“Altılı masa”nın altında buzağı arayan trol ve troliçelerin ağzına bakan bir AKPsever kitle var. Bunlar Kürt milliyetçiliğinin öcü gibi gösterilmesinden etkilenmeye teşneler. Bu sebeple de masanın altından öcü bekliyorlar.
Ama aynı efsunlu kitle Kürt Milliyetçiliğine sebep olan ve dolayısıyla ondan daha kabahatli olan Türk Milliyetçiliğine sıra geldiğinde birdenbire kuytuya pısıyor.
Bu durum resmî ideolojiyle ve milliyetçiliklerle bulandırılıp muallel hale getirilmiş olan mevcut siyasi cereyanları ve partileri her geçen gün daha fazla zehirliyor. Siyasetçilerin de kafalarını karıştırıyor.
İşte o efsunlu kitle için asıl uyarıcı etken, yapabilirsek, AKMHP iktidarının masasının altındaki düğmenin üzerindeki elin ardındaki kafanın kim olduğunu göstermek ve tesbit ettirmek olacak.
Elbette her siyasi iktidarın birden çok muktediri olur, bu normaldir.
Normal olmayan şudur: Ortaklığına karşılık görünüşte bir şey almayan ve sadece destek veren ortağın gerçekte bir şeyler alıp almadığını bilememek. MHP’nin AKP iktidarından ve bilhassa Erdoğan’ın hükmü altında görünen saraydaki masanın altından (adeta taş çalarak) neler elde ettiğini kim bilebilir?
Ya da normal olmayan şudur: Desteğine karşılık destekçi ortağına görünüşte bir şey vermeyen ve sadece teşekkür eden ortağın gerçekte bir şeyler verip vermediğini bilmemek.
MHP’nin desteğini sürdürmesine karşılık AKP iktidarının MHP’ye el altından verdikleri ve hatta devrettikleri hakkında kim ne biliyor?
“Sedat Peker itirafları”ndan bahsetmiyoruz.
İşimiz parayla ya da pulla da değil.
Ekonomik iktidarın büyük oranda AKP’lilerin elinde olduğuna şüphe yok. Paylaşımda kendi aralarında yaşadıkları kavgadan da bu anlaşılıyor.
Akçeli işler/suçlar hususunda MHP’nin ortaklıktan uzak kaldığı düşünülebilir. Ayrıca Bahçeli’nin kendi teşkilatına akçeli işler konusunda sürekli tembihatta bulunmasından da bu ihtimalin kuvveti anlaşılıyor.
Ama ideolojik işlere sıra geldiğinde her şey değişiyor.
Devletin ideolojisizliği, AB müktesebatı, adalet ve demokratikleşme konularında yirmi sene önceki AKP’nin hedefleri ve hayalleri ile bugünkü gerçekler arasında eski Doğu Berlin ile Batı Berlin arasındaki fark kadar fark var.
Eski AKP ile yeni AKP arasına yıkılmaz denilen duvarı çekenin ise görünüşte küçük ortak ama aslında “gizli patron” durumundaki MHP olduğu açık.
Yargı işlerinin kimin iradesine göre şekillendiği ise zaten ayrı bir bahis.
AKP’li dostlar: Bu durumdan memnun musunuz?
Kolunu, yüzünü göremediği birilerine masasının altından kaptırmış bir Erdoğan’a bir dönem daha destek olmayı ya da olmamızı isterken kendinizden şüphe etmiyor musunuz?