Yeni Asya’ya uzun zamandır keyfî ve hukuksuz bir şekilde resmî ilân verilmediğini ve böylece maddî gücünün kırılmaya çalışıldığını hepiniz biliyorsunuz.
“Neden acaba” diye sormaya gerek yoktur zira muhalife -neredeyse- hayat hakkının da çok görüldüğü bir rejim altında olduğumuz açık.
Ama yine de açık cevabı dolaylı olarak geldi.
Dünkü Yeni Asya’da manşetten okudunuz.
Basın İlân Kurumunun Genel Müdürü Rıdvan Duran bir konuşmasında Kurumun görevini anlatırken aynen şunları söylemiş:
“Kurumumuz kanun nezdinde devlet ve milletin değerlerine uyumlu ve ahlâkî kurallara özen gösteren gazetelere ilân dağıtımını sağlıyor.”
Ayrım yaptıklarını net şekilde itiraf etmiş. Merd-i kıptî misali…
Darbeden kısa süre sonra 1961’de Millî Birlik Kurulu’nca yürürlüğe konulmuş olan Basın İlân Kurumu Teşkiline Dair Kanuna göre bu Kurumun görevi “Resmî ilânların mevkutelerde yayınlanmasında aracı olmak”.
Konu hakkında Anayasa’da özel bir düzenleme yok. İlânların hangi usûle göre dağıtılacağı Kanunun 32 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş.
Diğer ayrıntılar önemli değil. Ama Menderes döneminin bilhassa son yıllarındaki hatalarını gerekçe gösterenlerce “demokrasiye dönüş” iddiasıyla yapılan o darbeden sonra dahi şu hükmün konulmuş olması tek başına çok şeyi anlatıyor:
“Resmî ilânların dağıtılması:
“Madde 32 – Resmî ilânlar, fikir ve içtihat farkı aranmaksızın 34‘ncü madde mucibince vasıfları tesbit edilecek olan mevkutelere Basın - İlân Kurumu Genel Kurulu’nun tesbit edeceği esaslar dahilinde dağıtılır.”
“Fikir ve içtihat (görüş) farkı aranmaksızın” demek, ilân dağıtırken gazeteleri “fikirlerine göre ayrıma tabi tutmayacaksın” demek.
Ama Kurumun başındaki zat ne diyor?
“Biz ilân dağıtırken ‘kanun nezdinde devlet ve milletin değerlerine uyumlu ve ahlâkî kurallara özen gösteren gazetelere’ dağıtım yaptırıyoruz” diyor.
(Cümledeki “kanun nezdinde” ibaresinin anlamını çözememiş olmamızı geçelim.).
Yeni Asya yönünden Kurumun amacı belli:
Muhalife devlet bütçesinden para gitmesini önlemek. Resmî ilan gelirini kesmek ve Yeni Asya’nın maddi gücünü kırmak.
“Devletin değerleri” denen şey zaten devleti yönetenlerin iktidarda kalabilmek adına yaptıklarından ibaret olan değerleri.
Yeni Asya bu değerlerle uyumlu değil. Çünkü Yeni Asya siyaset yapmıyor, siyasetçiye Kur’ân hesabına adalet ve hürriyet dersi ve istikameti veriyor, ama dini siyasetine alet edenlerle asla ve asla uyumlu değil.
Yeni Asya onları alkışlamıyor. Eleştiriyor. Şiddetli ikaz ediyor.
Yani Yeni Asya uyumsuz!
Ama bu hukuksuz cezayı verenler, maddî güç hukuksuzca kırılınca manevî gücün daha da kuvvetlendiğini galiba unutuyorlar.
Hiçbir fikir hapiste çürütülememiştir. Hiçbir cemaat zulümle bitirilememiştir.
Üstelik haksız maddî gücün ne anlama geldiğini muktedirler aslında görüyorlar.
Zira iktidarın yakınında olup da aklı başında ve entelektüel kapasitesi yüksek olanlar “para bizi bozdu” demeye başladılar.
Yeni Asya kendisini bozacak parayı istemiyor. Hakkını istiyor. Almalı. Alacak.