salonu olarak görür, hasretle ve huzurla ölümü bekler. 

Dünyanın dönüşünü durdurmak mümkün olmadığı gibi, hayatın akışını da durdurmak mümkün değildir. İstesek de, istemesek de, ömrümüz olduğu müddetçe ihtiyarlık başımıza gelecek. Bediüzzaman Hazretleri’nin dediği gibi; “Evet, ey benim gibi ihtiyarlığını hisseden muhterem ihtiyar ve ihtiyareler! Biz gidiyoruz, aldanmakta fayda yok. Gözümüzü kapamakla bizi burada durdurmazlar, sevkiyat var. Fakat gafletten ve kısmen de ehl-i dalâletten gelen zulümat evhamlarıyla bize firaklı ve karanlıklı görünen berzah memleketi, ahbapların mecmaıdır. Başta şefîimiz olan Habibullah aleyhissalâtü vesselâm ile bütün dostlarımıza kavuşmak âlemidir.”

İhtiyarlığın getirdiği hastalıklardan, sıkıntılardan ve zorluklardan yakınarak, hayatın meşakkatli bir dönemi olduğunu düşünenlere de, Bediüzzaman kendi hayatından örnekler veriyor ve netice olarak çektiği sıkıntıların yüz katını da çekse, buna değer oluğunu söylüyor. Bediüzzaman kadar gurbet hayatı yaşayan, onun gibi ihtiyar ve hasta hali ile hapishanelerde bin bir perişaniyet içinde bir ömür geçiren insan yoktur. Bütün bunlara rağmen, ihtiyarlığındaki çileli hayatını gençliğindeki şatafatlı hayatına tercih ediyor.

“Evet, ben kendim sizi temin ediyorum ki: ‘Eski Said’in on senelik gençliğini bana verseler, ben şimdi Yeni Said’in bir senelik ihtiyarlığını vermeyeceğim.’ Ben ihtiyarlığımdan razıyım, siz de razı olmalısınız.” (26. Lem’a)

Ey benim gibi ihtiyar ve ihtiyareler! Gençliğim gitti, gücüm kuvvetim azaldı, güzelliğim kayboldu diye teessüf etmeyiniz. Kalbim tekliyor, tansiyonum yükseliyor, dizlerim tutmuyor diye şekva edip durmayınız. Cenab-ı Hak, bizden almış olduğu gençlik yerine, öyle güzel, tatlı, huzurlu bir ihtiyarlık vermiş ki, Üstad Hazretleri’nin dediği gibi, bir ihtiyarlık, bin gençliğe değişilmez. 

Okunma Sayısı: 3147
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah Tunç

    22.7.2019 10:31:27

    İhtiyarlıkla ilgili bu yazı hatırıma şunları getirdi. Ölüm bir dönüm noktasıdır. Bir hayat bitiyor,başka bir hayat başlıyor.Sınırlı bir hayat;sınırsız bir hayata yerini terk ediyor.Sınırlı,kısa bir dünya hayatında sonsuz hayatımız şekilleniyor.Bir kıvama geliyor.Belli bir kemale geliyor,bir makam,bir mertebe kazanıyor. Ve bu haliyle ebedileşiyor.Sonsuza dek bu vasıflarla hayat devam edecek.Şu anda bir film çekimindeyiz.Her anımız kaydediliyor.Bu film şeridinde neler yapıyoruz,ne ameller işliyoruz.Ne fiilller icra ediyoruz?Santim santim,kare kare yazılıyor,kayıt ediliyor.Yani biz bir oyuncuyuz.Sani-i Hakimin rızası dairesinde rollerimizi en güzel bir şekilde oynamalıyiz.Ebedi hayatta bizi mahcup edecek hal ve vaziyetlerden şiddetle kaçınmalıyız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı