Senaryonun ilk adımı bir fikirle başlar demiştik. Daha sonra bu fikrin hikâye haline gelmesi gerekir.
Hikâyeler bu açıdan benim hep ilgimi çekmiştir. Enteresan hikâyelerin bir kısmı da hapishanelerden ortaya çıkar. Geçenlerde hapishanede bir müddet yaşamış birisi ile karşılaştım.
Hapishanelerde yatan insanların bir kısmı kötü insan oldukları için orada değildirler. Hukukçu olmadığım için suçlar ve cezalar hakkında detaylı bilgim yok, fakat bazı suçların cezasının ağır, bazı suçların ise hafif olduğunu (gazetelerdeki haberlerden gördüğüm kadarıyla) düşünüyorum.
Görüştüğüm kişi hapishanede birisi ile tanışmış, ne iş yaptığını sormuş… Serbest meslek demiş. Daha sonra “mesleğinin” hırsızlık olduğunu söylemiş… Ailecek... Eşi çocukları hepsi... Birileri çalışıyor, kazanıyor, biriktiriyor… Bunlar da sadece bazı insanların kazandıklarını çalarak hayatlarını devam ettiriyorlar. Maalesef, hırsızlığın bizim kanunlarımıza göre cezaları da çok değil… Bir yıl ile üç yıl arasında bir cezadan bahsediliyor.
Bir komşunuzun aslında hırsızlıkla geçindiğini düşünebiliyor musunuz? Sabahları karşılaşıp selâmlaştığınız veya bayramlarda ziyaret ettiğiniz, akşam gezmeleri son zamanlarda azaldı fakat akşam ailecek çay içtiğiniz aile hırsızlık yaparak hayatını devam ettiriyor olabilir.
Hapishanelerin maalesef caydırıcılık yönü yok. Orada yatan yaptığı işin yanlışlığını düşünmüyor ve o konuda hapishanede kendisine gerçek bir eğitim verilmiyor. Hapishaneden çıktıktan sonra yapacağı soygunların veya başka suçların planını yapıyor. Hapishanede yatmak suçluları yaptıkları işlerden vazgeçirmiyor. Kısacası, ıslah etmiyor.
Bunları dinlerken aklıma hatıralar geldi. Birçok Risale-i Nur talebesini çıkacak bir kargaşada ölüp gitsin diye içinde cani ve katillerin bulunduğu koğuşlara koyarlar. Nur talebeleri kaldıkları koğuşları bir medrese haline getirip yaşantıları ile o katilleri adeta ıslah ederler. Gardiyanlar ve hapishane müdürleri şaşırırlar.
Hapishaneler de bildiğim kadarıyla mescid var, Kur’ân-ı Kerîm de var, imamlar da... Burada isteyen mahkûmlar Kur’ân okumayı öğrenebilirler, hadis dersi de alabilirler. Fakat mescide gitmeyenlerin alacağı bir eğitim yok. Adalet Bakanlığı okuma yazma eğitimi veriyor. başka nasıl bir eğitim veriyor bilemiyorum.
Her suçlu için ayrı argümanlar ile, gerekirse birebir görüşerek yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmak lazım. 1.10.2025 tarihi itibariyle 420.904 mahpus hapishanelerde yatıyor. 120.013 mahpus açık, 300.891 mahpus kapalı hapishanelerde kalıyor. Adalet Bakanlığı daha çok uzman kişiyi bünyesinde bulundurmalı ve her hapishanede bu uzmanlar birebir görüşerek mahpusların dışarıya çıkınca suç işlemelerinin önünü kesmeye çalışmalıdır.
Gazetemiz yazarlarından rahmetli Halil Uslu Ağabey Türkiye’nin birçok hapishanesinde konferanslar verirdi: “Hz. Peygamber (asm) ve kardeşlik,” “İnsan ve insanın mahiyeti” gibi başlıklar altında.
Bu tarz konferanslar, tiyatrolar, filmler, sohbetlerle, suçun azalması adına hapishanelere ulaşmalıyız.