"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Çocuğum dershanede kalmak istemiyor” (3)

Ahmet DURSUN
21 Ağustos 2025, Perşembe
Gençlerin en büyük haklarından biri hata yapma haklarıdır ve bu haklarını sonuna kadar kullanmaya devam edeceklerdir. Bu konuda gençlerin yanındayım.

Sanki başka derdi yokmuş gibi, başkalarının derdine ağlayan bir Bediüzzaman, benim tanıdığım. Eskişehir hapishanesinin karşısındaki lise mektebindeki kızların gülerek raksedişlerine şahit olduktan sonra imanı tehlikede olan nesillerin muhtemel geleceğini düşünerek ağlayan, “Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım” diyebilen bir Bediüzzaman, benim bildiğim. “Her adam, eğer Alman ve İngiliz kadar kuvveti ve serveti olsa ve aklı da varsa, o tek dâvâyı kazanmak için bilâtereddüt sarf edecek” diyerek imanı kurtarmanın dünyadaki tüm meşguliyetlerden ve tüm dünyevî hedeflerden önemli olduğunu hatırlatan bir Bediüzzaman, benim öğrendiğim. Malikiyet ve serbestiyet döneminin kapılarını aralayacak vizyonu adalet felsefesiyle, hürriyetçi yaklaşımıyla, asrımıza en uygun usullerle ve nurlu bir dille aktaran bir Bediüzzaman, benim anlayabildiğim.   

Vizyoner, aksiyoner, hürriyetçi, ilim erbabı, müşfik, zamanın ruhunu iyi analiz eden, gençleri seven ve gençlerin yanında olan bir Bediüzzaman’ı, bu değerlerin âşığı olan günümüz gençliği ile nasıl tanıştıramayız, Medresetüzzehra’nın öncüsü olarak tasarladığı Nur medreselerinin müdavimi haline nasıl getiremeyiz?

 “Seni de üzmek istemiyorum, ama ben dersanede kalmak istemiyorum baba! Bana uygun değil. Kendimi orada mutlu hissetmiyorum.”  “Ölem ölem, oy kader!”

Beş-on dakika dahi olsa Risale-i Nur’u okumanın veya dinlemenin adresi olarak belirlediği Nur medreselerinin kurulmasını teşvik eden, dershanelerde Risale-i Nur adına meşgul olanların hakikî talebe-i ulûmun sevaplarına ve şereflerine mazhar oldukları gibi, İhlâs Risalesinde yazılan beş nevi ibadete de mazhar olacaklarını taahhüt eden bir Bediüzzaman’ın dersine muhatap olanların bu sözler karşısında titremesi gerekmez mi?

Evladını asrın maddî ve manevî hastalıklarından korumak, onları ebedî saadeti kazandıracak ortamların içinde görmek her ebeveynin arzusudur. Ne var ki gençler,  bu arzunun hilafına davranış sergileyebiliyorlar.  

Bunun çok yönlü sebepleri olabilir. Bilhassa 15 Temmuz sonrası oluşturulan menfî cemaat algısının bunda büyük payı olduğu muhakkaktır; lâkin ben okuduklarımızı hayata aktarmada yaşadığımız çelişkilerin, dinî grupların ve cemaatlerin kendilerini güncelleyememesinin daha etkili olduğunu düşünüyorum. Gençlerin bizi tercih etmemesi en büyük şikâyetlerimizden biri. “Gençler bize neden gelmiyor sorusu yerine biz gençlerimize neden ulaşamıyoruz?” sorusu daha doğru olabilir. 

Bu sorunun cevabı Bediüzzaman’ın “malikiyet ve serbestiyet” dönemine yüklediği anlamlarda gizli olmalı. “Bizler malikiyet ve serbestiyet döneminin şartlarına göre kendimizi yenileyebildik mi ve bu dönemin gençlerini anlayacak olgunluğa ve yeterliliğe sahip miyiz? soruları bu noktada daha da önem kazanıyor. 

Öyle anlaşılıyor ki, kendini şahane hür bilmek isteyen bir gençlikle nasıl iletişim kuracağıma dair hazırlıksız olmamdan kaynaklanan çatışmalar söz konusu. Zamanın gençlerine ulaşamıyorum. Ne ben onları anlayabiliyorum ne de onlar beni. Bu nedenden kaynaklanan kopukluklar benim çocukla/gençle bağ kurmamı zorlaştırıyor. Bu bağ kurulamadığında ipler önce gevşiyor, sonra kopuyor. Genç, bizim “dava” diye yırtındığımız meselede duyarsızlaşıyor, çünkü aidiyet hissetmiyor ve sadece konjonktürel bir bağ kuruyor benimle. Ya maddî sebeplerden ya da ailesinin zorlamasıyla dersanede kalmaya çalışıyor, aslında kalıyor gibi görünüyor. 

Bir güncelleme ve yenilenme şart. Hürriyetine, konforuna dokundurmak istemeyen, en küçük eleştiriyi dahi kendi şahsiyetine bir saldırı gibi algılayan bir genç tipi ile karşı karşıyayız. İyi de, sınırsız bir hürriyet mi olmalı, dershanemde hiçbir kural olmamalı mı? Burada “O sınırlar nasıl belirlenmeli ve ben kendi dershane sınırlarımı ve kurallarımı nasıl güncellemeliyim?” sorusuna birlikte cevap vermeliyiz. Kalıplarımızdan sıyrılarak, taassubî tutumlarımızdan sıyrılarak bu işe gönül vermiş ehil kişilerle, eğitimcilerle, psikologlarla ve tabiî ki gençlerle günlerce bunu konuşmalıyız, geleceğimiz için bir yol haritası belirlemeliyiz. “Bizim zamanımızda… ” ile başlayan cümleleri bırakmalıyız. Şimdi farklı bir zamanda ve daha dehşetli bir zemindeyiz. Bırakınız elli yılı, on yılın öncesinin örnekleri ile günümüz gençliğine hitap edemeyiz. Zamanla birlikte yöntemlerin de değiştiğinin farkında olarak, asrın idrakine uygun şekilde, özü muhafaza ederek yeni yaklaşımlar sergileyebilmeliyiz. Adına Bediüzzaman Külliyesi dediğimiz devâsa binaların içi boş kalıyorsa bir şeyler yanlış gidiyor demektir. Bu, şu an kullandığım yöntemlerin işe yaramadığının ispatıdır. O hâlde kendimizi, yöntemimizi, tarzımızı güncellemek gerektiğinin idrakine varmalıyız, gocunmadan ve vakit kaybetmeden. 

Fotoğraf: Erhan Akkaya - Yeni Asya

Okunma Sayısı: 4369
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin ilhan

    25.8.2025 17:25:20

    Arda kardeş siz adalet,hak,hukuk,iz'an,vicdan,şefkat,merhamet,hürmet,kul hakkı din istismarı,dini tahrif etmek,din üzerinden dine zarar vermek,mabeynimize giren cemaat,mezhep düşmanlarının tuzakları hakkında ne kadar bilgiye sahipseniz detaylı bir makale bekliyoruz. İlk susalım şu, Binlerce mu'min cuma namazı için 40-45 dakika bir kisiyi'imam,değil bu kişi,bekler ,bekletme hakkına haiz mi.

  • Mehmet Türeli

    21.8.2025 23:53:07

    15 temmuz darbesi veya kalkışması korku salarak özellikle gençlerimizi ve de birçok büyüklerimizi de cemaatten ve dershanelerimizden soğutmak için Risale-i Nura düşman olanlar için bir fırsat oldu ve planları da büyük oranda tuttu. Hafiyeleri bizim cemaatimizde olduğu gibi bütün cemaatlerin içine sokarak ve fitne tohumlarını atarak huzursuzluk meydana gelince bir çoğunu da derslerden ve dershaneden soğuttular.

  • Arda Yıldız

    21.8.2025 20:00:56

    Kazım abinin youtube kanalında yayınladığı videolar maalesef cemaatimizin imajına çok büyük zarar veriyor. Fetullahçılar videonun altlarında toplanıp ümmeti muhammede beddua edip duruyorlar.

  • Yusuf

    21.8.2025 16:41:30

    Bazı ağabeyler ellerinden gelseler çocuklara dahi muhalif olmayı aşılayacaklar! Abiler nurculuk bu değil. Önce iman-kuran dersi verilir.

  • Abdullah

    21.8.2025 14:34:17

    Gülencilik ve siyasi İslam veya milli görüş birer siyasi cereyanlardır.Birer siyasi akımdır.Kendilerine has siyasi ve içtima-i görüşleri var. Nur Mesleği ile bir alakaları yok.Hatta rahatlıkla diyebiliriz ki bu iki cereyan Risale-i Nur'a karşı kurulmuş siyasi telekküllerdir.Bunlardan birinden asla yana olmayız Meslek ve meşrepleri ayrı ayrıdır. Onun için bu iki cereyana eşit mesafede bulunmalıdır.Bu iki siyasi akım da Risale-i Nur'a zarar verdi.Biri devletin tekeline aldı ki Risale-i Nur'de bunun yeri yok.Diğeri sadeleştirme adı altında dehşetli sui kastını gösterdi. Maddi ve manevi tahribatları büyük ol du.İleride bunlar yazılacak.İkisi de değişik derecelerde zulmetmiş ve zalimdirler.Kim bunlardan birini tutuyorsa,seviyorsa, destekliyorsa,sav nuyorsa onlar gibi zalim oluyor.Böyle yapanlar değişik tevillerle,zorlamalı, tekellüflu yorum ve düşünceler ile savunmasın. Kimseyi inandıramazsınız Ancak kendilerini kandırırlar....

  • Osman Yıldırım

    21.8.2025 13:47:17

    Gençlerin dershanelerde kalmamalarının tek sebebi dershanelerin kendini güncellememeleri değil, burada devletin içine yuvarlanmış gizli bir el " TARİKAT VE CEMAATLERİN KÖKÜNÜ KAZIYACAĞİZ" projelerini adım be adım uygulamaya koymalaridır. Ülkeyi yöneten gücün gizli ortağı olarak faaliyet gösterip tarikatları ve cemaatleri itibarsızlaştırma projelerini başarı ile yürütmektedir. Bazı tarikatların kendi içlerinden bölünmesi ve kavgaya tutulmaları ve Nurcu gibi görünen bazı zevatın gidip bunların meydanlarında Nurculuk aleyhine beyanda bulunmaları bu gurubun ne derece başarı ile projelerini uyguladıklarını göstermektedir. Bu bakımdan dindarların ve hassaten Nurcuların bu gizli mihraklara olan irtibatlarını gözden geçirmeleri ve teyakkuzda bulunmaları elzemdir.

  • Bahadır Yılmaz

    21.8.2025 13:19:54

    Kaleminize sağlık. Gerçekten üç yazıdır takip ediyorum. Bu konuyu merkeze alarak il il ilçe ilçe gezecek bir komisyon heyeti kurulmalı. Gençlere ulaşmak için gençlerin de iştirak ettiği meşveretler tertip edilip beraberce konuşulmalı. Ve en önemlisi harici düşmanın ziyade olduğu şu süreçte saçma sapan siyasetin fitne oyunlarını dahilimizde münakaşa etmeye son vermeliyiz. Aksi taktirde ihlas gitmese bile muhafaza etmesi zorlaşır ya da öyle telakki edilir. Gençleri de mümkünatı yok tutamayız.

  • Toygar

    21.8.2025 11:02:55

    "O hâlde kendimizi, yöntemimizi, tarzımızı güncellemek gerektiğinin idrakine varmalıyız, gocunmadan ve vakit kaybetmeden" olay budur.

  • Mehmet

    21.8.2025 08:42:51

    Gençlere değer vermek ve vazife vermek önemli. Vazifeden maksat, medresede çay doldurmak değildir; cemaatin karar süreçlerine gençleri de dahil etmektir ve ancak bu şekilde gençler kendilerini değerli hissederler ve cemaate ait hissederler. Şu da var ki, halihazırda seküler ve solcu gençlere hitap edebileceğimiz "siyaseten muhalif"liğimiz varken bunu da daha iyi kullanabiliriz. Solcu olma yolundayken Nurculuğa gelen bir insan olarak söylüyorum.

  • Orhan Ali YILMAZ

    21.8.2025 04:01:11

    Neden şu hükûmet-i şahsiye-i reisiyyeye ait hiçbir atıf ya da eleştiri yok bu durumun esbabın şu menbaında; gerçekten şu merak ettim doğrusu...

  • Salih baş

    21.8.2025 00:15:28

    Gençler ölümü göze alan dimdik duran hakkı haykıran samimi cesur insanlar görmek isterler

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı