Gençlerin şuurlanmasını istemeyen bilhassa “ifsat, ahlaksızlık komiteleri” inanılmaz oyunlar kuruyor. Eğitim sistemimiz natüralizm, pragmatizm, Darwinizm, materyalizm, kapitalizm ve Kemalizm gibi yolunu şaşırmış felsefik akımların pençesinde! Sistem âdeta oyalamak-boyalamak kurgulanmış… En eski ve mukaddes müessesesi aileyi dağıtmak, toplumu yavaş yavaş çökertmek için de son 20 yıldır “dindar siyasalcı/siyasal dinci” iktidarı kullanarak manevi değerlerin içini boşalttılar!

Gençliği kendilerine çekmek, geri kalanlarını etkisizleştirmek için ülkeyi müthiş bir baskı ve altına alıyorlar. Bir kısmını “terörist”likle yaftalayarak erdi ferde, aileyi aileye, cemaati cemaate kırdırıp biribirine düşürüyor, anarşıya karmaşaya sürüklüyorlar. Yüksek enflasyon, pahalılık, yük faize boğup boğaz tokluğuna meşgul ediyorlar. İşte, bu kargaşa ve anarşiyi önlemenin yolu “yalancı, gaddar, canavar, siyasetle” değil, imân, ilim ve zekâttır. 

Şöyle ki: “Bu vatanın ve bu milletin hayat-ı içtimaiyesi bu acip zamanda anarşilikten kurtulmak için beş esas lâzım ve zaruridir: Hürmet, merhamet, haramdan çekinmek, emniyet, serseriliği bırakıp itaat etmektir.”1 Yani, devlet dahil herkesin herkesin inancına, etnik kökenine, mesleğine, hak ve hürriyetlerine saygı göstermesi; şefkat etmesi; eğitim ve kanun, hukui düzenlemelerle biribirine güvenmesi; gayr-i meşru yollardan kaçınması ve başıboşluktan kurtulup çalışma ve üretime yönelmesi zaruridir… Zekâtın gücüne gelince:

“Türkiye’nin zekât potansiyeli 55 milyar dolardır. (İslâm ülkelerinin 10 trilyon dolardır.”2 Türkiye’nin 55 milyar dolarlık zekat potansiyelini 81 ile bölersek herbirisine 679 küsür milyon dolar düşer. Zekât da ilmi verilere göre kurumsallaşırsa hakkıyla toplanır, tevzi edilir ve rantabl bir şekilde kullanılır. Bunun her ülkede kaç bin fabrika, teknoloji ile donatılmış yüksek ve kaliteli eğitim müesseseleri, üniversite kurulur? Evet, müthiş bir varidat, gelir kaynağı, “Zekâttır. Zira biz hem Hanefî, hem Şâfiîyiz. Bir zamandan sonra o Medresetü’z-Zehrâ İslâmiyete ve insâniyete göstereceği hizmetle, şüphesiz bir kısım zekâtı bil’istihkak (hak, liyakat kesbederek) kendine münhasır edecektir. Bâhusus, zekâtın zekâtı da olsa kâfidir.”3

Maddî, teknolojik ve mânevî gelişme ve birliği sağlayan bir toplumun karşısında kim durabilir?

Dipnotlar: 

1-Şuâlar, Enst./intr, s. 307.; 

2-tdv.org/tr-TR/turkiyenin-zekat-potansiyeli-55-milyar.; 

3-Münâzârât, s. 129.