Hürriyetin olmadığı yerde; hak, hukuk, adalet, eşitlik, zenginlik, güven, gelişme, kalkınma, barış, huzur ve mutluluk yoktur. Onun için hürriyet vazgeçilemez ve ertelenemez hak ve hayat kaynağımızdır.

Her şeyin bir bedeli var. Bu bedeli, herkesin kendi payına düşeni ödeme zorunluluğu vardır. Hayat bütün ihtişamıyla, debdebeyle, ışık hızıyla, gelişim ve değişimi ile devam etmektedir. Bu gelişim ve değişime ayak uyduranlar, kendine özgü görev ve hedef belirleyenler; varoluş gayelerine hizmet etmiş olurlar.

Dünün mücadelesi; bilekle, kılıçla, topla, tüfekle yapılırdı. Günümüzde ise bu mücadele; gönül gücü ve beyin gücü ile yapılmaktadır. İnsan kaynaklarında beyin göçünün engellenmesi ve korunması hassasiyeti gösterilmelidir. 

Yarım asra yakın eğitim sürecinde birisi ve eğitim gönüllüsü olarak; devletçe, ailece ve fertce yapılması gereken çalışmaları ifade etmek istiyorum. Millî Eğitim Bakanlığı’nca Üst Özel Eğitim Genel Müdürlüğü ihsas edilmelidir. Ulusal ve uluslar arası üstün zekâ ve üstün özel yetenek belirleme ve değerlendirme envanteri hazırlanarak; bütün çocuklar bu testten geçirilmelidir. Tesbit edilen üstün zeki ve yetenekli çocuklar; mucit ve sanatkâr yetiştirmek üzere okullar açılmalıdır. Bu çocukların her türlü ihtiyaçları karşılanmalı ve istihdam güvencesi verilmelidir. Hatta beyin göçünün içten dışa değil, dıştan içe doğru sağlanmasında gerekli tedbirler alınmalıdır.

Çocuk; anne baba için bir armağan, bir emanet ve geleceği devam ettirmede önemli sermayedir. Ailece yapılması gerekenler; ebeveynlerin büyük çoğunluğu, çocuklarının gelişimlerini sağlıklı takip edememekte, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda gelişimlerine destek olamamaktadırlar. Çocuklara ilk öğretilmesi gerekenler; sevmeyi, sevilmeyi, değer görmeyi, değer vermeyi, soru sormayı, sorgulamayı, itiraz etmeyi, cesur olmasını ve etkin fert olması öğretilmelidir. Bu kazanımları sağlamak için; psikologlardan, rehberlik hizmetlerinden ve eğitim bilimcilerinden gerekli destek alınmalıdır. Çocuklara hedefe yönelik; planlı çalışmayı, zamanı etkin kullanmayı, problem çözme becerisi kazandırılmalı. Çocukların ortaokullardan itibaren ilgi ve yeteneklerini keşfetmeleri sağlanmalı. En az iki yabancı dili öğrenmeleri için planlama yapılmalı ve imkân hazırlanmalıdır.

Zaman zaman ödülle teşvik edilmeli, yüreklendirmeli. Oyun çocuklar için vazgeçilmez temel ihtiyaçtır. Birçok bilgi, tutum ve beceri oyunlaştırılarak öğretilmelidir. Onurlarını kırmadan gerektiğinde güzel dille uyarılmalı, terslenmemeli, fiilî ve sözlü şiddete başvurulmamalıdır. Tolerans sınırınız olmalıdır. Onları “eğer”, “çünkü” sevgisi ile değil, “rağmen” sevgisi olan şartsız sevgi ile sevin. Unutmayın ki her çocuk temiz fıtratla doğar. Onu yaşadığı sosyal iklim şekillendirir. 

Sosyal çevre; aile, arkadaş, okul, sokak ve muhittir. Günümüzde çocukları etkileyen araçlardan birisi de, sosyal medya ve internet kullanımıdır. İnternet kullanımının kontrollü olması veya disiplinin kazandırılması önem taşımaktadır.

Lise ve üniversite öğretimi itibarı ile doğru hedef, doğru meslek üzerinde kendini iyi yetiştirmelidir. 

Zamanında çalışmayı ve yorulmayı göze almayanlar hayat boyu dinlenemez, insan olmanın hazzını duyamazlar. Unutulmamalıdır ki insan iyi niyetle yola çıkmak ve elinden gelen çabayı göstermekle yükümlüdür. Her insan; düşüncesine paralel gösterdiği gayreti kadar başarılı, değerlerle donanıp duygularını doğru yönetmesi kadar mutludur.

Eşrefi mahlûkat olmanın gereği; insan olarak gelinen kâinatta, insan olarak yaşamasını bilmektir. 

İnsan; masum olduğu kadar hür, hür olduğu kadar Abdullah olduğunu unutmamalıdır.