Okumayınca düşünemiyoruz. Düşünerek yaşamayınca yaşadıklarımız bizi dehşete düşürüyor.
***
Her yanlış kendine bir Bağdat bulur. Bu göz boyayan, baş döndüren, gökyüzünü örten, rüzgârları kesip hastalıkların davetçisi binaların hepsini sat; bir Yunus etmiyor.
***
Kiminle hangi ince ya da “sıradan” bir meseleyi konuşacaksın! Kelimesiz birisiyle yemek yiyemez, çay içemez, gökyüzüne bakamazsın.
***
Öğretmeni, öğrencisi kitap okumayan bir ülkenin hayalleri olmaz ki yarın anlatılacak hayatı olsun!
***
İstediğiniz kadar okul yapın; harfleri birbirine tutturmaktan, iki ikiyi dörtlemekten, üniversite bitirip işsiz kalmaktan öte gidemezsiniz! Çünkü ne içine/niçine, ne asıla/nasıla/aslı ne-ye kapalısınız. Çünkü “ufuk” kelimesiye ufaktan bir akrabalığınız yok!
***
Sonsuza yürüyen insanı et kemik sanıyorsunuz! Yanıyorsunuz, yakıyorsunuz, yanılıyorsunuz! Niyetinizi bir bilsek ve bilsek ki kimsiniz(!)
***
Şöyle göz göze gelsek; kinsiz, kansız, karşılıksız konuşsak da... ah ki kelimelerimiz, aynalarımız paramparça...
***
Eve geldim. Bir kitabın başına çökmüşüm ki... unutmuşum açlığımı! Okumanın keyfi anlatılır gibi değil. Bize bu lâzım...
***
Eksiğimiz noksanımız ne mi: “Kitaba uzağız.”
***
Gelin; “Kitap Süreci” başlatalım. Bu beton, asfalt yığınlarından çıkalım. Olsa bi’ şeyler olurdu; olmadı, olmayacak, olmuyor, olmaz.
***
Ateşin yüksek olduğu, benizlerin solduğu yerlere tırlarla kitap götürelim. Taş taşımaktan kollarımız, yollarımız yoruldu.
***
Atalar: “Kanı, kanla yumazlar!” “Ateşe körükle gidilmez!” der de duymak da kültür istiyor.
***
İşleri, kitapsız çözmeye çalışmak; cehaletin katmerlisi, körlüğün kardeşi...
***
OKUL KAÇKINI ÇOCUK
Uzun bir yola çıksam...
Günlerin doğup battığını görsem...
Haberleri dinlemesem...
Şehirlerin uzağından geçsem...
Adım başı aşk hikâyeleri dinlesem...
Göz değmemiş semalar görsem...
Pınar başlarında suların;
Gölgelerde kuşların türküsünü dinlesem.
Yunus’la yola çıksak...
“Dağlar ile taşlar ile...”
***
Aradığını bulmuş Yunus; okul da okumamış!
Ne ki kapansa; Yunus’un okuduğunu okuyamayan okullar...
Dünyayı kire pasa boyayan ne varsalar...
***
Tarihimizi, “yabancılara” soralım olmazsa! Biz biraz hatta çokça uzak/tan baktık kendimize; niye? Kurcalamak gerekiyor tarihin sayfalarını. Dün, bugüne; bugün yarına lâzım ve ayna. Mutlaka bir çaresi var, şu bizi can evinden vuran sıkıntıların! Çare başı da okumaya başlamak... Okumayı çoğaltmak...
***
KİTAPLARA SARIL; GEÇER
Dalınca gidiyorsun kitaplara;
Dönmüyorsun bir daha...
Sayfalar arasında toz duman....
Kelimeler harmanında...
Arasında kuru gül yaprakları...
Kıvrılmış sayfalar yarım hayatlar gibi...
Notlar, altı çizili satırlar...
Oracıkta çıkıp gelmiş; orda kalmış şiirler...
Sararmış yapraklar...
...ve çokça geçmiş zaman...
Aaah okuyunca bir yolculuk başlıyor ki...
Okumadan anlaşılmayan...
Dertler mi dedin; beterin beteri...
Oku geçer, oku geçer, oku geçer.