Bu yazı, Rabbimizin en sevimli lütfu olan çocuklarımıza veya çocukluğunu yeniden yaşamak isteyenlere bir hediyedir.
Yeni kuşak soruyor: “Cennette de bilgisayar oyunu var mı?” Daha neler… Cenneti internet kafe sanıyor! Suç kimin? Tabiki başta bizim. Çocuklara Cenneti yeterince anlatamamışız. Onlara sohbet gibi yüksek zevkleri yeterince yaşatamamışız. Ellerine tabletleri tutuşturup keyfimize bakmışız. Ama bize “hanemizdeki masum evlâtlarımızla masumane sohbet, yüzer sinemadan daha ziyade zevkli” 1 gelmişse ne güzel! Bu, elbette onlara da zevkli gelmiştir. O halde bu yazıyı onlarla okuyalım. Zira “İnsan her şeyi inkâr edebilir belki, ama çocukluğundaki en güzel hatıralarını inkâr etme kabiliyetine sahip değildir.” 2
Cennetin de, dünya gibi, en büyük zevklerinden biri sohbet olacaktır. İşlemeli koltuklar üzerinde karşılıklı oturulacak ve kardeşâne 3 hâtıralar konuşulacaktır. 4
Ama bunu biz bu dünyada da yapıyoruz zaten. Yani karşılıklı koltuklara kurulup anılarımızı yâd ediyor, hatta video kayıtlarını izliyoruz. Eğer bu kadarsa, bunun için Cennete gitmeye gerek var mı? Cennet lezzetleri her konuda bu dünyadan binler kat üstün değil mi?
Evet, üstün. Şöyle ki: Dünyadaki sohbetin tadını kaçıran hiçbir menfî tesir Cennette olmayacak. Ezcümle, Cennette kafamızı meşgul eden en küçük bir sıkıntı veya üzüntü bulunmayacak. 5 Orada mü’minler birbirlerine karşı bütün kötü düşünce ve duygulardan arındırılmış olacak. 6 Orada kafa şişiren boş bir söz de konuşulmayacak. 7 Yine orada insanların kabiliyeti peygamberler seviyesine yükseltileceğinden, sohbetin kalitesi de o nispette artacak. Burada aynı anda sevdiğimiz iki kişiyi birden dinleyemezken, orada bir anda binlerce farklı mecliste, milyonlar meşahir-i insaniye ile beraber bulunulacak. 8 Hadsiz bir saadet içinde ve inkişaf etmiş bütün letâifle, kötü duyguların hiç bulaşmadığı bir sohbetin tadı elbette dünyadakinden binler kat daha yüksek olacak.
Bu sohbetler öyle doyumlu olacak ki, Bediüzzaman Hazretleri’nin Sır Kâtibi Mehmet Feyzi Efendi (ra) dünyadaki sohbetle Cennetteki sohbetin bir farkını şöyle açıklar: “Esas sohbet Cennette olacak. Dünyada ne kadar samimî de olsa, insanın sağ gözü öbürünün sol gözüne, sol gözü de sağ gözüne denk geliyor. Hâlbuki Cennette bütün azalar birbirine muvazi gelecek. Sağ gözü sağ gözüne, kalbi kalbine, ruhu ruhuna, sırrı sırrına karşı denk gelecek.” 9 Demek empatik (duygudaş) sohbetlerin zirvesi de Cennette olacak.
Peki, orada en güzel hatıraların, dünyadaki gibi sadece video kayıtlarını mı izleyeceğiz? Üç boyutlu ve LCD ekran büyüklüğünde mi?
Pek öyle değil. “Binler dünya kadar büyük ve geniş bir sinema-i uhreviye” 10 şeklinde ve üç boyutlu değil belki “yüz bin yüzlü sinemalı bir fotoğraf” 11 gibi olacak diyebiliriz.
Sonsuz Âlem-i Misal levhalarının büyüklüğünü ve bu âlemin anılarımızı veya dünya kurulduğundan bu yana yaşanmış bütün olayları çok boyutlu izleteceğini biraz anladık. Ama bu âlem-i misal sinemalarında, anılarımızı seyretmekle mi yetineceğiz? Yani bu sinema âleminin içine de giremez miyiz?
Pekâlâ, girelim bakalım! (İstekleriniz hiç bitmiyor!) Yalnız dikkat isterim, ona göre. Çünkü Bediüzzaman Hazretleri diyor ki: “Âlem-i Misaldeki seyahat-ı mâneviye miftahı ile âhiretin bir sineması aynelyakîn görülmüş. Fakat çok ince.” 12
Şimdi, bizdeki hatırlama ve canlandırma işlevi gören hafıza ve hayal yeteneklerini ele alalım. Bunlar birer numuneden ibadettir, değil mi? “Mercimek küçüklüğündeki bu iki kuvvenin numune-i ekber ve a’zamları, Âlem-i Misal ile Levh-i Mahfuzdur.” 13 Fakat yine de, bu iki küçük ve sönük yeteneğimiz “dimağda kendisine tahsis edilen mahallî bir hardal tanesi kadarken, her zaman bütün âlemi sinema şeritleri gibi hayal hanesinde dolaştırır.” 14 Hafıza ve hayal kabiliyetlerimiz vasıtasıyla, hatıralarımız zihnen ve hayalen yeniden yaşanır, gözümüzde ve hissiyatımızda tekrar canlanır. Öyle mi? Dikkat! Daha bu küçücük numunelerin içindeyiz. Peki, uykuyla bu numunelerin aslı olan Âlem-i Misalin, yine tam olarak içine değil, belki sadece bir köprüsüne girdiğimizde 15 ne olur? Her şeyi yeniden yaşamaya başlarız değil mi?
İşte nasıl ki, uyku “umum için gayet güzel ve muhteşem bir sinema-i Rabbaniyenin seyrangâhıdır. Mazi ve müstakbel, hal hükmünde bir temaşegâhtır” 16 Aynen öyle de, demek o hatıraların asıl kayıt yerleri olan ve sonsuz büyüklükte ve canlı olan Âlem-i Misale ruhumuz ve bedenimizle -ama Cennette- tam manasıyla girdiğimizde, ruhlu o güzel hatıralar, hâl gibi tekrar nasıl yaşanır? Rüyanın çok fevkinde, bu ne muhteşem olur, değil mi?
Evet, madem “ruhun daire-i hayatı geniştir.” 17 Madem “hayat-ı ezeliye güneşinin ziyası olan bu meşhud cilve-i hayat, elbette yalnız bu âlem-i şehadete ve bu zaman-ı hâzıra ve bu vücud-u haricîye münhasır olamaz. Belki kâinat bütün âlemleriyle o cilve ile hayattar ve ziyadardır” 18 Hem madem “âlem-i gaybdan sayılan geçmiş ve gelecek mahlûkatın dahî manen hayattar bir vücud-u manevîleri ve ruhlu birer sübût-u ilmîleri vardır” 19 Elbette “bütün geçmiş zaman ve ölmüş asırlar, canlı ve baştanbaşa ruhlu, hayattar bir acip âlem ve mevcut bir memleket-i Rabbaniye suretinde, sinema perdeleri gibidir.” 20
O halde, ey eski zamanlardaki o zevkli, kıymetli ve şerefli vaziyetleri hasretle hatırlayanlar ve müştakane arzulayanlar! Neden bu mübarek vaziyetler mazide kaldı, diye ağlayanlar!
“İman-ı billah nuru ihtar etti ki; o vaziyetler, daire-i ilimde ve elvah-ı mahfuzada ve elvah-ı misaliyede bâki oldukları gibi; fevkazzaman bir vaziyette mevcutturlar. Sen, o vaziyetleri çok cihetle ve çok manevî sinemalarla görebilir ve girebilirsin diye anladım.” 21
Rabbim dünyada böyle Kur’ân sohbetinde bulunanları, Cennet sohbetlerinde de birbiriyle buluştursun inşallah!
Dipnotlar:
1- 24. Lem’a, Bir Muhavere, 3. Nükte.
2- Merhum Prof. Dr. Ali Murat DARYAL’dan.
3- Hicr 15/47; Vakıa 56/15.
4- Saffât 37/50.
5- Meselâ bk. Fâtır 35/35; Bakara 2/112.
6- Hicr 15/47.
7- Meryem 19/62; Vakıa 56/25.
8- 28. Söz.
9- M. Feyzi Efendi, İhsan ATASOY, 344.
10- Emirdağ L. 1, 262.
11- 2. Şuâ, 1. Makam, 2. Meyve.
12- Emirdağ L. 1, 262.
13- Emirdağ L. 1, 262.
14 -Barla L, 189.
15- M. Nûriye, 10 Risale.
16- 28. Mektup, 1. Risale, Beşincisi.
17- 17. Söz, Farisî Münacat.
18- 10. Söz, Zeylin 2. Parçası.
19- 30. Lem’a, 5. Nükte, 4. Remiz.
20- 25. Söz, Emirdağ Çiçeği.
21- Kastamonu L. 106.