"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fikir hürriyeti ve TCK. 216

Ahmet BATTAL
07 Nisan 2020, Salı
Hakan Aygün adlı eski bir gazetecinin sosyal medya paylaşımları sebebiyle tutuklanması fikir hürriyeti ve TCK’daki sınırları meselesini yeniden gündeme getirdi. (Bu yazıda somut olayı değerlendirmeye girişmeyeceğiz).

Bildiğiniz üzere, eskiden, Eski TCK’daki 163. madde ve 141-142. maddeler ile Terörle Mücadele Kanunu’nun eski 8. maddesi yürürlükte iken, “şeriat propagandası”, “komünizm propagandası” ve “bölücü propaganda” suçu adlı suçlar vardı ve ağır cezaları vardı. 

Bu “propaganda suçları” doksanlarda demokratikleşme süreci içerisinde kaldırıldı. Kanunlarımızda artık propagandayı ve fikir açıklamayı açık biçimde suç sayan herhangi bir hüküm yok.

Fikir açıklaması ile benzerlik gösteren, ama aslında fikir açıklaması sayılmayan iki suç ise kanunlarımızda duruyor ve fakat onların da sınırları meselesi hep tartışmalı.

Bunlardan biri hakaret suçu. Fikir açıklama bahanesiyle hakaret etmeye izin verilmiyor. Ama sınırı çizmek kolay değil.

İkincisi de Türk Ceza Kanunu’nun “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” başlıklı 216. maddesinde düzenlenen suç. (Bu madde Eski Türk Ceza Kanunu’nun meşhur 312. maddesinin yerine geçmişti.) Bu suç ile fikir açıklama arasındaki çizginin de belirlenmesi hayli zor.

Hüküm şöyle: 

“(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Ayrıca 218. madde de yukarıdaki hükme şöyle bir sınır koyuyor:

“Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar arttırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.”

Muhalif fikir açıklamalarının cezalandırılmasını sağlamak için kullanışlı görünen ve gerçekten de kullanılan bu iki suç türünün yakın mazimizde çok sayıda örneği var. Bilhassa 216. (eski 312.) maddeyi Gazetemizin okuyucuları iyi hatırlarlar. 

Hakan Aygün’ün iktidar karşıtlığını gösteren ve dindarlara yönelik eleştiri içeren ve dolayısıyla bir kısım dindarları rahatsız eden beyanlarının bu maddeler kapsamında nasıl değerlendirileceğini ise zaman içinde hep birlikte göreceğiz. 

Yargının görevi bu hükümler yardımıyla dini ve dince mukaddes sayılan değerleri korumak. Yoksa yargı bu hükümler yardımıyla iktidarı ve iktidara taraftar olan, ama siyaseti sebebiyle muhalefet tarafından eleştirilen dindarları korumak hakkına sahip değil. 

Okunma Sayısı: 2919
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı