Cehalet en büyük düşmandır. İnsan, terbiye edilmediği takdirde potansiyel bir tehlikedir. Her insan hayat boyu hem öğrenen hem öğretendir. Bildiğinin öğreteni, bilmediğinin öğrenenidir. Öğrenmenin ve öğretmenin yaşı yoktur.

Öğrenme; belli durumlar ve problemler karşısında tepki ve davranış oluşturma yeteneğidir. Öğrenmek; bir etkiye karşı en doğru tepki, tutum ve davranış göstermek için gereken veridir.

Öğrenme işinde; yedi temel öge bulunmaktadır. Bunlar; öğrenen, öğreten, öğretilen şey, öğrenme sebebi, öğrenme biçimi, öğrenme zamanı, öğrenme düzeyidir.

- Öğrenen; Öğrenme işinde belirleyici değişken öğrenendir. Öğrenen istemedikçe, hiçbir şey öğretilemez. İletişimde alıcı kanalların kapalı olması gibi. Öğrenen kişi öğrenmeye hazır olmalıdır.

- Öğreten; Bu kişi evde anne baba, okulda öğretmen, işte ustadır. Bir noktada düzenlenen öğrenme yaşantısıdır. Onun için de filmdir, televizyondur ve internettir (görsel, işitsel yayınlar). Öğreten; öğrenme yaşantısı düzenleyen, yöneten ve gerekli uyarıcıları işe koşan ve değerlendirme yapan kişidir.

- Neyin öğrenileceği veya öğretileceği; Bilgi hazinesi geniştir. Her şeyi bilmek mümkün de değildir, gerekli de değildir. Kişi öğrenme işinde seçici olmalıdır. İhtiyaç ve ön şart olma durumuna göre öncelik sıralaması yapılmalıdır. Kazandırılacak bilgi, tutum ve beceri ihtiyacı karşılayacak, hayat kalitesini arttıracak nitelikte olmalıdır. Öğrenme programı afaki ve gereksiz bilgilerden arınık olmalıdır.

- Niçin öğrenileceği veya öğretileceği; İhtiyaç öğrenmenin keşşafıdır. İlmin kapısı ilgi ve merak, bilgi kapısı doğru okumaktır. Öğrenme ürününün hayat kalitesini arttırmadaki önemi, öğrenme motivasyonu sağlamada etkili çekici güçtür.

- Nasıl öğrenileceği veya öğretileceği; “Duyarsam unuturum. Görürsem hatırlarım. Yaparsam bilirim” sözü, yaparak yaşayarak öğrenmenin etkisini anlatmaktadır. Ayrıca en etkili öğrenme biçimi katılım ve öğretme durumundan geçer. (öğrenene, proje çalışmasının yaptırılması)

- Ne zaman öğrenileceği, öğretileceği; “Demir tavında dövülür”, “Ağaç yaş iken eğilir” sözleri, öğrenme işinde de geçerlidir. Bunu en güzel biçimde tasnif eden, sosyal davranış kuramcısı Erik Erikson yaşlara göre gelişim ödevlerinin tasnif edildiği görülür. Öğrenme doğumla başlar. Kişilik 6-7 yaşlarında büyük oranda oluşur. İlk yaşlarda alınan rol modeller önem taşır.

- Ne düzeyde öğrenileceği, öğretileceği; Burası ”Zurnanın zırt dediği yer”dir. Öğrenme belli alanlarda ve belli düzeylerde gerçekleşmediği zaman, istenilen kalıcı davranış oluşmamaktadır. Bilişsel alan, zihinsel öğrenmelerin kodlandığı alandır. Bu alanda en az kavrama düzeyinde gerçekleşmesi gerekir. Bu öğrenmede nedensellerle, gerekçeleriyle ortaya koymaktır. Daha üst düzeyleri ise; analiz, sentez ve değerlendirmedir. Duyuşsal alan; duygusal öğrenmelerin kodlandığı alandır. Bu alanda öğrenme en az değer verme düzeyinde gerçekleşmelidir. Daha üst düzeyler ise, örgütleme ve kişilik düzeyleridir. Bu alanda öğrenme en az beceri haline getirme düzeyinde gerçekleşmelidir. Daha üstü duruma uydurma ve icattır. Bu üç alan ve düzeylerde öğrenme gerçekleştiğinde, istenilen davranış kısmen kalıcı olmaktadır.