"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’ın Rumeli seyahati

Abdülbakî ÇİMİÇ
07 Şubat 2022, Pazartesi
Bediüzzaman’ın Hayatı’ndan Tesbitler (170)

Bediüzzaman, 1911 yılı baharında, Mart ortalarından Mayıs ayına kadar bir tarihte, Şam’dan hareket ederek Beyrut, Kıbrıs (Larnaka), İzmir üzerinden deniz yolu ile İstanbul’a gelir. Aynı yılın Haziran ayında gerçekleştirilen Sultan Reşad’ın Rumeli seyahatine Şark Vilayetlerini temsilen iştirak eder. Bediüzzaman’ın bu seyahate katılmasını, Enver ve Niyazi Bey gibi dostları ister. Kendisi de onların hatırını kırmayarak bu kafileye dahil olur.

Muhtelif durakları olan bu uzunca seyr-û seyahat üç haftadan fazla sürer. Sultan Reşad ile birlikte Rumeli seyahatine çıkan seçkin ve kalabalık bir Osmanlı heyeti, 5 Haziran 1911’de Dolmabahçe Rıhtımı’ndan hareket eder. 7 Haziran 1911 Çarşamba günü de Selânik limanına ulaşır. İstanbul’dan Selânik’e kadar Barbaros Zırhlısı’yla gelen Osmanlı heyeti, buradan Üsküp’e olan seyahatini ise trenle gerçekleştirir. Seyahatin önemli bir sebebi ise, Üsküp’te büyük bir İslâm Üniversitesi’ni vücûda getirmektir. Bu üniversitenin temeli atılır; ancak, peş peşe çıkan savaşlar ve ardından yaşanan mağlûbiyetler sebebiyle devamı gelmez, proje akîm kalır. Rumeli Seyahati’ne iştirak eden heyetin içinde, birçok devlet ve hükûmet erkânı ile birlikte, Bediüzzaman Hazretleri de vardır. Kendileri, Sultan Reşad’ın bu seyahatine Şark Vilâyetleri’ni temsilen katılır.


Bediüzzaman Trabzon ve Erzurum heyeti arasında ve oturanlar arasında. (Servet-i Fünun, No: 104, s. 125, 9 Haziran 1327; Resimli Kitap, Sayı: 30)

 

Selânik’ten sonra trenle Üsküp’e giden padişah ve beraberindekiler, burada da büyük bir törenle karşılanır. Priştine’de Medresenin temelini atan Sultan Reşad, daha sonra Kosova Sahrası’na giderek buradaki “Meşhed-i Hüdavendigâr” diye tâbir edilen ceddi Sultan Murad-ı Hüdavendigâr’ın makamını ziyaret eder. Kosova ziyareti, yine Cuma gününe tevafuk eder. Kaynakların bildirdiğine göre, burada en az yüz bin kişiyle Cuma namazı kılınır. O günleri yaşayan Osmanlı tarihçisi İsmail Hami Danişmend’in aktardığı bilgilere göre, Selânik, Üsküp, Priştine ve Kosova Sahrâsı’nı içine alan bu seyahat, toplam 22 gün sürmüştür. Bediüzzaman muhtelif mektuplarda bu tarihî seyahata atıflarda bulunur, Emirdağ Lâhikası’nda şunları ifade eder: “İttihatçılar zamanında Sultan Reşad’ın Rumeli’ye seyahati münasebetiyle Kosova’ya gittim. O vakit Kosova’da büyük bir İslâmî Dârülfünun tesisine teşebbüs edilmişti. Ben orada hem İttihatçılara, hem Sultan Reşad’a dedim ki: ‘Şark, böyle bir darülfünuna daha ziyade muhtaç ve âlem-i İslâmın merkezi hükmündedir.’ O vakit bana vaad ettiler. Sonra Balkan Harbi çıktı. O medrese yeri (Kosova) istilâ edildi. Ben de Van’a gittim. Ve bin lira ile Van Gölü kenarında Artemit’te temelini attıktan sonra Harb-i Umûmî çıktı. Tekrar geri kaldı.” 1 Bediüzzaman’ın Hutbe-i Şâmiye isimli eserinin ortalarında bahsini ettiği “iki mütefennin muallim” ile olan muhaveresi de, işte bu tarihte ve trenle (şimendiferle) yapılan Rumeli seyahati esnasında vuku’ bulmuştur.


Bediüzzaman Sultan Reşad ile birlikte Mehşed’de (Resimli Kitap, No: 30)

Medresetü”z-Zehra projesi

Bediüzzaman, düşüncelerini ancak merkez-i hilâfette yapacağı temaslarla yürütebilirdi. Zaten bu ikinci İstanbul seyahatini bunun için planlamıştı. 

Bir yılı aşkın Şark ve Şam seyahatleri neticesinde tekrar merkez-i hilâfet olan İstanbul’a dönmüştü. “Medresetü”z-Zehra” adını verdiği “Şark Üniversite’sinin” projesini gerçekleştirmek için yeni çalışmalar yapacak, bütün şartları ve imkânları zorlayacaktı. 1911 Haziran’ıydı ve Sultan Mehmed Reşad, Rumeli’ye bir seyahat planlamıştı. Padişah bu seyahate seçme bir heyetle gitmek istiyordu. Dostlarının talebi üzerine Bediüzzaman da heyete dâhil edilmişti. Böylece Bediüzzaman Sultan Mehmed Reşad’la birlikte Rumeli seyahatine katıldı. Bilhassa Üsküp’te devrin tanınmış âlimleriyle tanıştı ve sohbetler etti. Padişah, maiyetiyle birlikte meşhur Kosova sahrasını da ziyaret etti. Kosova sahrası, tarihimize iki büyük zafer armağan etmişti, ama müstesna padişahlardan Murad Hüdavendigâr’a mezar olmuştu. Şimdi Hüdavendigâr’ın torunu Sultan Mehmet Reşad, yüz bin kişilik cemaat-ı kübra ile dedesinin makamı türbesi önünde Cuma namazı kılıyordu. Her şey beş yüz sene öncesine dönmüş gibiydi. Sadece maddî mülâhazalarla padişahı bu seyahate teşvik etmiş bazı İttihatçıların bile göz pınarları taşmıştı. Mânevî hava Bediüzzaman’ın beklediği kıvamdaydı. Namazdan sonraki sohbette söz Kosova’da bir üniversite açılmasının zaruretine gelip dayanınca, Bediüzzaman da gaye-i hayalini açtı: “Şark, böyle bir darülfünuna daha ziyade muhtaçtır; çünkü orası, bütün İslâm âleminin merkezi hükmündedir.” 2 Bediüzzaman Medresetü”z-Zehra gerekçelerini bir bir saydı. Bu konuşmanın neticesinde dinleyenler ikna olmuştu. Fakat sıra tahsisata gelince durum değişti. Tahsisat, Medresetü”z-Zehra’ya değil, Kosova Üniversitesi’ne çıktı. Tecelliye bakınız ki, az sonra Balkan Savaşı başladı ve Kosova düşman istilâsına uğradı. Bunun üzerine Bediüzzaman, padişaha müracaat edecek ve Kosova Üniversitesi için ayrılan on dokuz bin altının “Medresetü”z-Zehra”ya tahsisini isteyecek, nihayet bunda muvaffak olacaktı. Bir süre sonra itminan-ı kalb ile Van’a döndü, Van Gülü kenarındaki Edremit (Artemit) semtinde, yıllardır hayalini kurduğu Medresetü”z-Zehra’nın temelini attı, rüyalarının bir bölümü böylece gerçekleşme yoluna girmişti. Lâkin heyhat! Birinci Harb-i Umûmî çıkmıştı, büyük badire, nice güzel tasavvurla birlikte “Medresetü”z-Zehra” tasavvurunu da akîm bıraktı. Bediüzzaman da bu noktaya “Ben de Van’a gittim. Ve bin lira ile Van Gölü kenarında Artemit’te temelini attıktan sonra Harb-i Umûmî çıktı. Tekrar geri kaldı.” 3 diyerek bu neticeye işaret ediyordu.

Dipnotlar:

1- Emirdağ Lâhikası-II, 2013, s. 776.

2- Emirdağ Lâhikası-II, 2013, s. 776.

3- Emirdağ Lâhikası-II, 2013, s. 776.

Okunma Sayısı: 3100
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    7.2.2022 13:20:25

    Allah'a e'lem; Belkide Cenabu Allah c.c buna müsaade etmeyerek,yapılması pilanlanan Medrestüz Zehranın maddi ve manevi Masraf ve meşakkatlerinin çok kısa zaman sonra,birinci Harb- i Umumi ve Cumhuriyet tarihindeki üzücü va çok acı hadiseler ve icraatlar sebebiyle HEBAEN MENSUR olup yokedileceği için takdir- i İlahi bu Medresenin inşasına fırsat ve imkan vermemesini acizane düşünüyorum. Nasıl olsa Harbi Umumi hengamesinde ve sonrasında yerle yeksan edilecektir. Tedbir- i İLAHİ olabilir!

  • Ali TAM

    7.2.2022 00:31:39

    Yaklasik 30 sene önce Avusturya televizyonunda Sultan Resad ve refakatcilerinin ve Hz Üstadin Rumeli'de trenden indikleri görüntüleri izlemistim. Yani kimbilir ne kadar daha filmler, fotograflar ecnebilerin ellerinde/arsivlerinde bulunmaktadir. Vakia sudur ki Lahikalarda bahsolunan hatiratlarin mutlaka delilleri vardir. Hatta Hz. Üstad'in umuma bahsetmedigi bazi harika hallerden bahisleri sahitlerin delilleriyle rastlasak bile, Üstadin rizasi bulunmadigindan bahsedemiyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı