"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zam ülkesinden notlar

Ali HAKKOYMAZ
14 Mayıs 2022, Cumartesi
Yoo; zamlara karşı değilim! Al şu üç, beş bin maaşı sen de! Geçin de göreyim hele! Geçinebiliyorsan... geç, otur karşıma; çaylar benden...

Zamlar olacaksa olur; maaşlara da geldikten sonra... karşı durmak ne haddime! Şu faturalara, şu da sana... Geldi gitti fiyatına... Dayan gitsin zamlara.

Böyle değilse kardeş; zam; ateş demek... Seni de yakar beni de...

Nerden alıp nereye vereyim! 

Ha, onu bilmem diyorsan... halka soracaksın hemen. Bir yolu var; ölümden öte dertlerin. Dünya bugün kurulmadı. Bir kara düşüncedir... beni de alıp gitti. N’ettiniz piyasayı böyle! Bir şeye el atamaz oldum. 

Ver elini uzaklar diyordum. Her şey ateş pahası... Dahası var diyorlar dahası... da buna can dayanmaz. Birden bire böyle olmaz. 

İşin içinde ne varsa... Meclis’te konuşun bunu. Laftan, itiraftan bıktık.

Efendimiz bile akıl danışırdı; savaşa, barışa giderken. Bir çıkış yolu; vakit belki varken!

*

Durup dururken bu zamlar niye? Zaten kıt kanaat yaşıyoruz. Şu koltuk belki çeyrek asır... Üstümüz başımız belli... Nerde bizim bu paralar? Niye uğramaz ki biraz da bize!

Yanımda yöremde adım başı yabancı... Hayır; onlar yerli... Kimdi o şair:

“Öz yurdunda garipsin.” diyordu! Dün müydü o gariplik; bugün mü?

“Bir kişiye tam dokuz; dokuz kişiye bir pul...” demişti hızını alamayıp. Hele gel hele şimdiye! Bastığımız yeri göremez olduk. Kendi etimizi, ekmeğimizi yiyemez olduk.

Ama çok havalıyız. Cebimiz, cüzdanımız delinmiş; ne çıkar!

Bak; dün nerdeydik. Bin dokuz yüz yetmiş, seksendeydik... İki bin kaçlara geldik! Ne kaldı ki yarınlara!

Böyle böyle ilerleyeceğiz; yaa!

Öyle kolayına geldiği gibi yaşamak yok! Yerli nohut, fasulye, mercimek... ne demek! “Her şey dünde kaldı cancağzım!” Biraz Mevlana okumak lazım...

*

Bedel

Ücret asgarî; zamlar azamî...

Bu gemi nasıl yürür be abi?

Duru durağı yok mu bunun?

Sonun başlangıcı mı yoksa?

Bakma bunları yazdığıma;

Canım çok sıkkın be abi!

Araba sokakta; ben evde...

Hürriyet frende be abi!

Yoksulluk, açlık sınırı...

Sınırlar darma duman be abi!

Parayla saadet olmaz da...

Parasızlık fena bir şey be abi!

Hayallerimiz bozguna uğradı.

Rüya değil; bunlar kâbus...

Geceler ışığa teslim olacak.

Az kaldı; güleceğiz muhakkak.

Az kaldı; bir elimizde demokrasi...

Öteki elimizde hürriyet, adalet...

Şiirlerle, şarkılarla sulh ve sükûnet...

İnsanlık çok bedelli be abi!

*

Akıl vermek gibi olsun; zamlar iyi gidiyor. Daha, daha, daha... tadı damağımızda kalıyor. İple çekiyoruz yarını... Etiketler bugün de taze... Bunca yıl hasret kalmıştık. Şimdi gece gündüz... şekere, gaza, tuza...

Neyse... ay kaç günlük; sen göğe bak! Zam gelmeden ve içine iyi çek;

Henüz bedava hava...

Zamlarla yüz göz olunmuyor ki...

Ne zaman karşılaşsam taze...

Vitrinlerin yanından geçerken;

Çoğumuz canlı cenaze...

Zam muaazzam

Muntazam ve muazzam zamlar...

Giderse böyle bu azgın sermaye...

Birileri bir şey dese, he!

Ekmeksiz aşsız yaşamaya dair!

Bu zamlar görülmedik zamlar.

O paralar da bizde yok.

Nasıl geldik buralara!

Çıkış hangi kapıda?

Bu zamlar uçurur bizi.

Evlerde durdurur.

Mal mülk herkesin elinde kalır bir gün!

Ümit sonsuz hazinedir, şair!

Okunma Sayısı: 1728
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı