"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İzninizle Sayın Genel Başkan vekili...

Ahmet BATTAL
06 Nisan 2021, Salı
AKP muhalefetin çoğalmasından korkuyor.

Hatta içlerinden bazıları çıldırıyor. Zira risk büyük. Ve bu duygular onlara yanlış üzerine yanlış yaptırıyor.

Emekli amiraller “birleşiyorlar” ve ustaca yazılmış, darbe “çağrışımı” da içeren “muhalif” bir açıklama yayınlıyorlar. 103 kişilermiş.

Açıklamanın birinci kısmı Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin Türkiye’nin yararına olup olmadığı ile ilgili. Doğru veya yanlış ama neticede fikirlerini söylüyorlar.

Bolvadin’de emekli imam ya da Azdavay medresesinde vakıf değiller ki söyledikleri şeyler “boğazlar hakkında boşboğazlık” sayılabilsin. Aksine, denizci ve kurmay olmaları hasebiyle konunun uzmanları durumundaki kişiler. Açıklamalarının ikinci kısmı ise görünüşte bir iktidar eleştirisi. Ama arkasında bir engerek tıslaması da yok değil.

Bize göre bireysel sayılabilecek bir yanlış örnek olan “mürit amiral”den hareketle TSK’nın irticanın eline düştüğünü filan söylüyorlar. O bilindik klâsik Atatürkçülük efsanesi…

Ardından “vay bunlar darbeci mi” meselesi başlıyor. İş ciddiye biniyor, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatıyor.

Muhalefetteki birileri “Kemalist amirallerden kaç muhalefet oyu çıkarırız” sorusunun peşinde. Aklı başında birileri ise haklı olarak on üç sene sonra yeni bir “Engerek on” dönemine mi giriyoruz diye endişe ediyor.

AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş CNN Türk’teki açıklamasında bu bildiri vesilesiyle AKP ve muhalefet anlayışı hakkında net şeyler söylüyor:

Önce bu bildiri için, nasıl anladıysa, “millete dert anlatmak değil, ayar vermek” amacıyla yapılmış diyor. Ayrıca “Türkiye’nin yetmiş iki düvelle boğuştuğu bir dönemde Türkiye içerisinde bir kriz, bir kaos, bir belirsizlik ortamı oluşturmaya dönük bir niyet taşıdığı görünüyor.” diyor.

Her nasılsa olayın ardından daha henüz yarım gün geçmişken “Türkiye’ye karşı operasyonlar zincirinin bir halkası” ve “imzacıların arkasında başka mahfiller olduğunu da biliyoruz” diyor.

Bir de “elin oğlu Türkiye’yi bir kaşık suda boğmaya çalışırken” diyerek ne zaman ilân edildiğini bir türlü öğrenemediğimiz bir savaştan da bahisle “Türkiye’nin karşısına bu bildiriyi çıkarıyorlar.” diyerek kendisini ve iktidarını Türkiye sayıyor ve muhalif olma isteğini de dış düşman olarak karşıya yerleştiriyor.

Ama en ilginci, “olağan dışı yollar”la yapılmış açıklama dediği bildiri ile ilgili şu sözleri:

“… ‘görüşümüz var, bunu söylemek istiyoruz’ diyorlarsa bu beyler, bu zatlar, çıkarlar günün bir saatinde Beyazıt Meydanında, Kızılay Meydanı’nda gerekli yerlerden izin alarak bir basın açıklaması yapabilirler, ama gece yarısı böyle bir basın açıklaması yapılması, Cumartesi gecesi bunun yapılması, tam da eski dönemdeki o muhtıraları hatırlatan, çağrıştıran bir eylemdir, hukuksuzdur.”

Yani bildirinin hukuksuzluğunun sebebi zamanlama ve açıklamanın “izinsiz” yapılmış olması. (İzin alınması için “gerekli” yerin neresi olduğunu söylememiş, ama biz biliyoruz).

Aynı zatın aynı konuşmada “Türkiye’de demokrasi bütün kurallarıyla işliyor” demesi ise tam bir ironi.

Zira Anayasa henüz değişmedi ve hem fikir özgürlüğü ve hem de izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı Anayasal bir hak olarak yerli yerinde duruyor. Ama İktidar partisinin genel başkan vekili “izin”den bahsediyor.

Biz de bu sebeple bu yazının başına izin talep dilekçemizi koyduk. 

İzninizle Kral Hazretleri… 

Okunma Sayısı: 2825
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Seyit Ali

    6.4.2021 08:07:02

    Türkiye’nin yetmiş iki düvelle boğuştuğu söylemi tamamen hatalı. Kendimize sürekli düşman arayıp buluyoruz. Bunun yerine hak, adalet, hukuku bir an önce ülkede varlığını göstermeli ve israfı önlemeliyiz. Israf dedim ya inanın sel gibi israfı gördükçe içimden vergi vermek gelmiyor. Benim vergimi buraya mı aktaracaklar diyorum içimden.

  • Halil İbrahim KARAHAN

    6.4.2021 03:27:01

    Allah razı olsun.Her türlü kötülüklerden korusun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı